Ailesi katledilen Lamia'dan kadınlara: Ölüm tehdidi altındayım

09:09

JINHA

MÊRDÎN - Mehmet Altundere isimli erkek eşi Lamia'nın annesi, kardeşi ve babasını katletti. Mehmet Altundere hala yakalanmazken, 15 yıldır şiddet gören Lamia şu anda tehdit ediliyor. Lamia kadınlardan destek bekliyor ve kadın dayanışmasıyla Mehmet Altundere'nin yakalanıp tutuklanmasını istiyor.

Mehmet Altundere isimli erkek 18 Temmuz günü Mardin'in Savur ilçesinde yaşanan eşi Lamia'nın annesi Şehriban, babası İsa ve kardeşi Nadire Akbaş'ı katletti. 70 yaşındaki Mehmet Altundere hala yakalanmazken, şimdi Lamia ve ailenin diğer bireyleri de ölüm tehlikesiyle ve tehditlerle karşı karşıya. Lamia'nın yaşadıkları ise toplumun, aile yapısını kadına nasıl baktığını, erk zihniyetinin kadına yaklaşımını gözler önüne seriyor. Kendisinden 30 yaş büyük biriyle evlendirileceğine daha bilmeyen Lamia, yıllarca erkek şiddetine maruz kalıyor.

Artık kadınların desteğini bekleyen Lamia evindeki odadan dışarıya dahi çıkmıyor. Dayanmaya çalıştığını söyleyen Lamia şunları anlattı: "15 yıldır eşimden şiddet görüyorum. Eşim Mehmet Altundere bana sürekli bana şiddet uyguluyor, hakaret ediyordu, iftira atıyordu. Vücudumun belli kısımları gördüğüm şiddetten dolayı kangren olacak durumda. Eşimin ilk evliliği resmi ama ben dini nikahla evlendim. İlk evliliği halen devam ediyor, ben kuma olarak gittim. Eşimden çok eziyet ve işkence çektim, artık dayanacak gücüm kalmadı. 'İstemeye' geldikleri gece, beni kurban gibi kestiler, beni diri diri yaktılar ateşin içine attılar. Beni kimin istediğini bile bilmiyordum, ben daha kim olduğunu bilmeden ailem kabul ettiğimi söyledi. Benden 30 yaş büyük biri olduğunu bile bilmiyordum. Eşim bana sonradan, beni para karşılığında evlendirdiklerini söyledi. Birkaç kez aileme yalvardım, beni ondan kurtarın ama ailem beni ona tekrar gönderdi. Kimse bana sahip çıkmadı. Bugüne kadar onun elinden çok acı çektim. Beni sürekli tehdit ediyordu, 'bunu sana bırakmam' gibi tehditler ediyordu. Ben geceleri korkudan uyuyamıyordum, hastalanmaktan korkuyordum. Eşim Mehmet, bir gece tepsiyle kulağımın zarı patlayana kadar şiddet uyguladı, daha sonra ağaçla vücudumu vurdu. Evden ayrıldım o akşam."

'Beni ve ailemi sürekli öldürmekle tehdit ediyordu'

Eşi Mehmet'ten bir sene ayrı yaşadığını ancak sürekli tehdit edildiğini dile getiren Lamia, "Ben 18 Temmuz'da, yani olayın olduğu akşam tandırda ekmek yapmıştım, tansiyonum çıktığı için ölçmeye gittim. Sonra köylülerin bizim eve doğru koştuklarını gördüm. Köylülere ne olduğunu sordum. Onlar da 'eşin senin babanı, anneni ve kız kardeşini öldürdü' dedi. Keşke ben ölseydim de kız kardeşim ölmeseydi. Köydekilerin eşimin bu katliamı yapacağından haberi vardı, çünkü beni ve ailemi sürekli öldürmekle tehdit ediyordu" ifadelerinde bulundu.

'Neden hala sokakta'

Bu katliamı yapanın eşi olduğunu söyleyen ve neden halen sokakta serbest dolaştığını soran Lamia "Eşim Mehmet, halen de ailemi tehdit ediyor. Hükümet nerede? Bana sahip çıksaydılar, bu adam şuan elini kolunu sallaya sallaya dolaşmazdı. Niye kimse duymuyor, görmüyor? Ben bunları yaşarken kimse bana yol göstermedi, ne yapacağımı bilmiyordum. Şimdi sokakta, 'hepinizi öldürmeden teslim olmam' diyor. Ben ondan şikayetçiyim, bu acıları yüreğime koydu ben bunun peşini bırakmam. Benim ailemin, kız kardeşimin hiçbir suçu yoktu. Polise ifademi verdim, davacı olduğumu söyledim" dedi.

'Tüm kadınların ses vermelerini istiyoruz'

Bütün kadınlara dayanışma çağrısında bulunan Lamia'nın kuzeni Havin Yüksel, "Bir aileden 3 kurşunla 3 kişi yaşamını yitirdi. Onlar benim halam, amcam ve kuzenim. Katliamı yapan Mehmet Altundere ve onunla birlikte suç ortağı taksici de var. Taksici ailenin baskısıyla teslim oluyor, olaydan bir gün sonra gözaltına alındı ancak diğer gün serbest bırakıldı. Lamia yıllarca işkence, şiddet ve zulüm görüyor" diye konuştu.

"Yeryüzündeki bütün kadınlar sesimizi duysun" diyen Havin, katliamın hesabının sorulmasını ve Lamia'nın güvenliğinin sağlanmasını istedi. Bu cinayetle iki kadının yaşamını yitirdiğini hatırlatan Havin, "Nadire daha 20 yaşlarındaydı, okuyordu, hayalleri vardı. Bütün kadınların hayalleri var ama bu kadını hayalleri ayrıydı. Çünkü yoksullukla bu yaşama gözlerini açmıştı, yoksullukla büyüdü ve yoksullukla üniversite okudu. Derler ya gözleri yeni açmıştı, yaşamı, hayatı yeni görmüştü. Evin küçük kızıydı Nadire, okulu bitirdiğinde öğretmen olacaktı, 'annemi ve babamı yanıma götüreceğim' diyordu, hayalleri buydu" diye anlattı.

(ea-ce/gc)