'Devrimci kadın basıncılığında Deniz bir çizgi kalın bir hattı'
09:09
Binevş Sarya-Fîdan Rêzan /JINHA
QAMIŞLO - DAİŞ'in Maxmur'a saldırısını elinde kamerasıyla tüm dünyaya duyuran gazeteci Deniz Fırat'ı ölümünün ikinci yıldönümünde anlatan çalışma arkadaşları, "Devrimci kadın basıncılığında Deniz bir çizgi, kalın bir hattı. Ondan dolayı tüm şehitlerimizin hayalleri bizim mücadele sözümüzdür" dedi.
Eline kamerasını, fotoğraf makinesini, kalemini alarak DAİŞ çetelerinin saldırılarını anı anına takip eden ve bunu tüm dünyaya duyuran gazeteci Deniz Fırat (Leyla Yıldıztan), 8 Ağustos 2014 tarihinde çetelerin attığı havan topu parçasının kalbine isabet etmesi nedeniyle hayatını kaybetti. Hakikatin peşinde bir kadın, bir savaşçı, bir gazeteci Deniz Fırat'ı ölümünün ikinci yıldönümünde meslektaşları anlattı. Afrîn'de Rohahi TV çalışanı Özgür Serhat, Deniz Fırat'ın devlet baskıları nedeniyle göçe maruz kalmış bir aileden geldiğini söyledi.
'Sırtında kamera çantasıyla saatlerce çalışırdı'
Deniz'in her zaman Kürt kadınları ve halkı için "Büyük özgürlükler gerekiyor" dediğini söyleyen Özgür, "Deniz arkadaş Kürt özgürlük mücadelesinde şehit düşenlerin yolunu takip ederek kendisine şehitlerin çizgisini esas aldı. Çocukluğundan beri çok büyük acılar çekti. Nietzsche'nin 'Büyük acılardan büyük varoluşlar olur' diye ünlü bir sözü vardır. Deniz de böyle bir arkadaştı. Çok büyük acılar çekti ve o acılar sayesinde hakikate ulaştı. Çalışmalarında çok başarılıydı ve hiç bıkmadan, yılmadan saatlerce sırtında kamera ve çantasıyla büyük bir coşku ile yürür ve çalışırdı. Sürekli farklı ve yeni şeyler yapmak isterdi" sözleriyle Deniz'i anlattı.
'Hakikatin yolunda şehit oldu'
Özgür, Deniz'in yürüyüşünü hakikat yürüyüşü olarak adlandırarak, "O hakikatin yolunda şehit oldu. 2014 yılında çok büyük bir saldırı Maxmur kampına gerçekleşti. Deniz kampta basın çalışması yapıyordu. Mahmur yoğun bir şekilde havan, ağır silahlarla vurulduğunda Deniz, büyük bir cesaretle orada gerçekleşen saldırıları bir gazeteci sorumluluğu ve duyarlılığı ile tüm dünyaya duyuruyordu. Bir gazeteci olarak hakikati dünyaya duyurmanın bedeli de olsa, neler yapılması gerektiğini, savaş muhabirleri nasıl hakikatin peşinden korkusuzca gitmeli gerçeğini bizlere gösterdi" şeklinde konuştu.
'Halkının yaşadığı acıları derinden yaşardı'
Deniz'i tanıyan ve birlikte çalışma yürüten gazeteci Stêrk Gulo da Deniz'i şu sözlerle anlatmaya başlıyor: "Deniz bir Kürt kadın gazetecisi olarak, kadın arayışı, kadının gerçekliklerini dile getirme arayışı göz önündeydi. Kalemiyle yazdığı yazılarla Kürt kadın mücadelesini, yaşadıklarını ve anlam arayışlarını tüm dünyaya duyurmak istedi. Deniz sadece Kürt kadınını değil dünya kadın mücadelesini de yazıyor ve üzerine yoğunlaşıyordu. Kürt kadın direnişini, yaşadıkları mücadeleyi, geldikleri düzey ve aşamayı bununla beraber yaşadıkları katliam, acı ve sürgünleri, göçleri de vererek, Kürt kadının dünyada görünmesini için bir pencere oldu. Deniz olay ve olguları çok titiz ve derinlemesine ele alırdı. Bunun için halkının yaşadığı acıları derinden yaşardı. Haliyle beraber güler, ağlar, direnirdi. Deniz Fırat taraftı o halkının tarafındaydı. Bu da gerçek gazeteciliğin özelliğiydi."
'Fotoğraflarıyla doğanın yaşayan ruhunu yansıtırdı'
Deniz'in Kürdistan coğrafyasını çok sevdiğini kaydeden Stêrk, "Fotoğraflarıyla doğanın yaşayan ruhunu yansıtırdı. Tanrıça Zilan dergisinde Kürtçe serviste yer alan Deniz'in tüm yazıları kadın, çocuk ve kadın gerillaların mücadelesi üzerineydi. DAİŞ çeteleri tarafından Kürdistan'a saldırı olduğunda ve Maxmur kampına saldırdıklarında hemen harekete geçerek şehit düşmeden önce televizyona katıldı. Maxmur'da neler olup bittiğini tüm dünyaya duyurdu. Orada yaşananları heval Deniz sayesinde öğrendik. Deniz Fırat'ın duruşu gazetecilikte bir ölçüydü. Görüşüme göre bir gazetecinin temel görevi ve ölçülerden biri de topluma gerçekleri göstermek. Deniz de kalemiyle, objektifiyle bunu başardı. Tüm gazeteciler ne olursa olsun, bedeli ne olursa olsun gerçekleri yalın çıplaklığı ile dile getirmeli; tıpkı Deniz Fırat gibi" diye belirtti.
'Kalemi edebiyat, sevgi ve anlam yüklüydü'
Uzun yıllar Deniz Fırat ile basın çalışmalarında yer alan Jiyan Hêvî de, Deniz ile birlikte basın çalışmalarına başladıklarını söyledi. Deniz'in yaşamını yitirmeden önce basın çalışmalarını çok sevdiğini ve coşkuyla yaptığını söyleyen Jiyan, "Heval Deniz yaşamda, devrimcilikte çok çalışkan ve fedakârdı. Arkadaşlarını çok seviyordu. İnsan sevgisi, doğa sevgisi, moral ve coşkusu basına geçtikten sonra katlanarak arttı. Duygu yüklü dünyası kaleminin de güçlü olmasını beraberinde getirdi. Kalemi edebiyat sevgi ve anlam yüklüydü" dedi.
'Onların hayali bizim mücadele sözümüzdür'
Jiyan Hêvî, Deniz Fırat'ın çalışmasında çok ciddi olduğunu, mesleğini çok sevdiğine dikkat çekerek, "Gerillada, savaşta, normal yaşamında da böyleydi. Değerlerine bağlıydı. Elinde bulunan imkânların çok değerli olduğunu Halil Dağ, Hebûn Dersim gibi çok zor koşullarda mücadele ederek şehit düşen gazeteci arkadaşların emeği ile yaratıldığının bilincindeydi. Bu bilinç ve irade ile onların hakikatlerini ve hayallerini bir an olsun durmadan, bıkmadan, usanmadan yansıtıyordu. Devrimci kadın basıncılığında Deniz bir çizgi, kalın bir hattı. Ondan dolayı tüm şehitlerimizin hayalleri bizim mücadele sözümüzdür" ifadelerinde bulundu.
(ekip/mg)