'Kalıcı demokrasi Abdullah Öcalan ile mümkün'
09:11
JINHA
WAN - Türkiye'de hakim olan kaos ortamında gerçek demokrasinin inşasının PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü ile mümkün olacağını dile getiren kadınlar, demokrasi bloğunun güçlenmesi ve kalıcı barışın gelmesi için tüm Kürt halkının ayaklanması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'de 15 Temmuz'da askeri birlikler tarafından yapılmak istenen darbe girişiminden sonra ülke genelinde 3 ay süre ile OHAL ilan edilmişti. OHAL ile beraber ülkede sözde huzur ortamı sağlanmaya çalışılırken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından yapılan çağrı ile halkın ikinci bir emre kadar sokaklarda darbe karşıtı miting yapması istendi. Türkiye'deki bu kaos ortamında Kürtler de net tavırlarını ortaya koyarak darbe karşıtı olduklarını alanlarda haykırırken hükümet ve cumhurbaşkanının dayatmaya çalıştığı 'tek adam' rejimini de kabul etmeyeceklerini her defasında dile getirdi. Kürdistan illerinde yaşayan Kürt halkının ortak fikri PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın serbest kalmadığı sürece kaos ortamının devam edeceği, istenilen demokrasinin de gelmeyeceği yönünde.
Yaşanan süreç hakkında fikirlerini öğrenmek için mikrofon uzattığımız kadınlardan Fatma Aslan, Kürt halkının tarihi boyunca zulme karşı durduğunu hatırlatarak kalıcı çözümün muhatabının Abdullah Öcalan olduğunun altını çizdi. Fatma, Kürt halkı olarak özgürlüklerinin Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü ile mümkün olduğunu söyledi.
'Kürt halkı darbeyi de AKP'yi de istemiyor'
Gerçek demokrasinin oluşturulması için halkların HDP'nin yanında yer alması gerektiğini savunan kadınlardan Şirin Boray da, "Doğru siyaseti sadece HDP yapıyor. Türkiye'de İktidarında içinde bulunduğu bir darbe girişimi gerçekleşti. AKP kendi kendine bu darbeyi yaptı. Şimdide bitirme telaşına düşmüş. Kürt halkı olarak darbeye de AKP'ye de karşıyız. Bizim istediğimiz gerçek demokrasinin oluşturulmasıdır" şeklinde konuştu.
'Türkiye'de daha çok darbe yaşanır'
Barışın gelmemesi durumunda Türkiye'nin darbelerin hedefinde olacağına işaret eden Nahide Duran ise, "Barışın gelmesi için önderliğimizin özgürlüğüne kavuşması lazım. Barış istiyoruz, kimliğimizi istiyoruz. Bunu sağlayabilecek güç ise halktır" dedi. Halkın kendi taleplerini sesli bir şekilde dile getirmeleri gerektiğini belirten Nahide, "Türkiye ne darbelerden kurtulur ne de gerçek demokrasi gelir. Umutluyum bir gün mutlaka gerçek bir demokrasi bu topraklara da gelecektir" ifadelerini kullandı.
'Tüm STK'liler, demokratlar birleşsin'
Demokrasi bloğunun güçlendirilmesi için tüm STK'liler, demokratlar, sol sosyalistlerin birleşmesi gerektiğini kaydeden Esra Tansu da, "Çünkü o zaman gerçek demokrasinin sesi daha gür çıkar. Bu da tek adam diktatörlüğünü en çok korkutacak şeydir. Buradan herkese sesleniyorum. Demokrasi bloğunu güçlendirelim" dedi.
'Başka Cizre'ler yaşanmasın'
Kürt halkı olarak yıllarca barıştan yana tutum sergilediklerini dile getiren kadınlardan Zeynep Mamuk, "Barış talebimizden kaynaklı, hep ötekileştirildik. Gerçek demokrasinin gelmesi ise bütün farklı kimliklere saygı duyulması gerekir" ifadelerinde bulunarak başka Cizre'lerin yaşanmaması için HDP başta olmak üzere herkesin kendisini sorgulaması gerektiğine değindi. Zeynep, "Bizler Kürdistan'daki katliamlara karşı başta HDP olmak üzere çok eksiklik yaşadık. Bir Cizre'nin daha yaşanmaması için bütün kimliklerin Demokrasi Bloğunda farklılıklarıyla birleşmeleri gerekiyor. Artık insanların katliamlara karşı susmaması gerekiyor" diye konuştu.
'Devleti de, partileri de oluşturan halktır'
Barışı daha güçlü bir şekilde desteklemek için Kürt halkının sokaklarda olması gerektiğini savunan Ayfer Hürman, "Bu saatten sonra artık hiçbir zulmü kabul etmesinler. Kürt halkı olarak bizim tek istediğimiz şey barış oldu. Barışı daha güçlü dile getirmek için alanlara çıkıp yapılan haksızlıklara karşı artık yeter demeliler. Devleti de partileri de oluşturan halktır. Halkın taleplerini gerçek demokrasi doğrultusunda haykırmaları gerekir. Diğer halklar gibi özgürce eşit haklarımızı istiyoruz" dedi.
(htk-ng/dc/dk)