'Nusaybin toprağımız, evimiz, kalbimiz'
09:55
JINHA
MÊRDÎN - Mardin'in Nusaybin ilçesinde yaklaşık 5 aydır 'sokağa çıkma yasağı' sürerken, Yenişehir ve Dicle mahalleri tellerle çevriliyor. Mahallelerine dönmeyi bekleyen kadınlar, hemen inşa çalışmalarına başlayacaklarını söylüyor.
Mardin'in Nusaybin ilçesinde 132 gündür 'sokağa çıkma yasağı' sürerken, Yenişehir ile Dicle mahallelerinin etrafı tellerle çevrildi. Evlerine dönmek isteyen kadınlar, evlerinin yakılıp yıkıldığını ancak önceden evlerinin bulunduğu alanda çadır kuracaklarını veya evlerini topraktan yeniden inşa edeceklerini dile getiriyor. Nusaybin'i bir bütün yaşamları olarak gören kadınlar geri dönüşü büyük bir özlemle beklerken, "Her şeyimiz Nusaybin'de ve orada mutluyuz. Bizim toprağımız, bizim evimiz" diyor.
Kalbimdedir…
Yaklaşık 5 aydır Nusaybin'den çıktıklarını belirten Şadiye Duman, "Nusaybin'deki evim iki katlıydı. En alt katta ise iş yerimiz vardı. Çocuklarım çalışıyordu. Şimdi kaldığımız eve 600 lira kira ödüyoruz. Bazen 200 bazen de 300-400 lira elektrik faturası geliyor. Buralarda kalmayız döneriz Nusaybin'e. Evdeyiz sürekli bir yere çıkamıyoruz. Oysa Nusaybin'de komşularımızla bir aradaydık, evimizdeydik" şeklinde dile getiriyor. Nusaybin için "Kalbimdedir" diyen Şadiye, anlatırken duygulanıyor ve yeniden o günlere dönüyor.
'Evimiz yıkıldı ama toprağımızda çadır kurarız'
Çocukluğunun Nusaybin'de geçtiğini vurgulayan Şadiye, "Yerimizdi, toprağımızdı seviyorduk. Herkesi tanıyorduk. Evimiz yıkıldı ama toprağımızda çadır kurarız. Buradan iyidir. Komşularımızla yeniden inşa ederiz. Nusaybin'imize döner yan yana oluruz yine" şeklinde kaydediyor. Nusaybin'in yeniden inşa edilmesini istediğini ifade eden Şadiye, zamanın güzel geçmesini diliyor.
'Savaşın bilincindesin ve psikolojin bozuluyor'
Lise son sınıf öğrencisi Mine Duman ise o dönem Nusaybin'de yaşadıklarını şu şekilde dile getiriyor: "Okuluma devam edemedim, derslerimden geri kaldım. Arkadaşlarımı merak ediyordum. Şebeke çekmiyor, elektrik ve su kesik. Yiyecek yok. Kan görüyorsun. Silah seslerinden uyuyamıyorsun, sürekli kâbus görüyorsun. Çocuklar ağlıyor susturamıyorsun. Savaşın bilincindesin ve psikolojin bozuluyor."
'Nusaybin benim her şeyimdi'
"Buraya gelmek çok zor geldi bize" diyen Mine, kaldıkları yere alışana kadar sürekli fotoğraf ve video çekmek zorunda kaldığını söylüyor. Nusaybin'e dönmek istediğini dile getiren Mine, "Nusaybin benim için her şeydi. Çocukluğum orada geçti. Herkesi tanıyordum. Küçük bir yerdi ve herkes büyük bir ailenin parçasıydı. Çok özledim. Buradaki insanlar bencil ve kimse birbirini sevmiyor. Nusaybin, sıcakkanlı ve misafirperverdir" diyor.
'Nusaybin, bizim yerimizdi'
Polisler tarafından zorla Nusaybin'den çıkarılıp şuan kaldıkları pansiyona yerleştirildiklerini söyleyen Murşida Karakuş, "Nusaybin'e geldiğimde 4 yaşındaydım. 20 yaşından bu yana terzilik yapıyorum. Nusaybin bizim yerimizdi, evimizdi, halkımızdı güzeldi. İki katlı evim, evin altında ise oğlumun berber dükkanı ile benim terzi dükkanım vardı. İş yerlerimizin borcu duruyor hala. Yaşlı kadınların kıyafetini dikiyordum. Bahçemiz vardı, sebze yetiştiriyorduk. Tandır ekmeği yapıyorduk. Burada hayat çok pahalı ve yediklerin organik değil. Güzel bir hayatımız vardı. Burada hiçbir şey yapmadan oturuyorum. Şeker hastasıyım. Sıkılıyorum burada" şeklinde açıklıyor.
'Bizim toprağımız, bizim evimiz'
Nusaybin'de silah ve top seslerinden uyuyamadıklarını ve korkudan evden çıkamadıklarını hatırlatan Murşida, " Allah'ım Nusaybin ne zaman açılacak evime döneyim?' diyorum. Evimiz yerinde değil ama toprağımızda evimizin avlusunda yaşarız. Avlumuz geniş, köylerdeki gibi topraktan yaparız evimizi. Halkımızın içinde evimizde oluruz. Bizim toprağımız, bizim evimizdir" şeklinde ifade ediyor.
Nusaybin'e TOKİ yapılması ve bu bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi ile ilgili, "Kendi halkımızla yaşamak istiyoruz" diyen Murşida, "Birbirimizi tanıyoruz fikrimiz, dilimiz birdir. Yabancıların içinde rahat olamazsın" şeklinde anlatıyor.
'Huzur istiyoruz'
"Evimiz yakılmış, hiçbir eşyamız kalmamış" diyen Murşida, başka bir yere gitmek istemediklerini, evlerinin bulunduğu topraklara dönmek istediklerini vurguluyor. Kendisinin ve çocuklarının orada büyüdüğünü dile getiren Murşida, "Her şeyimiz Nusaybin'de ve orada mutluyuz. Eskiden olduğu gibi yurdumuzda, halkımızın içinde topraklarımızda olmak istiyoruz. Huzur istiyoruz. Topraklarımızdan güzeli var mıdır?" diye soruyor.
(ce-ea/gc)