'Tüm darbeler ilk olarak kadınlara yapılmıştır'

09:04

Bêrîtan Elyakut /JINHA

AMED - Darbe girişimi sonrası sokağa çıkan erkek zihniyetinin cinsel saldırılarını, Kürdistan'da kadınların katledilmesini ve bedenlerinin teşhir edilmesini değerlendiren KJA üyesi Ayşe Gökkan, erkek egemen zihniyet tarafından darbenin alt yapılarının hazırlandığını söyleyerek, "Tüm darbeler ilk olarak kadınlara yapılmıştır. Bu darbenin asıl hedefini KJA olarak bildiğimizden kaynaklı, kimse bizleri AKP'nin masum ve mağdur olduğuna inandıramaz" dedi.

15 Temmuz gecesi gerçekleştirilen darbe girişimi sonrası Cumhurbaşkanı "Halk ve demokrasiden yana olanlar sokaklara çıksın" dedi. Sokağa çıkanlar tarafından bir kadın asit dökülerek yakılmak istenirken birçok kadın ise cinsel saldırılara maruz kaldı. İstanbul Gazi Mahallesi'ne tekbir getirerek yapılan saldırı sırasından da bir kadın bacağına kurşun isabet etmesi sonucu yaralandı. Yine medyada sokağa çıkanların cinsiyetçi mesajları yer aldı. Öte yandan bir yıldır Kürdistan'da uygulanan 'sokağa çıkma yasaklarında' devlet güçleri duvarları cinsiyetçi yazılarla doldurup, yatak odalarında fotoğraflar çektirdi.
Kadınların her durum karşısında ilk hedef olmasını KJA üyesi Ayşe Gökkan değerlendirerek, darbenin asıl olarak kadınlara yapıldığını söyledi.

'14 yıldır darbe süreci yaşanıyor'

Türkiye'de yaşananların çok tehlikeli noktalara vardığını belirten Ayşe, gerçekte yaşanan her şeyin üstünün örtüldüğünü belirtti. 14 yıldır iktidarda olan AKP hükümeti sürecinde bir darbenin yaşandığına dikkat çeken Ayşe, havuz medya aracılığıyla darbenin AKP hükümeti sürecinde yaşanmamış gibi lanse edilmek istendiğini aktardı. AKP hükümetinin ve Cumhurbaşkanının yaşanan darbe girişimi karşısında "mağduru" oynadığını ifade eden Ayşe, yaratılmak istenen mağdur psikolojinin çok tehlikeli bir boyutunun yaşandığını söyledi. Erkek egemen zihniyet tarafından darbenin alt yapılarının hazırlandığını dile getiren Ayşe, "Tüm darbeler ilk olarak kadınlara yapılmıştır. Bu darbenin asıl hedefini KJA olarak bildiğimizden kaynaklı kimse bizleri AKP'nin masum ve mağdur olduğuna inandıramaz. Biran önce 'mağdur' algısından çıkılması gerekiyor. AKP ve Erdoğan darbenin birinci dereceden sorumlusudur. Eğer bu sorumlulukla hareket edilmezse tek bir dedikodu bile yeni darbelerin önünü açacaktır" dedi.

'Tehlikenin önü özsavunma ve demokratik özerklikle alınabilir'

Darbe girişimiyle sokağa çağırılanların insan kafası kestiğini ve camilerden cihat çağrısı yaptığını vurgulayan Ayşe, tüm yaşananların ve yapılan çağrıların başlı başına bir darbe olduğunu vurguladı. Darbe karşıtı olduklarını iddia edenlerin ilk anda kadına saldırdığını belirten Ayşe, darbenin kadına yapıldığının açıkça ortaya çıktığını söyledi. Ayşe, tehlikenin önünün ancak özsavunma ve demokratik özerkliğin hayata geçirilmesiyle kesilebileceğini aktardı. Nazi Almanya'sında Adolf Hitler'in de aynı yöntemlerle iktidarını güçlendirdiğini kaydeden Ayşe, bugün aynı yöntemi Tayyip Erdoğan'ın kullandığını söyledi. Ayşe, "Şuan yapılan cihat çağrısı bir darbedir. Çünkü tüm bu olanakları kullanarak başka bir darbe yapılıyor. Alt yapısı hazırlanmış darbe oyununda mağduriyet oynanıyor. Darbe olmadan önce Erdoğan ülke içerisinde ve ülke dışında itibarsızdı ancak şuan Erdoğan, 'AKP mağdurdur' siyasetini hayata geçirdi. Cizre'de yakılan yüzlerce insanın yakıldığı süreç Cumhurbaşkanı ve TSK tarafından hazırlandı. Şimdi kimse kalkıp bize 'AKP ve Erdoğan masumdur' diyemez" şeklinde konuştu.

'Kürdistan OHAL uygulaması altında talan edildi'

2014 yılında 'Çöktürme Planı'nın hazırlandığını ifade eden Ayşe, 28 Şubat 2015 tarihinde Dolmabahçe protokolünün imzalandığını ancak 21 Mart'ta Tayyip Erdoğan tarafından tanınmamasının artık "masumiyeti" ortadan kaldırdığının kanıtı olduğunu belirtti. Darbenin hiçbir halk tarafından kabul edilmemesi gerektiği noktasında hem fikir olduklarını söyleyen Ayşe, halkın darbe tecrübelerinin devletten daha fazla olduğunu kaydetti. Ayşe, 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin hatırlatıldığını ancak OHAL uygulamalarının kimse tarafından hatırlatılmadığını belirtti. Ayşe, Kürdistan topraklarında yıllardır OHAL uygulamalarının yaşandığına vurgu yaparak, "Kimse 1 yıldır abluka altına alınmış milyonlarca insandan, Çöktürme Planı'ndan planından söz etmemiştir. Kürdistan OHAL uygulaması altında talan edildi. Kürdistan'ın 8 ilinin 23 ilçesi, 200'ün üzerindeki köyü ve mahallesi imhayla karşı karşıya gelmiştir. Kürdistan öylesine bir tecrübedir ki yapılan darbenin ne amaçla yapıldığını görüp cevap vermiştir. Sokağa çıkma çağrılarının yapıldığı anda Kürdistan yerinden kıpırdamadı" diye belirtti.

'Kürdistan'da ilk darbe kadınların katledilmesiyle başladı'

Kürdistan'daki OHAL uygulamalarının ise ilk olarak kadın bedeninin teşhir edilerek hayata geçirildiğinin altını çizen Ayşe, Kürdistan'da darbenin ilk olarak Cizre, Silopi, Nusaybin, Şırnak ve Sur'da kadınların katledilmesiyle başladığını vurguladı. Kadınların darbenin özeleştirisini yapılması noktasında çağrılarda bulunduğunu ifade eden Ayşe, kadınlar tarafından darbenin tek çaresinin demokrasi olduğu noktasında birleşilmesi gerektiğinin vurgulandığını söyledi. AKP hükümetinin kadın öncülüğünde gelişen devrime karşı DAİŞ'i ideolojik ve siyasal olarak besleyen bir eğilim gösterdiğine değinen Ayşe, bu denli vahşi bir örgüte destek sunan bir iktidarın mağdur politikası yapmasının inandırıcı olmadığını dile getirdi.

'Darbelerin karşısında da kadınlar duracaktır'

Ayşe, "Biz kadınlar açısından çok büyük tecrübeler bulunuyor. Eğitim, sağlık, güvenlik ve hukuk toplumla birlikte dizayn edilmezse eğer daha büyük bir darbe ortaya çıkacaktır. Bu halkın direnişine tank ve top baş etseydi dünya çoktan başarmış olurdu. Kadının direnişine de devletlerin gücü yetmeyecektir. Rojava'da mücadele eden Danimarkalı bir kadın 'Kürt kadınları bana öyle bir şey öğretti ki, eğer hiçbir şey için öldürülüyorsak her şey için kadın savaşabilir' diyor. Darbelerin karşısında da yine kadınlar duracaktır. Bu halk kendi direnişçilerini kendi içerisinden çıkarmıştır. Seveler, Fatmalar, Pakizeler ve Asiyeler gibi direnişçileri bu halk asla unutmayacaktır" dedi.

(şa/gc)