Tunuslu Saloua: Demokrasiyi geliştirmek temel hedefimiz

10:30

Asya Tekin/JINHA

SILÊMANÎ - Tunus Kadın Koalisyonu'ndan Saloua Guiga, Tunuslu kadınların tarihten bu yana ortaya koymuş oldukları direniş ile birçok hakkı elde ettiğini söyleyerek, kadınlar olarak temel hedeflerinin demokrasiyi geliştirmek olduğunu söyledi.

Federal Kürdistan Bölgesi'nin Süleymaniye kentinde bulunan Palas Otel'de 19-21 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen "Abdullah Öcalan'ın Düşünceleriyle Ortadoğu'da Barış ve İstikrar" konferansına katılan Tunus Kadın Koalisyonu'ndan ayrıca Dünya Kadın Konferansı Ortadoğu Koordinatörü Saloua Guiga, Tunuslu kadınların yaşadığı sorunları ve mücadelesini ajansımıza değerlendirdi. Tunus tarihinde kadınların birçok başarıya imza attığını dile getiren Saloua, "Üç bin yıl önce Tunus'ta Kartaji Kuran Uygarlığını bir kadın kurdu. Romalıların kiliseyi yasakladığı ve baskı altına aldığı bir dönemde kiliseye sahip Azize Perpeğtu adında bir kadındı" dedi.

'Kadınların özel bir statüsü var'

Tunus'ta kadınların özel bir statüsü olduğunu kaydeden Saloua, "Özelikle 1956'da henüz bağımsızlık anayasasının kurulmasından önce kadınların hakları yasal güvence altına alındı. Bu yasalarla çokeşlilik yasaklandı. Doğum kontrol ve kürtaj hakkı kadınlara verildi. Üç bin yıl önce Kartaji Kuran Uygarlığını bir kadın kurdu. Romalıların kiliseyi yasakladığı ve baskı altına aldığı bir dönemde buna sahip çıkan Azize Perpeğtu adında bir kadındı. Kadının el yazması ile kadınlara bir miras bıraktı. Tunus'ta 1901'den beri bir kız okulunun varlığından sözediliyor. Kadın haklarını güvenceye alan bir yanının da olması Arap dünyasında bir ilki ifade ediyor" şeklinde konuştu.

'Tunus tarihinde kadınlar mücadeleleri ile ön plana çıktı'

İslamiyet'in Tunus'ta fetih operasyonlarını başlatmasından sonra 19. yüzyılın başlaması ile berberi bir kadın olan Arua'nın Ortadoğu'dan El Cafer ile evlendirilmek zorunda bırakıldığını kaydeden Saloua, "El Cafer ile evlendirilmek istenen Arua, çokeşliliğin yasaklanması için birkaç koşul öne sürüyor. Arua, çokeşliliğin yasaklanmasına dair yazılı bir sözleşme istiyor ve ancak bu sözleşmeyle birlikte El Cafer ile evlenebileceğini belirtiyor. Yine 1924'te Habib el Menşeri isimli bir kadın, 1924'te bir toplantı sırasında bir ülkenin kadınlarının özgür olmadan o ülkenin özgür olamayacağını söylüyor. Ardından başındaki örtüyü atarak mücadeleye başlıyor. Tunus'ta mücadeleleri ile ön plana çıkan bir çok kadından bahsedebiliriz" şeklinde belirtti.

'Kadın-erkek eşitliğini yasal güvenceye aldık'

Arap Baharı'nda düzenlenen yeni anayasa ile kadın-erkek eşitliğinin sorumluluklar düzeyinde net ifade edildiğini belirten Saloua, sözlerine şöyle devam etti: "2011'deki isyanın ardından İslamcılar iktidarı devraldı. Hem hükümette hem mecliste İslamcılar çok olmasına rağmen biz kadınlar mücadele ederek kadın-erkek eşitliğini yasal güvenceye almayı başardık. İslamcılar kadının erkeğin tamamlayıcısı olduğu yönünde anayasaya bir madde eklemek istiyorlardı bizlerde buna karşı çıktık. Büyük bir kadın direnişi gerçekleşti. 2014 yılında 500 bin kişiyi sokağa çıkarttık. Kadın mücadelesi ile 'kadın-erkek eşittir' maddesini anayasaya eklemeyi başardık."

'Hedefimiz demokrasiyi geliştirmek'

Tunus'ta diplomalı kadınların sayısının erkeklerden daha fazla olduğunu ifade eden Saloua, Tunuslu bazı kadınların Suriye ve Irak'a giderek DAİŞ ve benzeri radikal örgütlere katılımlarının söz konusunu olduğunu kaydetti. Buna karşı mücadele yürüttüklerini dile getiren Saloua, "Hedefimizde kadının okur-yazar seviyesinin yükseltilmesi var. Kadınlar olarak demokrasiyi geliştirmek temel mücadelemizdir. Hükümet ve kadınlar arasında kadın hakları için bir ortaklık gelişti. Kadına yönelik şiddete karşı bir anlaşma imzalandı ve birkaç ay önce de kadınlar için sığınma evi açıldı" diye belirtti.

(mg)