'Sözleşmeli öğretmenlikle muhalifler tasfiye edilecek'

09:16

Habibe Eren / JINHA

ANKARA- Eğitim alanındaki tasfiyeleri değerlendiren Eğitim-Sen Kadın Sekreteri Ebru Yiğit, AKP’nin darbe ile mücadele ettiğini öne sürdüğünü, ancak sözleşmeli öğretmenlikle asıl amacın muhalifleri tasfiye etmek olduğunu kaydetti. Ebru, “Eğitim ve bilim emekçilerinin muhalif olanlarını toplam 6 yıllık süreç içerisinde tasfiye ederek kendi kadrolaşmasını sağlayacak” dedi.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra hükümet, "Gülen cemaatine" yönelik gerçekleştirilen operasyonları, muhalif kesimlere yönelik büyük bir tasfiyeye dönüştürdü. İktidar tarafından en çok baskı ve saldırılara maruz kalan Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) bağlı Eğitim Sen'de 140 üye açığa alındı. Yaşanan bu durum ile birlikte eğitim sisteminde gidilen değişiklikler ise baskının giderek artacağına işaret ediyor.

Darbe girişiminden sonra OHAL uygulaması ile birlikte sendikalara yönelik baskı da giderek artıyor. Bunun yanı sıra eğitimde ciddi değişiklikler de yeni dönemde karşımıza çıkacak. Eğitim-Sen Kadın Sekreteri Ebru Yiğit de, okullara duvarların örülerek turnike gibi güvenlik önlemlerinin alınacağı ve sözleşmeli öğretmenliğin gündeme gelmesini JINHA'ya değerlendirdi.

'AKP eğitimi yeniden yapılandırmak istiyor'

AKP hükümetinin 14 yıllık iktidarı boyunca en yapısal değişikliği eğitim alanında yaptığını belirten Ebru, "AKP'nin kendi ideolojik anlayışı çerçevesinde eğitimi yeniden yapılandırmak gibi bir planı vardı" dedi. Hem eğitim programının içeriği, hem de eğitim alanında çalışan emekçiler üzerinden bir kadrolaşma amacı güdüldüğünü vurgulayan Ebru, "Bunu zaman zaman 4+4+4, zaman zaman da değerler sistemi ile yaptı" dedi. Ebru, Eğitim-Sen'in buna ciddi bir karşı koyuş geliştirdiğini de dile getirdi.

'Okullara yönelik bir saldırı tehdidi mi var?'

15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte aslında cemaatin eğitim alanına sızdığı ve buradan kadrolaştığı iddiaları ile birlikte hükümetin, 15 Temmuz'dan sonraki süreçte ilk hamlesini eğitim alanına yaptığını belirten Ebru, yeni başlayacak eğitim dönemi ile birlikte okulda artırılacak olan güvenlik önlemlerine de dikkat çekti. Artırılacak olan bu güvenlik önlemlerinin ciddi bir problem oluşturacağını söyleyen, Ebru bu durumu şöyle özetledi:

"Çünkü neler yapılacağına baktığımızda bir çok soru var sorulması gereken. Bu güvenlik tedbirlerinin neye hizmet ettiği önemli. Okullarla ilgili bir saldırı tehdidi ya da buna yönelik bir istihbarat mı var diye bir soru da akıllara geliyor. Eğer böyle bir saldırı ihbarı varsa bu, okulların etrafına tel örgüler çekilerek ya da okul duvarlarını yükselterek çözülemez. Çünkü IŞID ve benzeri örgütlerin yapacağı bir saldırının temeli kuşkusuz darbe girişimden önce, AKP'nin ülke içinde ve dışında yürüttüğü şiddet politikalarının bir ürünüdür."

''Göstermelik önlemler çözüm değil'

2010 yılındaki KPSS'nın iptal edilmesini hatırlatan Ebru," Soruların nasıl sızdırıldığına ilişkin çıkan ayrıntılar bile bu konuların çok daha tepeden devlet mekanizması içerisinde özellikle soruları hazırlayan birimlerin ve soruları dağıtımını organize eden birimlerin içerisinde bir hırsızlık olduğunu gösteriyor. MEB ve hükümet buralara el atmadan buradaki kadrolaşma faaliyetini çözmeden salt göstermelik okul binalarıyla alacağı önlemlerle suçun asıl sahiplerini görünmez kılıp suçtan mağdur olan insanları cezalandırmaya gidiyor" ifadelerini kullandı.

‘MEB, her türlü cemaatle protokoller imzaladı’

"Sadece 'Gülen Cemaati 'değil, farklı cemaatlerin kadrolaşması ile ilgili etkili bir mücadele yürütülecekse AKP'nin başta kendi politikalarına bakmaları gerekiyor" diyen Ebru, son 4 yıldır her türlü cemaatle MEB'in açık ve gizli protokoller imzalamasıyla bu cemaatlerin eğitim sistemi içinde kadrolaştığını vurguladı. Bu cemaatlerle mücadele edilmesinin ilk adımını, bu cemaatlerle yapılan protokollerin iptal edilmesi olduğunu belirten Ebru, "Bugün darbe girişimi ile mücadele ettiğini söyleyen hükümet, okullara duvar ve turnike koyarak okulları birer kışlaya çeviriyor. Kışlaları birer piknik alanına adeta kendi arka bahçelerine çeviren hükümet okulları kışlaya çevirerek önlem alacağını düşünüyor" dedi.

'Sözleşmeli öğretmenlikteki asıl amaç muhalifleri tasfiye etme'

15 Temmuz öncesinde Hükümetin 657 sayılı devlet memuru kanundaki iş güvencesine yönelik maddeye ciddi müdahalesi olduğunu belirten Ebru, hükümetin 657'deki iş güvencesini ortadan kaldırıp bütün öğretmenleri sözleşmeli istihdam etme ve bunu eğitim emekçileri üzerinde tehdit olarak kullanma gibi bir hedefi olduğunu söyledi. Bunu kamuoyu baskısıyla toptan değiştirmeye cesaret edemediğini vurgulayan Ebru, şimdi ise darbe girişiminden sonra öğretmenlerin sözleşmeli alınacağını ve 4 yıl çalıştırıp iki yılda aynı şehirde kalma taahhüdü alınacağını belirtti. Ebru bu durumu, "Aslında buradaki temel amaç öğretmenlerin, cemaatle bağlantılarını görüp buna göre istihdam etmek değil de, eğitim ve bilim emekçilerinin muhalif olanlarını bu dört yıl ve artı iki yıllık toplam 6 yıllık süreç içerisinde tasfiye ederek kendi kadrolaşmasını sağlamak" şeklinde açıkladı.

'Barış bildirisi imzalayanlara 'kan davası' güdüyor'

Hükümetin cemaat tehdidini sürekli gündemde tutarak kamuda güvenceli istihdamı kaldırıp sözleşmeli istihdamı yerleştireceğini dile getiren Ebru, "Biz buna izin vermeyeceğiz. Kamu emekçilerine yönelik bu saldırıların kaotik ortamı daha çok besleyeceğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

Bunun yanında akademisyenlere yönelik saldırıların da tekrar başladığını kaydeden Ebru, "Hükümet bunu bir kin ve kan davası olarak görüyor ve bu kaosu fırsat bilerek cemaatle hiç bir ilişkisi olmadığı halde cemaatle ilişkilendirilerek açığa alıyor. Bunun önümüzdeki günlerde artacağından kaygımız var ama buna izin vermeyeceğiz" dedi.

(sy)