Direnişi giyinen kadınlar: Bugün isyanımız siyahla!

09:10

JINHA

HABER MERKEZİ – İşkenceye, savaşa, cinsiyetçiliğe soyunanların karşısında kadınların giysisi direnişe bürünüyor: Devlet işkenceye soyunduğunda kadınlar direnişi giyinir. 1 Ağustos 1989'da cezaevlerindeki devlet şiddetine karşı yol kapatan siyahlı kadınlar da, "Bugün isyanımız siyahla. Bu cinayetlere karşı çık" diyerek işkencelere isyan etmişti. 27 sonra bugün ilan edilen OHAL de, hak ihlali ve işkence anlamında ilk olarak yine cezaevlerini hedef aldı.

15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) yine ilk önce cezaevlerini hedef aldı. Bitmeyen hak ihlallerinin yaşandığı cezaevlerinde OHAL’in ardından işkenceler de giderek artmaya başladı. Devlet şiddeti, her dönemde en çok cezaevlerinde yüzünü gösterirken, buna en çok ses çıkaran da yine hep kadınlar oldu.

1 Ağustos Genelgesi

Bundan 27 sene önce, 1 Ağustos 1989 tarihinde Türkiye Adalet Bakanlığı 1 Ağustos Genelgesini yayınlamış ve bununla birlikte cezaevlerindeki siyasi tutuklulara yönelik bir devlet terörü 12 Eylül hukukuyla uygulamaya konmuştu. Buna karşı cezaevlerinde direnişler ve açlık grevleri başlatılmış, bu süreçte Eskişehir Özel Tip Cezaevi Bakanlığın kararı ile kapatılmış ve bütün tutsaklar sürgün edilmişti. Ancak Eskişehir'den Aydın'a sürgün sırasında nakil aracının içine sıkıştırılmış tutsaklardan ikisinin kapılar açılmadığı için havasızlıktan yaşamlarını yitirmesi, hak savunucuları için isyana sebep olmuştu.

‘Tek’ renge karşı tek ‘siyah’la trafiği kapattılar

1989'da İstanbul'da toplanan 1. Kadın Kurultayı'nda kadınlar harekete geçmeyi tartışmış ve toplantı sonunda “siyah giyme” kararı almıştı. Cezaevlerindeki şiddeti protesto etmek için kadınların siyah giyme çağrısı, Türkiye'deki feminist hareket açısından bir mihenk taşıydı. 1 Ağustos Genelgesi ile yasallaşan tek tipleşmeye karşı 'tek renk' giyinen kadınlar 9 Ağustos Çarşamba günü, siyahlar içinde Cağaloğlu meydanında yere yatarak yolu bir süre trafiğe kapattı. Cağaloğlu’na serilen siyahlı kadınların okuduğu basın metni ise şöyleydi:

'Devletin şiddetine, bu cinayetlere karşı çık'

“Hapishanelerde, ölümlere varan bir devlet şiddeti yaşanıyor. Ölen ölsün anlayışıyla ‘ne yapalım yani’ sorumsuzluğu içindeki Adalet Bakanlığı ve hükümet bunun sorumlularıdır. Yüzyıllardır şiddetle yüz yüze kalmış bir cins olarak biz kadınlar, 1 Ağustos Genelgesi’ne dayanılarak devletin uyguladığı şiddete kayıtsız kalamayız. Hapishanelerde direnenlerin yanındayız. Bütün herkesi; bu cinayetlere karşı çıkmaya, 1 Ağustos Genelgesi’nin kaldırılmasını istemeye, bu durumu protesto etmek için siyahlar giymeye ve gazeteleri siyah sütun atmaya çağırıyoruz. Açlık grevleri bitse de bu ölümlerin sorumlularının cezalandırılmasını istiyoruz.”

'Bugün isyanımız siyahla'

Kadınlar, eylemi yaptıkları akşam yeniden bir araya gelerek, ertesi gün yeni bir eylem yapmaya karar verdi. 10 Ağustos Perşembe günü, siyahlı kadınlar Tünel'den Galatasaray'a kadar sessizce yürüdükten sonra ellerindeki küçük siyah kartonları havaya fırlatarak dağıldılar. Ancak yürüyüş sonrası 11 kadın gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Emel Armutçu, Nuran Ağan, Şenay Gelişli , Gülnur Acar Savran, Süheyla Kalyoncu, Ayşe Düzkan, Filiz Karakuş, Saynur Çetiner, Eftal, Zübeyde Atay ve Nazmiye Ülker bulunuyordu. İki gün Beyoğlu Karakolu'nda kaldıktan sonra DGM'ye sevk edilerek 12 Ağustos Cumartesi günü tutuklandılar.

‘Biz kadınlar şiddetin her türünü çok iyi biliyoruz’

11 Ağustos Cuma günü gözaltının ertesinde ise, Cumhuriyet gazetesinde kadınların şöyle bir ilanı yayınlandı: “Devlet 1 Ağustos Genelgesi’ne dayanarak cezaevlerinde şiddet uyguluyor. Şiddetin her türünü çok iyi bilen biz kadınlar herkesi protesto etmeye, 12 Ağustos Cumartesi günü bütün kadınları siyah giymeye, herkesi protestosunu ifade etmek için üzerinde siyah bulundurrmaya çağırıyoruz.”

12 Ağustos Cumartesi günü, Beşiktaş’ta toplanan siyahlı kadınlar, beyaz bir panonun siyaha boyanmasından sonra, ellerindeki siyah kurdeleleri yere atarak dağıldılar. Aynı gün, sosyalistlerin Kuruçeşme’de yaptıkları “Birlik İçin Girişim” toplantısına gelen bir grup siyahlı kadın da burada bir mesaj okuyarak “siyah eylem”in yaygınlaştırılması için çağrıda bulundu.

Cezaevindeki siyahlı feministler

Tutuklanan 11 siyahlı feminist, protesto ettikleri işkenceye karşı tutsaklara destek için bir hafta açlık grevi yaptı. Cezaevinde feminist kadınlar cezaevindeki diğer siyasi tutuklularlasosyalist örgütlerden bir tartışma yürüttüler. Filiz Karakuş’un Sosyalist Politika’da derlediği bilgilere göre; kendilerini ‘kadın kurtuluş hareketi’nden olarak tanımlayan 11 siyahlı kadın, cezaevindeki tüm farklı siyasi grupların temsilcilerinin doğal üyesi olduğu cezaevi konseyinde ‘kadın kurtuluş hareketi’ tarafıyla bir temsilcilerinin olması gerektiğini savundular. Ancak bu talep cezaevindeki birkaç siyasi grup dışında konsey üyelerinin çoğunluğu tarafından kabul edilmedi.

Kadın Kurtuluş Hareketi

Sayısız toplantılar ve öncesi iç tartışma süreçleri feministleri, bir politik özne ve kadın kurtuluş hareketinin siyasi bir hareket olması konusunda politik olarak güçlendirdi. Cezaevinde kendilerini ‘Kadın Kurtuluş Hareketi’ olarak tanımladılar.

Siyahlı feministlerin feminist avukatı Filiz

Siyahlı kadınlar bir aylık tutukluluktan sonra, 7 Eylül 1989'daki ilk duruşmalarında kefaletle serbest bırakıldı. Feministlerin, yine kendileri gibi feminist avukatları arasında, bugün HDP Milletvekili olan Filiz Kerestecioğlu da yer aldı. . Cezaevlerindeki açlık grevleri ise kimi kazanımlarla Ağustos sonunda bitirilmişse de, 1989'da "Bugün isyanımız siyahla" diyen kadınlardan bugüne, kadınlar savaşa ve şiddete karşı direnişi giymeye devam ediyor.

(sy)