Emine'nin hayat hikâyesinde değişmeyen devlet zulmü
09:07
JINHA
MÊRDÎN - Devlet baskısı yüzünden 27 yıl önce Güçlükonak'tan Nusaybin'e göç eden Emine Kayran, Nusaybin'e yönelik 4'üncü yasakta keskin nişancılar tarafından ayağından vuruldu. Şans eseri kurtulmayı başaran Emine, devlet zulmünün dünden bugüne değişmediğini söylüyor.
Mardin'in Nusaybin ilçesinde 134 gün süren devlet ablukasında hayvanlarını otlatmak için dışarı çıkan Emine Kayran, keskin nişancıların açtığı ateş sonucu yaralandı. Nusaybin'e yönelik 4'üncü yasakta yaralandığını belirten Emine, "Evim Yenişehir'deydi. Sabah kalkıp hayvanlarımı otlatmak için evden çıktım. Ateş açtılar vurulup yere düştüm. Ayağım kanlar içindeydi. Yere düştükten sonra da taramaya devam ettiler. Bütün şarjörü boşalttılar üstümde boşalttılar" sözleriyle o anları anlattı.
'Bir buçuk saat yerde yaralı olarak bekletildim'
Sonrasında bir duvarın arkasına sığındığını söyleyen Emine, sözlerine şöyle devam etti: "Akrabalarım karşıdan bakıyordu ama ateş etmeye devam ettikleri için kimse yanıma gelemiyordu. Çocuklarım uykudaydı, onlar duysun istemedim. Kadınların beyaz bayraklarla geldiklerini görünce 'gelmeyin öldürüleceksiniz ambulansı bekleyin' dedim. Yukarıdan hortum atıp beni çekmek istediler ama tutamadım. Bir buçuk saat yerde yaralı olarak kaldım. Sürüne sürüne yolun karşısına geçtim. Kadınlar elimi tutup çekti. Beni battaniyeye sarıp at arabasına yatırdılar. Sonra da ambulansın oraya getirdiler. Bu sırada zırhlı araçlardan inen özel harekat polisleri 'seni biz vurmadık' dediler, bende onlara 'beni siz vurdunuz' dedim."
'Eşim ve kardeşim katledildi'
Devlet zulmünün dünden bu yana değişmediğini söyleyen Emine, 90'lı yıllarda devlet baskısı yüzünden öncesi Siirt'e ve sonrasında Şırnak'a bağlanan Güçlükonak'tan Nusaybin'e göç etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Babasına ait evin askerler tarafından 5 kez yakıldığını kaydeden Emine, "Devlet, babamın köydeki evini 5 defa yaktı. Erkek kardeşimi haince öldürdüler. Mal ve mülksüz kaldık. 500-600 koyunumuzdan sadece 20 tanesini Siirt üzerinden Nusaybin'e getirebildik. 92'de ise eşim öldürüldü. Askerler evimize baskın yaptı o zaman kızım küçüktü daha süt emiyordu. Evimin etrafını ve damın askerlerce sarıldığını gördüm, çocuklarımı evden köylüler kurtardı. Kızımı sırtıma bağlayıp, çocuklarımın kıyafetlerini alıp yola çıktım" sözleriyle yaşadıklarını anlattı.
'Kadınlar ayağa kalkıp el ele vermeli'
Askerlerin baskısı yüzünden Nusaybin'e göç ettiğini dile getiren Emine, son olarak şunları belirtti: "Botan'a geçince yüzümü ziyarete döndüm ve dua ettim. Sonrasında tekerlek buldum ve çocuklarımın ellerini birbirine bağlayıp sudan geçirdim. Önce Dargeçit'e ardından da Nusaybin'e geldim. Yıllar sonra Nusaybin'de de devlet zulmüne maruz kaldık. Şuan evim devletin ördüğü tellerin arkasında. Ben yeniden evime dönmek istiyorum. Devlet yıllardır Kürt halkına zulmediyor ancak bu baskılarla bir yere varamayacağını da iyi bilmeli. Barış, kardeşlik ve özgürlük istiyorum. Kadınlar ayağa kalkıp el ele versinler. Ben davamın arkasındayım. Bir damla kanımız kalana kadar da davamızın arkasında olacağız" sözlerine yer verdi.
(ekip/mg)