Kadınlar barış ve demokrasi cephesine çağırıyor
15:15
JINHA
ANKARA - Ankara Kadın Platformu, 15 Temmuz'da yaşanan 'darbe girişimi' ve sonrasında ilan edilen OHAL'e ilişkin basın açıklaması yaparak, "Biz kadınlar askeri faşist darbeyle kurulan rejimin nasıl korkunç bir karanlık olduğunu ve taşıdığı anlamları biliyor, her tür darbe ve darbe girişiminin karşısında duruyoruz" dedi. Kadınlar, yüzlerce insanın öldürüldüğü, linç edildiği, en temel insani değerlerin çiğnendiği bir günün demokrasi ile birlikte anılamayacağını da vurgulayarak, tüm kadınlara barış ve demokrasi cephesi çağrısında bulundu.
Ankara Kadın Platformu bileşenleri, 15 Temmuz'da yaşanan 'darbe girişimi'ne ve sonrasında ilan edilen OHAL'e ilişkin basın açıklaması yaptı. 265 insanın öldürüldüğü, toplumun tamamının korku ve kaygıya sürüklendiği hatırlatarak, 15 Temmuz’un “Demokrasi Bayramı” ilan edilmesini de kabul etmediklerini dile getiren kadınlar, yüzlerce insanın öldürüldüğü, yaralandığı, linç edildiği, en temel insani değerlerin çiğnendiği bir günün demokrasi ile birlikte anılamayacağını vurguladılar.
'Hakların kağıt üzerinde kalmasına bile tahammül edilemiyor'
Ankara Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Derman Gülmez okudu. Darbe kadar demokratik ilkelere, değerlere dayanmayan bir sivil yönetimin ve tek adam diktatörlüğü kurma hevesinin halkı karanlığa sürükleyeceğini kaydeden Derman, bir süredir "tek adam" rejimi denemelerinin hayata geçirilmeye çalışıldığını belirterterek, hakların kağıt üzerinde bile kalmasına tahammül edilemediğini söyledi.
'Kadınları hayatın her alanından sürme süreci'
"Darbe tehdidi" ve "milli irade" kavramlarıyla 'Saray'ın yargıda, orduda, kamu kurumlarında, üniversitelerde, sokakta gerçekleştirdiği bir sivil darbeye şahit olunduğunu dile getiren Derman, ''Darbe kalkışmasının sonrasında iktidarın silahlı ve paramiliter güçleri devreye soktuğu, cihadist, IŞİDvari yöntemlerle 'kamu düzenini tesis ettiği'' bu süreç, kadınları hiçbir yerde asla güvende olmayacakları bir hayata mahkum etme, kadınları ganimetleştirme, kadınları hayatın her alanından sürme sürecine dönüşüyor'' dedi.
'Demokrasi için sokakta olanlar kadınlara saldırıyor'
''Darbenin tehditleri kadar, 'demokrasi şöleninin'de kadınların hayatlarına yönelttiği tehdidi ve indirdiği darbeyi görüyoruz'' diyen Derman, demokrasi için sokakta olan erkeklerin, şort giydi diye, dövmesi var diye kadınları taciz ettiğini, kadınların üzerine kezzap atacak kadar ileriye gittiklerini söyledi.
'Hukuk ve evrensel tüm değerler askıya alınmış durumda'
İşkence görüntülerinin açıkça sergilendiği, olay gecesi suça karışanların soruşturulmadığı, bireysel silahlanma çağrısının yapıldığı, her zaman özgürlüğün alanı olan sokakların idam sesleriyle yankılandığı, kadınların, Alevilerin, barış isteyenlerin, yazarların, sanatçıların hedef gösterildiği, şiddete uğradığı, hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, hukuk ilkelerin askıya alındığı, evrensel değerlerin çiğnendiği bir süreç yaşandığını kaydeden Derman, ''Şiddetin tırmandığı, her tür nefret ve ayrımcı söylemin kol gezdiği, linç kültürünü benimsemiş bir güruhun sürekli sokağa çağrıldığı, kötülüğün ve şiddetin teşvik edildiği bu ortamın "demokrasi şöleni" olmadığını ve toplumun tamamı için riskler barındırdığını görüyoruz'' dedi.
'Herkes için demokrasi, laik ve demokratik bir Türkiye'
Meclis’i bombalayan, halka saldıran darbecilerin yargılanması ve hukuk sınırları içinde cezalandırılması gerektiğini söyleyen Derman, halkın darbeye karşı tepkisini araçsallaştırarak, OHAL ilanıyla perçinlemeye çalıştıkları sürecin, demokrasinin askıya alınması anlamına geldiğini vurguladı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin askıya alınmasının asla kabul edilemez olduğunu da belirten derman, ''OHAL uygulamasının toplumun tüm kesimlerine yönelik bir cadı avının başlangıcı olacağına dair işaretler şimdiden alınmaya başlamıştır. Yıllarca darbeler yüzünden kayıplar yaşamış, hak özgürlüklerin kısıtlandığı koşullarda mücadele etmiş kadınlar olarak, her tür darbeye ve darbe girişimine karşıyız, bununla birlikte darbe karşıtı mücadelenin ancak daha fazla demokrasi, özgürleşme ve barış koşullarında yürütülebileceğini biliyoruz. Herkes için demokrasi, özgürlük ve güvenli bir yaşam, ancak kadınların da söz sahibi olduğu ve eşitlik haklarının garanti altına alındığı laik ve demokratik bir Türkiye ile mümkün'' diye konuştu.
Tüm kadınlara barış ve demokrasi cephesini çağrısı
7 Haziran sonrası başlayan ve Kürdistan'da artan devlet şiddetini ve savaş koşullarını, bombaların, ablukaların, sokağa çıkma yasaklarının yarattığı yıkımı hatırlatan Derman son olarak şunları kaydetti: ''Herkesi evrensel hak ve özgürlükler, insan hakları çevresinde bir arada durmaya davet ediyoruz. Tüm kadınları özgürlük, barış ve demokrasinin hayata geçmesi için, erkek şiddetine karşı ses çıkarmak için, darbeye de diktatörlüğe de karşı durmak için en geniş Barış ve Demokrasi Cephesini kurmaya çağırıyoruz.''
(mc/sy)