'Darbeye ve OHAL'e karşı birlikte direnelim'
17:30
JINHA
ANKARA - Darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL uygulamalarına karşı bir araya gelen emek ve demokrasi güçleri, "Barış, demokrasi ve özgürlük isteyen halklar olarak bu süreçte mücadeleyi yükseltmek en büyük görevimizdir" dedi.
Emek ve demokrasi güçleri 15 Temmuz darbe girişimi ve ardından ilan edilen OHAL'e karşı Sakarya Caddesi'nde bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. HDP, ESP, Demokratik Alevi Derneği (DAD), Devrimci Parti, AKA-DER ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisinin katıldığı açıklamada, "Ne Saray, ne askeri darbe, demokrasi için birleşik mücadeleyi yükselt " pankartı açıldı. Açıklamada sık sık "Susma haykır darbeye hayır", "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz" ve "Direne direne kazanacağız" sloganları atıldı.
Açıklamada konuşan AKA-DER yöneticisi Betül Koca, darbe girişimi ve ardından OHAL'in devletin kimler tarafından yönetileceği ile ilgili egemenlik savaşının sonuçları olduğunu belirterek, "Saray-AKP tarafından 7 Haziran seçimleri sonuçlarının kabul edilmeyerek tekrar seçim kararı alması ve devlet içinde yerleşik bulunan diğer egemen gruplarla çıkar çatışmaları 15 Temmuz darbesine zemin hazırlamıştır" dedi.
Betül darbenin başarısız olmasının ardından ise OHAL ile baskıcı, katliamcı emek düşmanı politikaların önündeki tüm engellerin kaldırıldığını ve Meclis'in fiilen devre dışı bırakılıp başkanlık sisteminin uygulamaya koyulduğuna belirtti.
'Tecrit Kürt halkında kaygı uyandırmakta'
MHP, CHP gibi düzen partilerinin AKP iktidarının yanında yer aldığını dile getiren Betül yaşanan tüm bu gelişmeler ve saflaşmalardan zarar görenlerin ise işçi, emekçi ve ezilen halklar olacağına dikkat çekti. OHAL kararı ile birlikte Alevi mahallelerine saldırıların yoğunlaştığını, tutsaklara sürgün uygulamaları ve baskıların arttığını belirterek şunları söyledi: "OHAL uygulamasının ilk kararlarından biri olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a 3 ay boyunca ailesi ve avukatları ile görüş yasağı getirilmesi Kürt halkında kaygılar uyandırmakta, 72 gündür Hurşit Külter'den haber alınamamakta, Kürdistan halklarının temsiliyeti olan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek keyfi uygulamalarla tutsak edilmekte, Urfa'da sosyalist iki genç 15 gün işkence gördükten sonra tutuklanmakta, DAİŞ çetelerine karşı halkların özgürlük mücadelesini verirken şehit düşen Eylem Ataş yoldaşımızın cenazesi 40 gündür sınırda bekletilmektedir."
Tüm baskıcı uygulamalar ile diktatörlüğe karşı çıkan bütün kesimlerin denetim altına alınmaya çalışıldığını belirten Betül "Her ne kadar AKP-cemaat çekişmesi gibi görünse de asıl hedefin faşist uygulamalarına boyun eğmeyen halklar olduğu kesindir. Bu nedenle AKP-Saray kendisi gibi düşünmeyenlere karşı açtığı savaşı hızlandırarak sürdürmek istemektedir. Barış, demokrasi ve özgürlük isteyen halklar olarak bu süreçte mücadeleyi yükseltmek en büyük görevimizdir " diye konuştu. Betül, korku iklimi, darbe ve OHAL'e karşı birlikte direnme çağrısı yaptı.
(de-he/gc)