Kadın gazeteciler: Şermin'e ve mesleğimize sahip çıkalım
09:09
JINHA
AMED - "İşte Gever'e 'gizli' operasyon belgesi" başlığıyla yayınlanan haberden dolayı gözaltına alınan ve hakkında müebbet hapis cezası istenen Şermin için kadın gazeteciler çağrı yaptı. "O belgeyi her gazeteci yayınlardı" diyen meslektaşları, Şermin'in mesleki başarısına dikkat çekti.
Hakkari'nin Yüksekova ilçesine yönelik devletin aylar öncesinde hazırladığı operasyonu "İşte Gever'e 'gizli' operasyon belgesi" başlığı ile haberleştirdiği için 14 Mayıs'ta tutuklanan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Şermin Soydan hakkında Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianame 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Skandal niteliğindeki iddianamede, Şermin hakkında "Devletin savaş ve imkanlarını tehlikeye sokması" iddiasıyla müebbet, "örgüt üyeliği" iddiasıyla 3 ile 8 yıl arasın, "örgüte yardım yataklık ettiği" iddiasıyla 5 ile 10 yıl arası hapis cezası isteniyor.
Gazetecilik yaptığı için yargılanan Şermin'in iddianamesinde de yaptığı haberler, haber şefi ve çalışma arkadaşıyla konuşmalarına yer veriliyor. Kadın gazeteciler ise Şermin'in mesleki bir başarı gösterdiğine dikkat çekerek, dayanışma çağrısında bulundu.
'Ödül alması gerekirken cezalandırılıyor'
DİHA Muhabiri Beritan İrlan bir gazetecinin en doğal hakkının haber yapması olduğunu vurgulayarak, "Bizler meslektaşımız Şermin gibi hakikatleri ortaya çıkarmaya devam edeceğiz. Yaptığı haber için ödül verilmesi gerekirken müebbet ile yargılanıyor" dedi. Şermin'in yerinde olan her gazetecinin söz konusu belgeyi haberleştireceğine dikkat çeken Beritan, "Kürtler üzerinde uygulanan katliamları ortaya çıkarıyoruz. Türkiye'de her şeyde olduğu gibi gazetecilikte de tuhaf şeyler yaşanıyor. Bir gazeteci burada ileride yaşanacak katliamı teşhir ediyor ama bunun cezası müebbet oluyor" dedi.
Daha önce de Kürdistan'ın birçok bölgesinde gazetecilerin kafasına silah dayatıldığını, darp ve tehditlere maruz kaldıklarını hatırlatan Beritan, "Yaşananlardan rahatsız olan herkese ya ceza kesiliyor ya da 'darbeci', 'terörist' ilan ediliyor. Biz gazeteciler olarak görevimiz gereği Kürt halkı üzerinde uygulanan katliam ve zulümleri aktarmaya, Şermin'in yaptığı gibi hakikatleri ortaya çıkarmaya devam edeceğiz" dedi.
'Kürt basını üzerinde baskılar durmak bilmiyor'
Şermin'in bir başka meslektaşı Van TV muhabiri Hülya Emeç da Şermin'in haberinin aslında bir gazetecilik başarısı olduğuna dikkat çekerek, "Onun yapmış olduğu haber şu anda Yüksekova'da yaşananları, savaş sonrası yıkılan evlerin durumunu ortaya koyuyor. O belge de bunun habercisiydi, belge de bir savaş konseptini gösteriyordu, bunun için bu savaşa karşı bütün devlet kurumlarına uyarılarda bulunulmuştu. Sonrasını aslında şimdi görebiliyoruz, bütün Yüksekova'da yıkılan evlerin ve savaşın devam etmesinin orada bulunan sivillerin yaşamını yitirmesinin hepsinin aslında göstergesiydi bu belge" diye konuştu.
'O belge bende olsaydı, ben de aynı şeyi yapardım'
Kadın gazeteciler olarak Şermin'e sahip çıkılması gerektiğini ifade eden Hülya "O belge benim de elime geçseydi ben de yayınlardım. Gazetecilik etiği gereği elinize geçen belgeyi haberleştirirsiniz. O görevi gereği ve oradaki insanlar için bunu yaptı bu yüzden yargılanıyor. Başta kadın gazeteciler olmak üzere tüm gazeteciler Şermin'i sahiplenmeli" çağrısı yaptı.
(mm/gc)