'Hem devlet şiddeti hem çevresel şiddet altındayız'
09:06
JINHA
İZMİR - Darbe girişimi ardından hükümetin çağrısı ile meydanlara çıkan kitle ile sokaklarda özellikle kadınlara karşı nefret söylemleri ve cinsel saldırıların yaşanmasına ilişkin konuşan İzmir KCDP üyeleri, "Hem devlet şiddeti hem çevrese şiddet altındayız" dedi.
Darbe girişiminin ardından sokaklara taşan 'erkeklik' kadınlara saldırırken, batının birçok yerinde kadınlar 'erkeklik' hallerinin cinsel saldırılarına ve tehditlerine maruz kaldı. Konuya ilişkin konuşan İzmir Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'ndan kadınlar, hem devlet şiddeti hem de çevresel şiddet altında kaldıklarını belirtti.
'İlk aklıma gelen şey cinsiyetimle ilgiliydi'
Suzan Öztürk, İzmir'de darbe girişimi ardından sokağa dökülenleri gördüğünde ilk aklına gelen şeyin cinsiyeti olduğunu belirterek, "Şu an için belki bizim açımızdan çok bir şey yok ama geçmişte zaten oluyordu bu olayla birlikte artacak. Ölümlerin şeklinden tutun da sayısına kadar artış gösterecek diye düşünüyorum. Kıyafet konusunda da her şey değişecek. Şu anda hala rahatım beni direkt etkileyen bir durum yaşamadım fakat İstanbul, Ankara, Konya'da yaşayan arkadaşlarımdan haberler alıyorum" dedi.
'Burada nefes alamadığımı hissediyorum'
Umutlu şeyler söylemek istediğini ancak yaşananlar karşısında çok fazla umut taşıyamadığını ifade eden Suzan, "21 yaşındayım, umutlarını kimse kaybetmesin ama ben bu ülkeyle ilgili umudumu kaybediyorum. Burada nefes alamadığımı hissediyorum" diye kaydetti.
'Hukuk sistemi göz ardı edilemezdi'
Ev işçisi Funda Özdemir ise, "Darbe karşıtı biriyim ama halkla askeri karşı karşıya getirip sokağa dökmeden hukuk sistemi içerisinde çözülebilecekken iç savaş haline getirilmesine çok üzülüyorum. Bu halkı kutuplaşmaya götürüyor. Kaygılarım var. Biz kadınlar zaten her gün artan kadın cinayetleriyle, çocuk tacizleriyle yıpratıldık. Şimdi üzerine bu ayrı bir psikolojik baskı yarattı. Ulu orta insan başı kesmek demokrasi diye bir yola girmiş insanların yapacağı iş değildir. Hukuk sistemi göz ardı edilemezdi. Halkı sokağa çağıran cumhurbaşkanının ve hükümetin düşünmesi gerekirdi" diyerek kaygılarını dile getirdi.
'Hem devlet hem de çevresel şiddet altındayız'
Funda son olarak engellenen hukuk sistemi içerisinde halkın gövde gösterisi yapmasının güzel olmadığını kaydederek, "Darbe madem süpürülmüştür halk niye hala nöbettedir. Bu neyin nöbeti anlamış değilim. Toplanan insanların çevreye zarar vermesiyle de bir korku imparatorluğu yayılıyor. İlk kez bir otobüse bindiğimde yanıma oturan insana toparlanır mısınız demeye cesaret edemedim. Resmen kin ve nefret doluydu. Biz bugüne kadar toplum olarak kardeşçe yaşadığımız bu ülkede kardeş savaşının olmasını istemiyoruz. Hem devlet şiddeti altındayız hem de çevresel bir şiddet altındayız" şeklinde konuştu.
(mb-öö/dk)