'Sur direnişi bitmedi biz devraldık'

09:09

Medine Mamedoğlu / JINHA

AMED - Tarihi Sur direnişinde yer alan ve katledilen Ramazan Öğüt'ün annesi Elif Öğüt, herkesin unutmaya çalıştığı Sur direnişini devam ettireceklerini söyledi. Elif, "Belki çocuklarımız ölümsüzleşti bir şey yapamıyor ama artık bizler varız. Bu direnişi hepimize Kürt halkına emanet edip gittiler. Benim için oradaki kavga halen de devam ediyor, bitmeyecek de. Ne Ramazan'ı ne de arkadaşlarını asla unutmayacağım. Var olduğum sürece onun arkasından gideceğim" dedi.

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde ilan edilen "sokağa çıkma yasağı"yla çatışmalar yerini 100 günü bulan tarihe direnişe bıraktı. 2 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen yasağın ardından 9 Mart 2016 tarihinde devlet güçlerince operasyonlar bitti açıklamalarına rağmen "yasak" hala devam ediyor. Yaşamını yitirenlerin sayısının tam olarak verilmediği Sur'un içerisinde hala cenazelerin olduğu söylenirken, çatışmaların devam ettiği süre içerisinde bazı cenazeler ise devlet güçlerince ailelerine verilmedi. Bu cenazelerden biri de 1 Ocak tarihinde Sur direnişinde katledilen ve cenazesi 5 ay boyunca verilmeyen 17 yaşındaki Ramazan Öğüt'tü.

Ailesi tarafından tutulan açlık grevleri ve nöbet eylemlerinden 5 ay sonra Ramazan'ın cenazesi verilmişti. Direnişin izlerini yok etmeye çalışan iktidara karşı konuşan Sur direnişinin simgelerinden olan Ramazan'ın annesi Elif Öğüt, oğlunun uğrunda öldüğü mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğini ve var oldukça Sur direnişini kimseye unutturmayacağını söyledi.

'Doğum gününde şehit düştü oğlum'

Ramazan'ın Sur'a giriş hikâyesinden bahseden Elif, "1 Ocak tarihinde beni aradı. Sur'a girdiğinden haberimiz yoktu. Daha sonra ben ve kızım onu bulmak için Sur sokaklarına gittik. Onu gördüğümde bir türlü eve getirmeye ikna edemedim. Ne dediysem gelmedi, bana diğerlerinin de annesi ailesi var dedi. Ama ondan ayrıldığımızda bana sana geri döneceğim diye söz verdi. Onu orada gördüğümüz zaman yasak daha başlamamıştı. Daha sonra ayın 1'inde doğum günü gecesinde beni aradı 'Anne ben iyiyim, beni merak etme. Sana söz verdiğim gibi bombalar bile patlasa yine de tekrar beni göreceksin' diye. O gün sabaha kadar uyumadım. İki rüya boyunca oğlumu battaniyeler arasında gördüm. Daha sonra öğrendim ki benle konuştuktan sonra evden çıktığında onu vurmuşlar oğlum o gece şehit düşmüş. O gün benim ona götürdüğüm kabanla ölmüş onunla gömmüşler oğlumu" dedi.

'Oğlumun mezarı oldu diye mutlu olduk'

Elif, oğlunun kemiklerini de olsa bulmak için 5 ay beklediklerini ifade ederek, "Daha sonra onun için eyleme girdik, önce açlık sonra da nöbet eylemi. Bu eylemler tam 5 ay sürdü. 5 ay boyunca oğlumun kemiklerini bekledim. Sonra cenazeyi bulduk. O gün dünyalar benim oldu. Bir anne oğlunun mezarı olacak diye mutlu olur mu hiç. Bunu yapan sadece ben değildim, benim gibi bir sürü anne vardı orada çocuklarının kemiklerini arayan" diye konuştu.

Oğlunun kendisine söz verdiği halde arkadaşlarını bırakmadığını söyleyen Elif, "Benim oğlum Sur'a niye girdiğini ne için mücadele ettiğini biliyordu. Çok iyi bir insandı, şerefli ve vefalıydı. Bu davayı eskiden beri çok seviyordu, bayrağını şarkılarını hepsini çok severdi. Bunun için iki defa tutuklandı hatta. Birinde polisin eline taş atmıştı kırmıştı polisin elini. Çoğu arkadaşı da böyleydi zaten, bu davaya sadık olduğu iççin oradaki arkadaşlarını yalnız bırakmadı ve onlar ile birlikte ölümsüzleşti" dedi.

'Sur direnişini kimseye unutturmayacağız'

Elif, oğlunun Sur'daki direnişte yer almasından önce kendilerini mücadeleden uzak tuttuklarını belirterek, Ramazan'ın katledilmesinin ardından onun mücadelesini devraldıklarının altını çizdi. Elif, "Bu olanlardan önce bu tür şeylerden uzak dururdum. Oğlumu da uzak tutmaya çalışırdım hatta. Sarı kırmızı yeşil renkleri taşımasına bile izin vermezdim. Ama şimdi evde onun fotoğraflarının üzerine kocaman bir çaput koyuyorum. Şimdi bende çok seviyorum. Her gün onun mezarına gidiyorum her şehit cenazesine katılıyorum. Artık oğlumun yolu benim yolumdur, onun mücadele edip uğrunda şehit düştüğü mücadeleyi artık ben ve benim gibi anneler devam ettirecek" diye kaydetti.

"Sur'da çatışmalar bittikten sonra herkes eski normal hayatına döndü, sanki daha önce hiç böyle bir şey yaşanmamış gibi" diyen Elif, şöyle devam etti: "Aylarca tank ve top sesleri altında uydukları geceleri unutmuş gibiler. Ama ben gibi Rozerin'in, Turgay'ın Cihat'ın anneleri gibi anneler biz ölmediğimiz var olduğumuz sürece bu direnişi ne unuttururuz ne de unuturuz. Belki çocuklarımız ölümsüzleşti bir şey yapamıyor ama artık bizler varız. Bu direnişi hepimizi Kürt halkına emanet edip gittiler. Benim için oradaki kavga halen de devam ediyor, bitmeyecek de. Ne Ramazan'ı ne de arkadaşlarını asla unutmayacağım. Var olduğum sürece onun arkasından gideceğim."

'Ramazan'dan sonra neyin ne olduğunu anladım'

Elif, Ramazan'dan sonra her şeyi daha iyi anladığını ifade ederek, "Kendi oğlumun kanını göremedim. Onu morglarda parçaladılar, aylarca vermediler onu bize. Savcı ve polisler eğer oğlunuzu almak istiyorsanız onun terörist olduğuna dair belge imzalayacaksınız demişti. İnsan görmeyene kadar anlamıyor, şehit nedir diye. Oğlumdan önce gördüğüm tek ölümler ecelle gelmiş ölümlerdi. Ramazan'dan sonra daha iyi anladım neyin ne olduğunu. Ben artık yaşadım gördüm benim içim nasıl yanıyorsa orada olan şehit ailelerinin de canı öyle yanıyordur. O yüzden onların yanına gidip hem kendi acımı hem de onların acısını paylaşıyorum. Hep oğlumun davasının arkasında olacağım, sonuna kadar onun ve arkadaşlarının yanında olacağım. Bundan sonra onların hepsi benim çocuğum" dedi.

Elif, son olarak da oğlunun anılarının olduğu Sur sokaklarında ki yasağın kalkmasını istediğini söyledi.

(dk)