'Abdullah Öcalan'la görüşmemek halkın yaşam hakkını yok saymaktır'
09:16
Gülfidan Ataman / JINHA
İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan derinleştirilmiş tecridin son bulması gerektiğini vurgulayan kadınlar, "Abdullah Öcalan'ın tecrit altında olması, yakınlarıyla görüştürülmemesi, demokrasinin yok sayılması, kadınların, çocukların ve yaşam hakkının yok sayılması demektir. Abdullah Öcalan'ın hemen serbest bırakılıp halkıyla buluşturulması gerekiyor" dedi.
Darbe girişiminin ardından 5 Nisan 2015'ten bu yana kimseyle görüştürülmeyen PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın durumuna ilişkin kaygılar arttı. Kaygılara karşılık, Abdullah Öcalan'la görüşmelerin başlaması için halklar sokaklara çıkarak eylemler başlatırken, halk sadece tecridin kalkmasını değil Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını da istiyor. Abdullah Öcalan'a yönelik uygulanan tecride tepki gösteren kadınlar, heyetin acilen görüşme yapması gerektiğini ve haber alınana kadar eylemde olacaklarını vurguluyor.
'Önderlikten iyi bir haber gelene kadar oturmayacağız'
Kürt halkının özgürlüğü için Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması gerektiğini vurgulayan Gürbet Erden, "Önderlik üzerindeki tecridin kaldırılana kadar ve o parmaklıklar kırılana dek alanlarda olacağız. Önderlikten iyi bir haber alana dek oturmayacağız" diye vurguladı. Devletin OHAL'i bahane ederek görüşmeleri engellediğini dile getiren Gürbet, "Biz artık sağlığından ve yaşamından şüphe duyuyoruz. Önderliğimiz için şuan ayaktayız. Kürtleri yok saymaya çalışıyorlar ama asla yapamayacaklar biz mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu. Gürbet son olarak, "Özgür Kürdistan, Kürdistan'ın özgürlüğü Kürt halkının özgürlüğü de önderliğin özgürlüğü ile olacaktır" dedi.
'Görüşmelerin engellenmesi savaş sürecini uzatmaya yönelik'
Konuya ilişkin konuşan Dilber Aslan ise, PKK Lideri üzerinde uygulanan tecridin insanlık dışı bir uygulama olduğunu belirterek, Abdullah Öcalan'ın bir halkın önderi olduğunu ve görüşmelerin engellenmesiyle savaş süresinin uzatılmaya çalışıldığına dikkat çekti. "Abdullah Öcalan'ın tecrit altında olması, yakınlarıyla görüştürülmemesi demokrasinin kadınların, çocukların ve yaşam hakkının yok sayılması demektir" diyen Dilber, yok sayılmaya kadınların ve Kürt halkının müsaade etmeyeceğini vurguladı. Darbe girişiminin ardından sokağa demokrasi adı altında çıkan kitlenin kadın düşmanı olduğu dile getiren Dilber, "Kurmak istedikleri düzen ve sistem buna yönelikti. Bu en son uygulamalarla birlikte su yüzüne çıktı. Kadınlar oy verdikleri partinin kendilerini nasıl sınırlandırdığına bakmalıdır" dedi.
'Kaygılar ayrılığı örgütlüyor'
Muazzez Töre de, tecridin biran önce kaldırılması gerektiğini söyleyerek şunlara dikkat çekti; "Abdullah Öcalan'ın hemen serbest bırakılıp halkıyla buluşturulması gerekiyor. İster yazılı, sözlü veya heyet aracılığıyla yüzde yüz görüştürülmesi gerekiyor" diye konuştu. "Şuan Sayın Öcalan'la ilgili herkesin kaygıları kuşkuları var. Buda bütün toplumu yaralıyor. Türkiye'de birliği sağlayacağız deniliyor fakat şuan birliği değil ayrılığı örgütlüyorlar" diyen Dilber, "Bu tecride ne zaman son verirlerse ve Türkiye'deki Kürt Özgürlük Mücadelesi'ne, kadınlara demokrasi hakkı ile gelinirse o zaman birlikteliği sağlamış olacağız" dedi. Darbe girişimine karşı demokrasi adı altında sokağa çıkan kitlenin kadınları hedef aldığını söyleyen Dilber, kadınların tüm saldırıları geri püskürteceğini kadınların meydanlarda sokaklarda olmaya devam edeceğini dile getirdi.
(tm/ödk/dk)