Kürt basını bu toprakların Anka Kuşu…

18:30

JINHA

İSTANBUL - Özgür Gündem gazetesinin kapatılma ve baskına tepki gösteren akademisyenler, "Bu topraklarda ne zaman bir kriz yaşansa hem Kürt halkına hem de Kürt basınına yönelik baskı boyut değiştiriyor. Kürt basını susturulmaya çalışılıyor ama susmuyor, susturamıyorlar. Kürt basını bu toprakların Anka Kuşu… Her seferinde büyük bedeller ödeyerek, küllerinden yeniden yeniden doğuyor" dedi.

Özgür Gündem gazetesinin İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından kapatılmasına ve gazeteye düzenlenen baskına ilişkin tepkiler artarak devam ediyor. Gazetenin kapatılmasına ilişkin JINHA'ya değerlendirmede bulunan Özgür Gündem Nöbetçi Eş Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katılan ve bu nedenle tutuklanan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, kapatılma kararının şaşırtmadığını ancak öfkelendirdiğini söyledi. 15 Temmuz'da darbenin engellediğini hatırlatan Şebnem, "Darbe gerçekleşseydi de bunlar yaşanacaktı, önlendi ama yine baskılar, kapatılmalar yaşanıyor. Davalar, yargılamalar, hepimizi öfkelendiriyordu. Ama bunun doruk noktası Özgür Gündem'in kapatılması oldu" dedi. Şebnem, bütün kriz dönemlerinde Kürtlere yönelik baskıların arttığını vurgulayarak şöyle devam etti: "Bu topraklarda ne zaman bir kriz yaşansa hem Kürt halkına hem de Kürt basınına yönelik baskı boyut değiştiriyor. Kürt basını susturulmaya çalışılıyor ama susmuyor, susturamıyorlar. Kürt basını bu toprakların Anka Kuşu… Her seferinde büyük bedeller ödeyerek, küllerinden yeniden yeniden doğuyor."

'Gazete kapatma çözüm değildir'

Nöbetçi Genel Eş Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katılan bir diğer isim akademisyen Doç. Dr. Ceren Sözeri de, gazete kapatmaların ve gazeteci tutuklamaların hiçbir sorunu çözmeyeceğinin altını çizerek, "Basın tarihi de ülke tarihi de gazete kapatmanın bir çözüm olmadığını gösterdiği halde siyasi iktidarlar hiçbir şekilde ders almıyorlar. Takrir-i Sükun Kanunu'ndan, 1925'lerden başlayıp 90'lı yıllar Özgür Gündem'in bombalanıp, gazetecilerin öldürülüp üstünün kapatılmasının Kürt sorunu ya da her ne sebeple olursa olsun gazete kapamanın bir çözüm olmaz" dedi.

'OHAL döneminde alternatif ses bulmak zorlaştı'

Konuşmasına "Özgür Gündem, ülkede olan bitenlere hükümete muhalif, Kürdî bir bakış açısıyla yayın yapan bir gazete ve demokrasi açısından da var olması hayati önem taşıyan bir gazete" sözleriyle başlayan Akademisyen Doç. Dr. Esra Arsan ise "Bir temizlik operasyonu söylemi uzunca süredir devam ediyor. Bu, bazen dindarlık, bazen milliyetçilik söylemiyle yapılıyor, bazen de muhalifleri temizleme veya neoliberal kapitalizmin kendi içindeki sakat rekabet zincirini yeniden üretme şeklinde gelişebiliyor. Ancak OHAL döneminde yargının, emniyetin, ordunun ve medyanın durumu göz önünde bulundurulursa medyada alternatif ses bulmak giderek güçleşti" dedi.

Medyanın, itirafçılardan geçilmeyen, herkesin cemaati ve muhalifleri kötülediği, iyiyle kötünün ayırt edilmesinin zorlaştığı bir sirke dönüştüğünün altını çizen Esra, "Sirk hayvanlarını izlerken çok itaat içinde olduklarını görürüz. Ama kulise bakın, o hayvanların o hale gelmesi için maruz kaldıkları şiddet korkunçtur. Bu ortamda, OHAL'in yansımaları olarak muhaliflerin tasfiyesi medyada akademi alanında, kültür-sanat veya siyaset alanında derinleşiyor. Şu an Türkiye'de demokrasi ve ifade özgürlüğünden bahsetmenin absürt olduğunu düşünüyorum. Darbe koşullarında yaşadığımızı görüyorum. Antidemokratik bu zincirden maalesef Özgür Gündem de payını almış durumda" diye konuştu.

(rt/ödk/dk)