'Kafamıza silah dayadılar polisler o akşam bizi öldürmeye geldi'

09:02

JINHA

DERSIM- Dersim'de gözaltına alınan ESP ve SGDF üyeleri PÖH tarafından tecavüzle tehdit edilerek cinsel saldırıya maruz kaldı. Darp, tehditlerle gözaltına alınan 13 kişi arasında yer alan ESP'li İlke Başak Baydar, "O gece PÖH'ün bizi öldürmek için oraya geldiğini biliyoruz. Bunu çok şiddetli bir şekilde hissettik. Biz 5 kadının kafasına silah dayadılar, tecavüzle tehdit ettiler" dedi.

Suruç katliamında yaşamını yitiren Cebrail Günebakan'ın anması için 23 Temmuz tarihinde çevre illerden Dersim'e gelen Ezilen Sosyalist Partisi (ESP) ve SGDF üyelerinin kaldığı eve baskın yapılması sonucu 13 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar polisler tarafından cinsel saldırı ve işkencelere maruz kaldı. SGDF üyeleri Şerife Erbay, İlke Başak Baydar, Yunus Varlı, Ulaş Alankuş, Başak Sıla Kaymak, Ceren Çoban, Ümit Tekin ve Muhammed Kaya ile Ezgi Özer emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakılırken, ESP üyeleri Mustafa Naci Toper, Özgür Kiraz ile HDP PM üyesi Ekber Kaya ve Hakan Kavut çıkarıldıkları mahkeme tarafından serbest bırakıldı.

'Kadın kimliğimize saldırılar'

Gözaltı ve sonrasında yaşadıklarını anlatan ESP Parti Meclis Üyesi İlke Başak Baydar, "Bizi öldürmek için geldiler. Kadın kimliğimiz üzerinden tehdit ettiler" dedi. İlke gözaltına alındıklarında darp edildiklerini ve tacize uğradıklarını belirterek, "Gözaltına alındığımız geceye baktığımızda o gece PÖH'ün bizi öldürmek için oraya geldiklerini biliyoruz. Bunu çok şiddetli bir şekilde hissettik. Girdikleri ilk andan itibaren önce kapıyı çaldılar, daha sonra da kapıyı kırıp içeri girdiler. İçeri girer girmez bizlere saldırdılar. Biz evde 5 kadın arkadaştık. Çevre illerden gelen arkadaşlarımız vardı. Biz 5 kadının kafasına silah dayadılar. Bizi ilk başta tecavüzle tehdit ettiler. 'OHAL geldi 30 gün bizimlesiniz' şeklinde tacizlerde bulunuldu. Taciz ettiler, şiddet uyguladılar aynı zamanda. Daha çok erkek arkadaşlarımıza şiddet uyguladılar. Bizleri daha çok tecavüz ve kendi kadın kimliğimiz üzerinden tehdit ettiler. Kimi erkek arkadaşlarımıza da aynı şekilde tecavüz tehdidinde bulundular" dedi.

'O saatte herkese şiddet uygulanmış'

"OHAL diye bütün gece bize anlattıkları şeyi, uzun süredir Kürdistan'da en şiddetli en çirkin en aşağılık en erkek egemen biçimlerini görmüştük. O gece bunu bir kez daha görmüş olduk" diyen İlke, devletin Kürt halkına, sosyalistlere dönük tutumunun en açık şekilde bu süreçte görüldüğünü kaydetti. İlke, "Dün Ekin Wan'ın bedenini olarak teşhir etmeye çalışan devlet zihniyeti geçen akşam bizim evimize gelip, tecavüz ve ölüm tehditleri ile yıldırmaya çalıştılar. Aynı şekilde bütün bir bölge halkının yaşadığı bizimkilerle aşağı yukarı benzer şeyler yaşadık. O gece Dersim merkezinde gerillaların yaptığı bir eylem vardı. Bizi de bunla suçladılar. Ama biz de burada demokratik siyaset yürüten insanlarız, bu eylemi yapanın gerillalar olduğu çok açık. Bunlar sadece bize dönük değil o saatte çarşı merkezinde bulunan tüm insanlara şiddet uygulanmış. Dışarıda bulunan herkesi akrebe bindirip ölümle tehdit etmişler. O akşam çok ciddi bir devlet terörüyle karşı karşıya geldik. Polisin ve Özel Harekâtın kadın bedenine şiddet ve terörüyle ve Dersim halkına dönük şiddet ve terörle karşı karşıya kaldık" diye konuştu.

'Saray darbesi gözler önüne serildi'

İlke OHAL ilan edildikten sonra baskıların daha da artacağını ifade ederek "Bütün bu sürecin gösterdiği şey belirgin bir şekilde şudur ki dün 15 Temmuz'da yaşanan darbe diye adlandırılan daha sonra da püskürtüldüğü iddia edilen ve OHAL'le perçinlenen savaş ve Saray darbesi, bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Bu saldırılar yarın en çok da kadın bedeni ve halk üzerinde uygulanacaktır. Bugün sokak ve siyaset yasaklarıyla insanları eve kapatmak istediler. Bu yapılanlar da sadece OHAL'le sınırlı kalmayacak" dedi.

'Kadınlar olarak saldırılara karşı direneceğiz'

Baskı ve şiddette AKP iktidarının en çok kadınları hedef aldığını, buna karşı da sosyalist kadınlar olarak mücadele edeceklerini belirten İlke, muhaliflere saldırıların daha çok artacağını vurguladı. 20 Temmuz 2015'de Suruç katliamında yaralandığını ve o tarihten itibaren 6 kez bu şekilde baskın ve operasyonla karşılaştığını ifade eden İlke, "Burada da gördüğüm şey şudur ki sosyalist kadınlara yönelik çok ciddi bir devlet saldırısı ve devlet terörüyle karşı karşıyayız. 20 Temmuz'da başlatılan savaş SGDF üzerinde yapılmaya başlandı. Daha sonra bu savaş başka saldırılarla devam etti. Bu operasyon ve saldırıların da asıl mağdurları genelde kadınlar oluyor. Çünkü bu süreçte esas direnişi yapan kesimin kadınlar olduğunu devlet çok iyi biliyor. Bu direnişe saldırarak kendini diri tutmaya çalışıyor. Bu süreçte her zaman kadınlara saldırmaya devam edecek. Ama buna karşı da iradeli bir kadın direnişini ve ayaklanmasını karşısında görmeye devam edecek" dedi.

(mm-bc/gc)