OHAL'e karşı kadınlardan özsavunma çağrısı

09:05

JINHA

WAN - Darbe girişimi ardından ilan edilen OHAL ile temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanacağına dikkat çeken Vanlı kadınlar, "Zaten kimliklerimizden dolayı hep sorgulanıyorduk. Farklı bir uygulama olmayacak bizim için ama yine de böylesi süreçlerde daha örgütlü davranıp yapılacak her türlü saldırıya karşı hazırlıklı olmalıyız" diyerek özsavunma çağrısında bulundu.

Darbe girişimi sonrasında gerçekleşen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sonucunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 3 ay boyunca Türkiye genelinde Olağan Üstü Hal (OHAL) ilan edildiğini açıkladı. OHAL'le beraber devreye girecek yasak kısıtlamaların gerçekleşeceğini söyleyen Vanlı kadınlar, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılacağına dikkat çekerek, kadınların bu süreçte gelişebilecek durumlara karşı aktif olarak mücadele etmesi gerektiğini kaydetti. Kadınlar, "Kürdistan'da var olan savaş kadın üzerinden yürütüldü. Kadınlar önderlik duruşu sergileyerek bu oyunu da diğer oyunlar gibi boşa çıkarmalıdır" dedi.

'Kürdistan'daki yıkımlar sonuç vermeyince OHAL'

Kadınlardan Türkan Işık, Kürdistan kentlerinde katliamlar gerçekleştiren TSK'dan her defasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın övgüyle bahsettiğini hatırlatarak, "Erdoğan kendisi askerleri eğiterek, hatta Roboski'de katliam yapan komutana ödül vermişti. Ne oldu da şimdi gidip o komutanı işkence ederek tutukladı. Aynı anlayışla insanları sokağa çağırarak ' Ya Allah bismillah Allahu ekber' tekbiriyle askerin kafasını kesti. Daha düne kadar 'en büyük asker bizim asker' diyorlardı. Ne değişti de bu uygulamaları yapıyor" diye tepkisini dile getirdi.

'Yasaklar devam ediyor'

Hatice Kanat ise, Kürdistan'da OHAL'in hiç eksilmediği tam aksine AKP hükümetinin yürüttüğü politikalar doğrultusunda giderek tırmandığını söyledi. Hatice, "Şimdi de okuduğumuz kitaptan tutun, dinlediğimiz müzik, konuştuğumuz dile kadar yasaklar devam ediyor. Zaten kimliklerimizden dolayı hep sorgulanıyorduk. Farklı bir uygulama olmayacak bizim için ama yine de böylesi süreçlerde daha örgütlü davranıp yapılacak her türlü saldırıya karşı hazırlıklı olmalıyız" sözlerini kullandı.

'Bu oyunlardan artık vazgeçin'

Camilerden okunan sela ve ezan aracılığıyla halkın sokaklara çağrıldığına dikkat çeken Hatice, AKP'nin artık bu politikalara bir son vermesi gerektiğini söyledi. Hatice, "Askerde bizim çocuğumuz, gerilla da bizim çocuğumuz. Bu oyunlardan artık vazgeçin. İslamiyet adı altında insan kafası kesilir mi? Hangi inanca sığabilir ki bu anlayış. Artık yeter! AKP hükümeti olarak 14 yıl içinde oynayabileceğin tüm oyunları oynadın. Daha ne istiyorsun bu halktan" diye sordu.

'Devlet zihniyeti değişmedi'

AKP hükümetinin 90ları aratmayacak yöntemleri devreye soktuğunu söyleyen kadınlardan Esma Demir de, "12 Eylül darbesini düzenleyen Kenan Evren döneminin canlı tanığıyım" dedi. Esma, Hakkari'nin Çukurca ilçesine bağlı Tiyare köyünde okula karakol kurulduğunu hatırlatarak, 12 Eylül döneminde köyünde yaşananları şu sözlerle anlattı: "Asker her gün köyümüze baskın yapardı. Köye baskın yaptıklarında erkekleri ararlardı. Erkekleri bulduklarında insanın aklının almayacağı işkenceler yaparlardı. Örneğin kayınım vardı. Askerler kayınımı ayaklarından bağlayarak panzerin arkasına bağladılar. Saatlerce sürüklediler. Kan içinde kalan bedeni uzun bir süreden sonra acı çeke çeke yaşamını yitirdi."

'Umudumuzu asla yitirmedik'

Çekilen onca acıdan sonra bir şeylerin değişeceğini en azından torunlarının özgür bir yaşam süreceğini düşündüklerini söyleyen Esma, "Devlet zihniyeti 90'larda neyse AKP onu misliyle torunlarımıza yaşatıyor. Kadınlar olarak umudumuzu asla yitirmedik. Özgürlük için yalnızca mücadeleyle olacağına inanıyoruz. Özellikle kadınlar evde sokakta, çarşıda tepkilerini dile getirmeliler" diye belirtti.

(htk-zyd/dc/dk)