'Nusaybin'de tel örgüleri kaldırın çocuklarımıza ulaşalım'
09:49
JINHA
MÊRDÎN - Mardin’in Nusaybin ilçesinde 134 gün süren ablukada direniş yazan gençleri, “Onlar bu mahallenin çocuklarıydı” diye anlatan H.K, direnişte yerini alan oğlunun cenazesini almaya engel olan tel örgülere karşı tüm kadınları mücadele etmeye çağırıyor.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde yaklaşık 5 ay süren “sokağa çıkma yasağı” kısmi olarak kaldırılırken 6 mahalle tel örgülerle çevrili. Nusaybin sokaklarını gezinirken evleri yıkılmış ve “eşyalarımız o çocukların canından daha kıymetli değil” diyerek evlerinden hiçbir şey almadan çıkan kadınlarla ayaküstü sohbet ettiğinizde, “Keşke hiçbir şeyimiz kalmasaydı ama o gençler yaşamını yitirmeseydi” diyerek anlatmaya başlıyorlar. H’nin, “Onlar, bu mahallenin çocuklarıydı” sözleri kadınların ortak hissine dokunurken sol elini koyduğu kalbi, “Ben çocuğumu burada doğurdum. Oğlum, bu mahallenin çocuğuydu. Kendi mahalleleri için kendi mahallerinde savaştılar” diyor. H, Ankara Katliamı’nın tanığı olan ve Nusaybin direnişinde yerini alan oğlu Egid’in tel örgülerle çevrili mahalledeki cenazesine ulaşmak için tüm kadınları tel örgülerin önünde direnmeye çağırıyor.
Ankara katliamı tanıklığından Nusaybin direnişine…
“Fedai bir ruhu vardı, can fedaydı” diyerek anlattığı oğlu Egid’in boylu poslu, yakışıklı bir erkek olduğunu söyleyen H, “Onun gibi güzel bir genç yoktu. Yüz yılda anlatsam onu size, bitmez sözleri” diyor. Egid’in evli ve iki çocuk babası olduğunu ifade eden H, “Rohat ismini verdiği oğlu, o yaşamını yitirdikten 2 ay sonra dünyaya geldi. Rohat, mahallede yaşamını yitiren ilk gençti. Oğluna bu ismin verilmesini istemişti. Kızı Arjin’i çok seviyordu o da babasını” şeklinde anlatıyor. Oğlunun Bursa’da oturduğunu ve katliamın yaşandığı 10 Ekim mitingine katılmak için Ankara’ya geldiğini belirten H, “Ankara katliamından sonra kendini toparlayamadı. Oğlum, ‘İnsanların havada uçuşan bedenlerinin parçaları yüzüme, başıma çarpıyordu’ diyordu o günü anlatırken. O günden sonra aklı fikri mücadeledeydi. ‘Kürtler, mücadelelerinde haklılar’ diyordu” şeklinde dile getiriyor.
‘Anne, bir söz verdim, dönemem’
Oğlu Egid’in ikinci yasakta gelip Nusaybin direnişine katıldığını belirten H, “Bursa’dan kardeşinin görüşüne geldi, bir daha da dönmedi. Egid’im, ‘Benimle gel’ dedim. O ise bana ‘asla buradan çıkmam’ dedi. Bana, ‘Neden gitmiyorsun’ diye sorduğunda onsuz gitmeyeceğimi söyledim. ‘Peki arabayı çağır, seninle geleceğim’ dedi. Kandırdı beni tabi. Yola çıkacağım gün, ‘Anne, kusuruma bakma bir söz verdim, sözümden asla dönemem, vazgeçemem’ dedi. Birbirimizden hatır istedik, o kaldı ben gittim” şeklinde dile getiriyor.
Çocuklarım için, tellerin oraya gidiyorum…
Oğlunun, cenazesi tel örgülerin arasında iken uyuyamadığını dile getiren H, “Gecenin bir yarısı uyanıyorum ve artık ne yaparsam yapayım uyuyamıyorum. Kızım, ‘Anne, yapma böyle herkesin çocuğu içinde’ diyor. Acaba herkesin annesi bu kadar acı çekiyor mudur? Sadece ben mi böyleyim, bilmiyorum. Cezaevindeki oğlumu ziyarete geldim Nusaybin’e. Kaç gündür buradayım. Tellerin etrafında gidip geliyorum. Nusaybin’e her gelişimde yapıyorum bunu, o telleri boydan boya dolanıyorum. Çevredeki insanlar, evime bakındığımı, bunun için gidip geldiğimi sanıyor. Oysa sadece tel örgülerin arasında kalan çocuklarım için oradayım. Buna bir çözüm bulmalarını istiyorum artık” diye söylüyor.
Bizim mahallenin çocukları…
“Çocukları tel örgülerin arasında olan diğer ailelere sesimi ulaştırın” diyen H, tel örgülerin önünde toplanma çağrısı yapıyor. Çocuklarını istediklerinin belirten H, “Düşman ya öldürür bizi ya da çocuklarımızın cenazelerini verir bize. Çocuklarımız için ölümü göze alıyoruz. Onlar yerlerinde, yurtlarındaydı. Biz başkalarının yerini, yurdunu işgal etmemiştik. Bizim evimiz, bizim mülkümüzdü. Çocuklarımız ise bu mahallenin çocuklarıydı. Ben çocuğumu burada doğurdum. Oğlum, bu mahallenin çocuğuydu. Başkalarının evine, mülküne, mahallelerine gidip el koymamışlardı. Kendi mahalleleri için kendi mahallelerinde savaştılar” diyerek direnişte yer alan tüm gençleri anlatıyor.
Tel örgülerin önüne gelin…
Çocuklarının cenazelerine ulaştıklarında acılarının bir parça da olsa hafifleyeceğini, nefes alabileceklerini dile getiren H, “Neden çocuklarımız o tellerin arasında. Yüreğinin bir yerde olduğunu bilsen o yürek için ölmeyi göze almaz mısın? O tel örgülerin önünden kalkmayı hiç istemiyorum ki… Şehit annelerinin hepsi bu tellerin önüne gelsin ve herkes buna destek versin. Çocuklarımızı oradan kaldıralım” diyor.
(ekip/dk)