Kadınlardan 'kimyasal hadım'a tepki: Suç toplumsaldır!

11:32

JINHA

HABER MERKEZİ - Cinsel saldırı suçlularına, 'kimyasal hadım' olarak da adlandırılan ilaçla tedavi yönetmeliğine tepki gösteren kadınlar, cinsel saldırının da bireysel değil toplumsal bir sorun olduğunun altını çizdi. Cinsel şiddetin bir hastalık olmadığını, tamamen bir şiddet biçimi olduğunu vurgulayan kadınlar, bu hükmün OHAL’in hemen ardından devreye girmesini ise AKP iktidarının politikası olduğuna işaret etti.

Dün Resmi Gazete’de yayımlanan “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlardan Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi ve Diğer Yükümlülükler Hakkında Yönetmelik”in 7/1. maddesi ile "cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan hapis cezasına mahkûm olmuş kişiler hakkında, hükmün infazı ve denetimli serbestlik süreleri içerisinde cinsel dürtünün azaltılmasına veya denetimine yönelik tedaviler ile cinsel isteğin azalmasını veya yok edilmesini sağlayan tedaviye tabi tutulmalarına ilişkin hüküm" yürürlüğe girdi.

Bir şiddet türü olan cinsel saldırı, bu yönetmeliğe göre bir hastalık gibi ele alınarak suçu işleyen kişi 'kimyasal hadım'la tedavi edilmeye çalışılacak. Bu yönetmelikle toplumsal boyutu olan bu suç kültürü bireyselleştirilerek bedenî bir cezaya indirgenecek. Üstelik suç, başka bir suçla engellenmeye çalışılacak.

Kampüs Cadıları: ?Hadım çözüm değildir
?
Yönetmeliğin ardından açıklama yayımlayan Kampüs Cadıları, hadıma neden karşı olduklarını şöyle dile getirdi: “Erkek egemenliği ve erkek şiddeti sadece biyolojik nedenlere bağlanamaz. Erkek egemenliği toplumsal bir olgudur. Toplumsal olan, erkekleri birinci kadınları ise ikinci sınıf vatandaş olarak belirler ve bu yüzden de kadınlara erkekler tarafından yapılan her türlü aşağılama, taciz, tecavüz ve şiddeti meşrulaştırır. Bu nedenle, çözüm de toplumsal olmalıdır. Ortada bir hastalık varsa bu, erkek egemenliğidir ve öyle tedavi edilmekle geçmez, kökten bir çözüm gereklidir. Hadım cezasıyla birlikte işte bu gerçeğin üstü örtülmeye çalışılıyor. Meselenin ‘hastalık’ olarak algılanmasını böylelikle erkek egemenliği karşısında oluşan kadın mücadelesini zayıflatmayı amaçlıyorlar.”

‘Cezaevlerinde boş yer mi açmaya çalışıyorsunuz?’

Kampüs Cadıları, yönetmelikte bu ‘tedavi’nin daha çok denetimli serbestlikle uygulanmasına dikkat çekerek, “Bu da belki de milyonlarca tecavüzcünün salıverilmesi anlamını taşıyor” dedi. Bu yönetmeliğin son zamanlardaki tutuklamalarla bir alakası olup olmadığını da soran Kampüs Cadıları, “Cezaevlerinde boş yer mi açmaya çalışıyorsunuz? Erkekliği bu kadar savunan, koruyan bir hükümetten hadım cezası gelmesinden daha şaşırtıcı olmayacaktır” diye belirtti.

‘Erkek egemenliğinin kökünü kazıyacağız’

Kampüs Cadıları, cezayı kadın mücadelesinin keseceğine işaret ederek, şöyle devam etti: “Eğer tacizcileri, tecavüzcüleri, çocuk istismarcılarını cezalandırmak ve bu olayların önlenmesi konusunda samimi olsalardı, bu yasaları kadın mücadelesi veren örgütler ve tüm kadınlarla birlikte istişare altında hazırlarlardı. Yani bizzat konunun özneleri ile. Hadım bir ceza değildir. Cezayı biz kadınlar keseceğiz, erkek egemenliğinin kökünü kazıyarak.”

KCDP: OHAL uygulamasının bir sonucudur

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Plaformu da (KCDP) bir açıklama yayımlayarak, hadımın insan haklarına ve tıp etiğine aykırı olduğunu söylerken, bu kararın OHAL’in sonucu olduğuna işaret etti. İstanbul Sözleşmesinin önleme ilkelerine de dikkat çeken KCDP, şunları kaydetti: “Cinsel saldırı suçlularına kimyasal hadım uygulaması resmi gazetede yayımlandı. Hadım, insan haklarına da tıp etiğine de aykırıdır.Bu karar OHAL uygulamasının bir sonucudur. Yıllardır cinsel şiddet ve kadın cinayetine karşı mücadele eden kadınların istediği hadım değil, faillere uygulanan ceza indirimlerinin kaldırılması ve sorumluların, kadın cinayeti, çocuk istismarı ve cinsel şiddete karşı etkili mücadelesidir. Türkiye, ilk imzacısı olmakla övündüğü İstanbul Sözleşmesi'nin ‘Önleme, Koruma, Kovuşturma, Politika Geliştirme’ ilkelerini uygulamalıdır.”

İstanbul Sözleşmesi ne diyor?

İstanbul Sözleşmesi hazırlanırken, dört temel ilke dikkate alındı. ‘Önleme, Koruma, Kovuşturma, Politika Geliştirme’ ilkeleri şöyle: "Önleme (şiddeti önleme), Koruma (şiddet mağdurunu koruma), Kovuşturma (şiddet uygulayanı soruşturma), Politikalar (kadına karşı şiddetin sonlandırılmasına yönelik politikalar)"

‘Bireysel değil, erkek egemen toplumun sorunu’

Kadınlar da, dün yayımlanan yönetmeliğe tepkilerini dile getirdi. Cinsel şiddetin bir hastalık değil, bir şiddet biçimi olduğunu vurgulayan kadınlar, bu hükmün OHAL’in hemen ardından devreye girmesini ise AKP iktidarının politikası olduğuna işaret etti. Bugüne kadar suçun cezalandırılması için yapılan mücadelenin görmezden gelindiğini söyleyen kadınlar, cinsel saldırının bireysel değil toplumsal bir sorun olduğunun da altını çizdi. Kadınlar tepkilerini sosyal medyada şöyle dile getirdi:

“Melis Alphan: Tecavüzcüye hadımın yasalaşması, bugüne kadar yaptığımız onca haberin, yazdığımız onca yazının hiçbir işe yaramadığının kanıtıdır.

Mor Çetele: Bu mesele; cinsiyetçilik, taciz-tecavüz, şiddet ile mücadele etmeden, bunlara neden olan erkek egemenliğini görmezden gelerek çözülmez. Hadım Yönetmeliği Resmi Gazetede yayımlandı, ancak taciz-tecavüz bireysel bir sorun değil, erkek egemen toplumun sorunudur.

Filmmor: Tecavüze karşı ‘kimyasal hadım’ yasalaşmış! Madem şiddeti, tecavüzü tıbba havale ederek çözeceğinizi zannediyorsunuz, siyasete ne gerek var?

Nilgün Ongan: Dahası cinsel dürtüyü tedaviye yönelmek, tecavüzü ‘tecavüzcünün kontrolü dışında’ bir hadise haline getiriyor.

Lez-Bi-Feministler: Tecavüz ‘cinsel açlık’ değil erkek egemenliğinin tahakküm ve güç uyguladığı bir şiddet eylemidir. Hadım, insan haklarına da tıp etiğine de aykırıdır. Yıllardır mücadele eden kadınların istediği bu değildir.

SongForSomeone: Bir insanlık suçunu başka bir insanlık suç ile engelleyemezsiniz.

dr. Zëgø: ‘ Hadım ediyoruz’un arkasına saklanan kültür devamlılığı tecavüz olaylarını azaltmayacak. Hastalık dediğinizin siz olduğuyla yüzleşeceksiniz.”

(sy)