Açlık grevindekilere savcı talimatıyla şeker yok!
13:32
JINHA
ANKARA - Ankara'da 14 Temmuz günü ev baskınıyla gözaltına alınan ETHA muhabiri, HDP, SGDF ve Devrimci Parti üyelerinin aileleri ve avukatları, basın toplantısı gerçekleştirdi. İHD Ankara Şube'de yapılan toplantıya, HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran ve HDP Ankara İl Eş başkanı Birsen Kaya da katıldı.
'Yaşanan bu süreç darbenin devamı'
Toplantının başında ETHA muhabiri Fatma Edemen ile SGDF’li Hünkar Genç’in açlık grevinde olduğu bildirildi. İlk konuşmayı HDP Ankara İl Eş Başkanı Birsen Kaya gerçekleştirdi. Tüm bu yaşanılan gözaltı ve tutuklamaların darbe sürecinin devamı olduğuna işaret eden Birsen, "Biz ısrarla askeri ve sivil darbe istemiyoruz diyoruz” diyerek, yaşanan sürecin karşısında durmaya devam edeceklerini vurguladı. OHAL ile birlikte AKP'nin baskı sürecini yaydığını ifade eden Birsen, "Şimdiye kadar haklarımızı almak için nasıl mücadele ettiysek, bunun için de mücadele edeceğiz" dedi.
'Kürt olmak suç mu?'
Birsen’in ardından aileler söz aldı. Mehmet Nuri Aslankan'ın annesi Tevrat Aslankan, üç gündür oğlundan haber alamadığını belirterek, "Zulüm istemiyoruz artık. Darbe istemiyoruz birlik ve beraberlik istiyoruz. Oğlum sabahtan akşama kadar inşaatta çalışıyor, emekçi birisi. Kürt olmak suç mu, mücadele eden Kürtlerin hepsini hapse mi atacaklar?" diyerek, duruma tepki gösterdi.
'Gösterdikleri mücadele suç değil'
Hünkar Genç'in annesi Semra Genç ise, "Bütün çocuklarımız adına buradayım. Tek dileğimiz onların özgür olması, onlar da özgürlükleri için direniyorlar. Gösterdikleri mücadele suç değildir" ifadelerini kullandı.
'Hukuksuzluk bu coğrafyada yüzyıllardır var'
Yetkin Kılıç'ın yakını ise, yaşanılan sürecin yeni olmadığına dikkat çekerek, "Bu coğrafyalarda hukuksuzluk yüzyıllardır var. Bizim arkadaşlarımız, politiktir biz de yaptıkları her şeyin arkasındayız. AKP darbe girişimini fırsata çevirdi. Biz yoldaşlarımızı yalnız bırakmayacağız. Bu uygulamaları boşa çıkartacağız" dedi.
'Açlık grevinde olanlara şeker verilmiyor'
Gözaltına alınanların avukatı Gülşen Uzuner de açıklamada son bilgileri aktardı. Ağırlığı Tuzluçayır olmak üzere toplamda 11 kişinin gözaltında olduğunu belirten Gülşen, müvekkilleriyle görüşmekte sıkıntı yaşadıklarını söyledi. OHAL sürecinde yanlış bir algı yaratıldığına dikkat çeken Gülşen, temel hak ve özgürlüklerin OHAL'de rafa kaldırılamayacağını vurgulayarak, "Gözaltında bulunan arkadaşların sağlık durumları iyi. Açlık grevinde olanlar var. Onlara savcının talimatıyla şeker verilmiyor. Bu tamamıyla eziyet. Bunun hangi hukuki boyutla açıklanacağını savcıya sormak gerekiyor" dedi.
‘Gerekçesiz tutuluyorlar’
Gözaltında bulunanların hepsinin sağlık kontrolden geçmediğini, geçenlerin ise emniyette doktor olduğu iddia edilen kişiler tarafından muayene edildiğini aktaran Gülşen,"Emniyetin içinde bir bölümde sağlık kontrolüne çıkartılıyorlar. Müvekkillerimiz bunun bir muayene olmadığını söylüyorlar. Gözaltındaki kişiler hukuksuz bir şekilde mülakata zorlanıyor" dedi. Müvekillerinin emniyetin çeşitli birimlerinde tutulduğunu ve kendilerinin neyle suçlandığını bilmediklerini ifade eden Gülşen, gözaltındakilerin gerekçesiz tutulduğunu vurguladı.
Duyarlılık çağrısı
Bu süreçte saldırıların geri püskürtülmesi ve gözaltıların yaygınlaşmaması açısından duyarlılığın çok önemli olduğunu ifade eden Gülşen, şöyle devam etti: "Gözaltına alınanlar polis ya da bir takım kişilerin ihbar maili sonucu alınmış. Bunlar her zaman uyguladıkları yöntem. Biz senelerce bundan vazgeçin dedik ama anlaşılan vazgeçmiyorlar. Gözaltında tutulanların hiçbir hukuki durumu yoktur. Bunlara alışmamız için duyarlılık gösterelim.
'Düşman hukuku uygulanıyor'
HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran da, şu an ki süreçte tam bir düşman hukukunun uygulandığını altını çizdi. Daha öncesinde 'OHAL normal vatandaşları etkilemeyecek' diye bir açıklama yapıldığını hatırlatan Ayşe, durumun tam aksi yönde ilerlediğini belirterek, “Demek ki işçiler, emekçiler normal vatandaş sayılmıyormuş. Demokrasi mücadelesi yürüten HDP'ye karşı yapılanları gördük" dedi.
“Eğer darbe gerçekleşseydi OHAL ilan edilecekti. Kadınlar, gençler, gazeteciler tutuklanacaktı. Binlerce insan işkencehanelerden geçecekti. Aynı şeyler tam olarak şu anda yaşanıyor. Bu OHAL uygulaması değil, düşman uygulamasıdır" şeklinde konuşan Ayşe, canlı bombaları tutuklamayanların, yüzlerce insanın katledilmesine sebep olanların şu an devrimci ve demokratlara kumpaslar geliştirdiğini kaydetti.
‘Zamanı gelince yargılanacaklar’
OHAL'de hiçbir şekilde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) temel hak ve özgürlükler kısmının askıya alınamayacağını söyleyen Ayşe, "Bugün bize yapılanları gerçekleştirenlerin zamanı gelince yargılanacaklarını biliyoruz" diyerek, Emniyete ve savcılara şöyle seslendi:
Demokrasi uyarısı
"Hiçbir şekilde dayanağı olmadan 'terör operasyonu' algısı verilerek yürütülen operasyonlara derhal son verin. Darbenin tek panzehiri vardır o da radikal demokrasidir. Yoksa savaşın daha çok derinleştiği bir Türkiye ile karşı karşıya kalacağız."
(he/sy)