Munzur Festivali'nde 'Özyönetim' tartışmaları

22:05

JINHA

DERSIM- 16'ncı Munzur Kültür ve Doğa Festivali 3'üncü gününde devam ediyor. 'Yerinden yönetim' konulu panelde konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak, özyönetimin bir hak olduğunu ve bunu sonuna kadar savunacaklarını vurguladı.

Dersim'de 16'ncısı düzenlenen Munzur Kültür ve Doğa Festivali 3'üncü gününde devam ediyor. Sabah saatlerinde devlet güçlerinin tüm engellemelerine rağmen festival etkinlikleri kapsamında Munzur Gözelerine giden yurttaşlar orada gezerek, mum yakıp niyazlarda bulundu. Daha sonra Dersim'de Seyid Rıza meydanında 'Yerinden Yönetim' konulu panel düzenlendi. Panelin moderatörlüğünü Avukat Fatma Kaslen yaparken, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak, gazeteci Yüksel Genç ve HDP İstanbul Milletvekili Erdal Ataş panelist olarak katıldı.

'Zamanla bozulanı yeniden düzenliyoruz'

Panelde genel siyasal sürece ve yerel yönetimlere dönük değerlendirmelerde bulunan Gültan Kışanak, "Munzur festivali bir festivalden öte bir direniş oldu. İlkinden bugüne kadar hep böyle devam etti. Festival, ilk günden ve her zaman Munzur gibi özgür olmayı istediğini söyledi. Ben bugün bu özgürlük meydanında ifade özgürlüğümü kullanıp sansürsüz konuşacağım. Öz yönetim sanki suçmuş gibi yansıtıldı ve halkın kendini ifade etmesi bile yasaklandı. Kendimizi ifade etmekten neden korkuyoruz, neden kendimizi ifade edemiyoruz? Onlar bizim düşüncemizi ifade etmemizden, tartışmamızdan, fikir üretmemizden korkuyorlar. Çocuklara bakın, çocukların dünyası korkusuzdur ama onların dünyasına korkuyu biz sokuyoruz. 'Şunu yapma günah, bunu yapma suç' diyerek onların hayallerinde yasakların doğmasını sağlıyoruz. Yerinden yönetim vardı zaten ve bu insanın doğasında olan bir şeydi ve bu zamanla bozuldu. Şimdi biz bu bozulanı yeniden düzeltmeye çalışıyoruz" ifadesine yer verdi.

'Yerinden yönetim için çabalamalıyız'

Kapitalist sistemin kendini yaşatabildiği tek dayanağın toplumsallaşmak olduğunu belirten Gültan, "Bir araya gelip 'nasıl yaşamak istiyoruz' sorusuna cevap verip yaşamak istediğimiz yaşamı örmeliyiz. Biz yeni bir şey bulmuyoruz, kaybolan bir şeyi bulup yeniden hayata geçiriyoruz. Eğer daha demokratik bir yaşam istiyorsak, eğer korkmadan, sansürsüz, özgür, insanca ve kendimiz gibi yaşamak istiyorsak bunu almak bizim elimizde. Kimse gelip bunu bize armağan etmeyecek. Biz bunu istiyor muyuz istemiyor muyuz bundan emin değilim. Eğer yerinden bir yönetim istiyorsak bunu kurmak için çabalamalıyız ama biz istemeye alışmışız ve birilerinin bize bunları vermesini bekliyoruz. Oysaki biz kendimiz olmak istiyoruz ve bunu da kendimizin kurması lazım" diye konuştu.

'Özyönetim haktır'

Yönetme kapsamında yetkilerin yerel yönetimlere verilmesi gerektiğine dikkat çeken Gültan, "Bize verilen yetkiler kişi olarak bize verilmeyecek. Bu yetkiler halkın yetkisi olacak ve bu yetkiler halk için kullanılacak. Belediyeler olarak hazırladığımız bütün bildirilerde önceliği halkın haklarına verdik ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda hareket ettik. Eğer her şeyi değiştirebiliyorsak devleti de değiştirebiliriz. Onu var eden halktır ve halkın devleti gözünde büyütmesine gerek yoktur. Bakın mesela haklarımızı isterken bizi 'terörist' ilan ediyorlar. Aleviliğin ibadet olarak kabul edilmesi kime zarar verir? Kürtlerin kendi ana dillerinde eğitim görmesi ve konuşması kime zarar verir? Kendi topraklarımızda öz yönetim ile yaşamamız kime zarar verir? Bize bunların cevabını versinler. Cevabını veremedikleri unsurları yıllardır 'suçtur', 'hukuk dışıdır' diyerek yasaklıyorlar. Son olarak şunu belirtmek istiyorum, öz yönetim haktır ve biz bunu sonuna kadar savunacağız" sözlerine yer verdi.

'Toplum siyaseti kursun'

Gazeteci Yüksel Genç de özerkliğin demokratik bir yönetim olduğunu belirterek, "Demokratik özerklik kavramını bir yerlerde kullanmak o kadar zorlaştı ki özerklik bir hayalet veya suç değil bu bir modeldir ve olması gereken bir şeydir. Son 12 yıllık AKP hükümeti iktidarında karşı karşıya gelen iki hakikat var. Devleti ve iktidarları oluşturan güç halktır. Bu halk kendi haklarını kendi de kullanabilir ve devlete verdiği yetkiyi alabilir. Devlet halkın yetki verdiği bir kurumdur. Toplum siyasetleri kursun ama siyaset toplumları kurmasın" diyerek özgür bir yaşam dileğinde bulundu.

Panel tartışmalar ile devam etti. Tartışmaların ardından da yine Seyid Rıza Meydanı'nda 'Bîra mi têtin' (Hatırlıyorum) isimli belgesel film gösterime sunuldu.

(bc-mm/gc)