Eren Keskin: KHK kararıyla TBMM bypass edildi

09:05

Ruken Tuncel / JINHA

İSTANBUL - Darbe girişiminin hemen ardından MGK kararıyla ilan edilen OHAL'i değerlendiren insan hakları savunucusu Avukat Eren Keskin, kararın birçok insan hakkı ihlalinin önünü açacağını vurgulayarak, "OHAL ilanı demek birçok özgürlüğün kısıtlanması ve 90'lı yıllara geri dönmektir" dedi. Eren, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisinin Bakanlar Kurulu'na verilmesinin de antidemokratik bir uygulama olduğunu vurgulayarak, bu kararla TBMM'nin bypass edildiğini söyledi

Darbe girişiminin ardından Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararıyla olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmesi üzerine akıllara ilk olarak "Türkiye yeniden 90'lara mı dönüyor?" sorusu geldi. 20 Temmuz günü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan MGK, birçok insan hakkı ihlalinin önünü açacak bir karar aldı ve OHAL ilan etti. MGK'dan çıkan kararın hemen ardından AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, OHAL süresince Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) de askıya alındığını söyledi.

MGK'dan çıkan OHAL kararını ve AİHS askıya alınmasını JINHA'ya değerlendiren insan hakları savunucusu Avukat Eren Keskin, alınan kararların Türkiye'yi zor ve sancılı süreçlere götüreceğini söyledi. 90'lı yıllarda da aynı kararların alındığını hatırlatan Eren, "AİHS'nin askıya alınması yaşam hakkı ve işkence görmeme hakkını barındırmasa da bu 90'lı yıllarda böyle olmadı ve birçok insan gözaltında kaybedildi, işkenceyle katledildi" dedi.

'OHAL ilanı demek; birçok özgürlüğün kısıtlanması demek'

Devletin OHAL'e ihtiyaç duymadan da kaosu önleyici tedbirler alabileceğini belirten Eren şöyle devam etti: "Devlet dilediği takdirde demokratik ortamlarda da kaosu önleyici her türlü önlemi alabilir. Biz, insan hakları savunucuları olarak; OHAL'in hiçbir koşulda ihtiyaç olduğunu düşünmüyoruz. Ayrıca bu yaşananlar devletin kendi içerisinde bir çatışma, yani halka bir ilgisi yok. Diğer yandan OHAL ilanı demek; birçok özgürlüğün kısıtlanması demek."

AİHS'nin askıya alınmasını da değerlendiren Eren, "90'lı yıllarda OHAL'in ardından Kürdistan'da AİHS askıya alınmıştı. Aslında AİHS'nin askıya alınması yaşam hakkını ve işkence görmeme hakkını ilgilendirmiyor, bunları askıya alamazlar. Fakat buna rağmen 90'lı yıllarda bu böyle olmadı ve binlerce insan gözaltında kaybedildi, kontrgerilla cinayetlerinde katledildi. Bütün bunlardan da kaynaklı, bu süreç biz insan hakları savunucuları açısından kaygı verici" diye konuştu.

'Yaşanan karmaşıklığı gizlemek adına OHAL kararı alındı'

"Bu darbe Fettullahçı bir darbe olarak sunuluyor, gerçekler halktan gizleniyor" diyen Eren, şunları kaydetti: "Fakat biz bunun böyle olmadığını biliyoruz. Darbe girişiminde komuta kademesindeki insanların ve generallerin de olması bize Ergenekonun ve Özel Harp'çi yapının burada söz sahibi; hatta belki de karar mercii olduğunu düşündürüyor. Örneğin; General Adem Huduti Kürdistan'da birçok yeri yakıp yıkan, insanların yakılma emirlerini veren biridir. Kürtler bu ismi çok iyi tanıyor, bu generalin bu darbenin içinde olduğu söylendi. Ama bugün yavaş yavaş bu isimleri kurtarma çabası içindeler, yani ortalık çok karışık ve halka anlatılanın çok dışında karmaşık bir durum söz konusu. Ben bütün bu karmaşıklığı gizlemek adına OHAL kararı alındığını düşünüyorum."

'KHK'lar ile TBMM by-pass edilmek isteniyor'

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisinin Bakanlar Kurulu'na verilmesinin antidemokratik bir uygulama olduğunu vurgulayan Eren, bu kararla TBMM'nin bypass edildiğini söyledi. Bu karara HDP, CHP ve MHP'nin demokratik tepkilerini göstermesi gerektiğini ifade eden Eren, "OHAL'in devam ettiği süre içersinde AKP istediği düzenlemeleri yapacak ve TBMM onayına gerek duymayacak. Bu da tek partili devlet demektir. Eğer ki Tayyip Erdoğan kararnamelerle başkanlığa giden yolun önünü açmaya çalıyorsa bu kendisi için de tehlikeli bir şey olacaktır" şeklinde konuştu.

Son olarak, Türkiye'nin yaşadığı kaostan çıkabilmesinin tek yolunun Kürtlerle barışmak olduğuna dikkat çeken Eren, "İktidar bu süreçten çıkmak istiyorsa; HDP milletvekilleriyle hatta PKK ile masaya oturmalı aksi halde bu kaos büyüyecek. Ayrıca iktidar, OHAL sürecinden cesaret bulup, HDP Milletvekillerini zorla ifadeye götürme kararı çıkarmamalı. Şayet böyle bir şeye kalkışılırsa; şu an evinde oturan Kürtler sokağa dökülür ve bu da iç savaşa kadar götürür" dedi.

(rt/dk)