'Öcalan'ın özgürlüğü için meydanlara çıkacağız'
19:48
JINHA
AMED - "Darbeye hayır demokrasi hemen" mitingi İmralı Heyeti'nden ve HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreya Önder'le HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın konuşmasıyla son buldu. Konuşmalarda PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılması için çözüm odaklı girişimlerde bulunmasına değinilirken; Selahattin Demirtaş şunları söyledi: "Sandıkta hile olur kandırma olur. Ama sokakta olmaz. Sokak hakikatin fotoğrafıdır, özüdür. Bu nedenle demokrasi adına özgürlüğü savunmak adına tecride son verip Öcalan şahsında meydanları alanları kullanırız."
Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda "Darbeye hayır demokrasi" hemen şiarıyla binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen radikal demokrasi mitingi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve İmralı Heyeti'nden Sırrı Süreyya Önder'in de konuşmalarıyla son buldu. Saat 16.00'da başlayan mitinge binlerce yurttaş katılım gösterirken, Diyarbakırlıların tek talebi PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü oldu. Binler tek bir ağızdan, "Biji Serok Apo" sloganı attı.
'Sayın Öcalan'ın özgürlüğü insanlıkta ısrar edenlerin meselesidir'
DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in konuşmasının ardından mitingde söz alan İmralı Heyeti'nden Sırrı Süreyya Önder, heyet olarak halkı kıskandıklarını kaydederek, miting alanına gelen halkın özgürlük, demokrasi, barış simgesi olarak gördükleri PKK Lideri Abdullah Öcalan için geldiklerini belirtti. Devletin darbecileri bulamadığını ve tahmin edemediğini kaydeden Sırrı, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 2 metre karelik alanda tüm yaşanacakları tahmin ettiğini hatırlattı. Bugün hapsedilenin, tecrit edilenin sadece PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın ve Kürt halkının olmadığına dikkat çeken Sırrı, tüm demokrasi isteyenlere seslenerek, "Sesini duyurmak istemedikleri insan tüm insanlığa 21.yüz yılın temel çözümlemelerini yapan insandır. Bu yüzden Sayın Öcalan'ın özgürlüğü sadece ABD'nin, Türkiye'nin meselesi değil, insanlıkta ısrar edenlerin meselesidir" dedi.
'Katliamlara sessiz kalanlar halkın mütahitliğine soyundu'
Türkiye'de yaşanan darbe olayının son bir yıldır Kürdistan'ın Cizre, Sur, Yüksekova, Şırnak, Silopi, Gever ve Nusaybin'de yaşatıldığına dikkat çeken Sırrı, Kürdistan halkının katliamlara maruz kalırken sessiz kalanların şimdi halkların mütahatliğine soyunduğunu söyledi. Sırrı, "Barışı katledenlere lanet olsun. Tüm yaşananlara rağmen kimse yaklaşık 1 yıldır bu bölgenin katliamlara maruz kaldığını söylemedi. Köprüde ki son çıkıştayız. Bu halk demokrasi ve özgürlük isteğine her zaman sahip çıktı ama siz bu halkın siyasi temsilcilerinin dokunulmazlıklarını kaldırıp, zindanlara atıp katliamı yapanlara dokunulmazlık getirdiniz. Yeterince zulüm ettiniz, gelin bu ülkenin ortak geleceğini Sayın Öcalan'ın işaret ettiği radikal demokraside eşit ve adil yaşamın inşasında seferber olalım" şeklinde konuştu.
'Hurşit'in akıbetini ortaya koymadan darbeyle yüzleşemezsiniz'
"Biz üzerimize düşeni yaptık ve bugünden sonra da yapmaya hazırız" diyen Sırrı, Kürt halkının ve seçilmişlerinin yaşananlar karşısında sessiz kalmasının beklenmemesi gerektiğini vurguladı. Sırrı, "Bu bizim fıtratımızda da mayamız da yok. Darbecilerin bu topraklarda yürüttükleri katliamlardaki parmağını araştırmadan, Hurşit Külter'in akıbetini ortaya çıkarmadan darbeyle yüzleşmiş olamazsınız. Barışı daha önce Amed halkı başlattı. Hasta tutsakların ve sizin verdiğiniz mücadele karşısında talepleri yerine getirmek zorunda kaldılar. Gerçekleştirilen nöbete herkesin destek vermesini ve katılmasını istiyoruz" dedi.
'Daha güçlü bir iradeyle alanlardayız'
Sırrı'nın ardından konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, konuşmasına Haziran 2015 tarihinde Diyarbakır seçim mitinginde gerçekleşen katliamı hatırlatarak başladı. 5 Haziran'da yaşamını yitirenleri anan Selahattin, yaralı olarak kurtulan ve 2 bacağını kaybeden Lisa Çalan şahsında tüm Kürt halkına söz vererek daha güçlü bir iradeyle alanlarda olacaklarını belirtti. Selahattin, "Çok daha güçlü bir iradeyle meydanlardayız. Yine 3 gün önce Cizîre kantonunda bulunan Qamişlo'da insanlık düşmanı DAİŞ katliam yaptı. İslam adına yola çıktığı bu barbar anlayış topraklarımızda silinene kadar mücadelemiz sürecek. Darbelere hayır hemen demokrasi istiyoruz şiarıyla alanlardayız. Nereye gideceğini bilen halklar özgürlüğüne en yakın halklardır. Amed halkı da öyle bir halktır. On binlerin vereceği mesajı herkesi iyi anlaması lazım. Türkiye 36 yıl sonra bir askeri darbeyle karşı karşıya kaldı. 36 yıl içinde de postmodern bir darbeyle karşılaştı. Darbenin ne olduğunu size anlatacak değilim. Kesintisiz bir darbe anlayışı devam ediyor" dedi.
'Darbeye karşı çıkmak AKP'ye destek vermek değildir'
1980'de darbe yapıldığında aynı kararlılıkla darbe zihniyetinin karşısında durduklarını ifade eden Selahattin, 15 Temmuz darbesinin karşısında olacaklarını söyledi. Selahattin, "15 Temmuz'da darbeye karşı çıkmak AKP'ye destek değil, demokrasiye destektir. İzmir ve İstanbul'da bunun için alanlardaydık. Önümüzdeki haftalarda da aylarda da tankına topuna güvenen bir cunta anlayışa yine biz karşı çıkacağız. İktidar ne kadar zülüm uygularsa uygulansın biz darbeye karşı duracağız. Halkın iradesini ortaya koyan herkesin direnişi meşrudur. Yaşamını yitirenlere başsağlığı diliyorum. Darbe zihniyetine karşı durmak demokrat olmak için şarttır. Sırf darbeye karşısın diye de demokratsın anlamına gelmez. Koşulsuz şartsız birinci demokrasi savunuyorsan değerlidir. Biz darbeye de karşıyız ama diktaya da karşıyız. Halka dönük faşizme de karşıyız. Darbeye karşı olmak iyidir. Bu çok olumlu bir durumdur. Bu gönül birliğini nereye taşıyacağız. Bu önemlidir. AKP'nin yeni rejimi ele geçirme ve daha güçlü çıkarma fırsatçılığını yaparsa tarihi fırsatı da kaçırmış olur" diye konuştu.
Selahattin Demirtaş konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Bu çağrıyı Amed meydanında yapıyoruz. Her zamankinden daha güçlüyüz. Bu kadar zulmünüze rağmen dimdik ayaktayız. Şu kanın akmasının durması için bu çağrıları yapıyoruz. Çözüm ve masa dediğimiz en erdemli yoldur. Bunun yolunu da defalarca açıkladık. Öcalan'ı esir tutukça bu yol açılmaz. Dört bir yandan çıkanlar bir kere de barış diye haykırın. O nedenle birinci önerimiz tecrit bitmeli. Aile avukat gidip bir görüşme yapsın değil İmralı sistemi kaldırılmalı. Çözüm şartlarını oluşturmamız lazım. Akbabalar bu ülkenin üzerinde dolaşmaya devam ediyor. Darbecilerin hevesi kırılmış değil. Fırsat bulurlarsa bundan kaçmazlar. Cumhurbaşkanının mesajlarına bakın. Hepsinde sokakları meşru görmedi. Dolandı dolaştı sokağa muhtaç kaldı. Sandıkta hile olur kandırma olur. Ama sokakta olmaz. Sokak hakikatin fotoğrafıdır, özüdür. Bu nedenle demokrasi adına özgürlüğü savunmak adına tecride son verip Öcalan şahsında meydanları alanları kullanırız."
(ekip/dk)