'Onlar bizim mücadele gerekçemiz oldu'
09:05
JINHA
RIHA - 33 düş yolcusunun katledildiği Suruç'ta sağ kurtulan Amara Kültür Merkezi Müdürü Zehra Yanardağ, "Herhalde bir cehennem varsa o gün yaşandı. Onlar tarihe bir yöne vermeye çalışırken kendileri burada bir tarih yazdılar. Bizim için mücadele etme gerekçelerimizden biri oldu" dedi.
SGDF'nin "Beraber savunduk, beraber inşa edeceğiz" şiarı ile Kobanê'ye gitmek için başlattığı kampanya için Urfa'nın Suruç ilçesine gelen 33 kişi, Amara Kültür Merkezi önünde yaptıkları basın açıklaması sırasında canlı bomba saldırısı ile katledildi. 20 Temmuz 2015'te gerçekleşen katliam sonrasında bütün barış umutları yok olurken, Türkiye bir yıldır devam eden bir kaosun içine girdi.
O gün patlamada sağ kurtulan Amara Kültür Merkezi Müdürü Zehra Yanardağ, yaşanılanları unutamıyor. Daha 20'li yaşlarında olan çoğu öğrenci onlarca genç misafir ettikleri topraklarda yaşamını yitirdi. Gelen gençlerin savaş gerçekliğini en iyi tanıyanlardan olduğunu belirterek, "Türkiye'nin birçok yerinden gelmişlerdi. Müthiş bir heyecan vardı üzerlerinde. Var olan savaş gerçekliğini en iyi tanıyanlardı ve bu savaş gerçekliğinin insanlara zarardan başka bir şey vermediğini biliyorlardı. Güzel bir şey yapmak için ön ayak olmaya gelmişlerdi. 'Beraber savunduk, beraber inşa edeceğiz' sloganıyla gelmişlerdi. Sonrasında cehennemi anımsatan bir görüntü oluştu. Basın açıklamasının bitmesine bir iki dakika kala bir sesle irkildik, önce anlayamadık canlı bomba olduğunu. Çünkü patlama tam grubun içinde olduğu için dışarıya sesin yayılmasının önüne geçmişlerdi. Hem de daha çok arkadaşın şahadete ulaşması neden olmuştu" şeklinde anlattı.
'Herhalde bir cehennem varsa o gün yaşandı'
Daha sonrasında yaralıları hastaneye taşıma telaşına düştüklerini söyleyen Zehra, "Asker ve polisten sağlı sollu yoğun bir baskı oluştu. Belki o an asker ve polisin o baskısı, o yönelimi olmasaydı 33 arkadaş değil de daha az arkadaş şehit düşecekti. Belki yaralı olan arkadaşların tedavi süreçleri aylara yıllara yayılmayacaktı. Bir yıl oldu hala aynı acı, hala aynı tedirginlik, hala aynı öfke durmadan kat be kat artarak yüreğimize nakşediliyor. Herhalde bir cehennem varsa o gün yaşandı. Ben de küçük sıyrıklarla patlamayı atlattım. Yaşadığım için mutlu muyum ya da şanslı mıyım? Hiç bir yere kendimi koyamıyorum. Bir de ev sahibiydik. Bu nedenle yoğun bir acı da var. Dertleştiğimiz, sohbet ettiğimiz birçok arkadaşın parçalarını toplamak ciddi anlamda yoğun bir sorumlulukta yüklüyor" diye ifade etti.
'Yoğun bir bağlılık var'
Suruç halkının Amara Kültür Merkezi'ne her geldiğinde gözlerinde büyük bir hüznün olduğunu dile getiren Zehra, "O acıyı hissedebiliyorsun. Yoğun bir bağlılık var. Türkiye'de var olan sorunlar sıkıntılar Türkler ve Kürtler arasında bir sorun değil. Kendini var etmeye çalışan iktidar rejimine karşı insanlık adına mücadele edenler var" dedi.
'Kendileri burada bir tarih yazdılar'
Gençlerin hepsinde büyük bir heyecanın var olduğunu gözlemlediğini dile getiren Zehra şöyle devam etti: "Onlar tarihe bir yöne vermeye çalışırken kendileri burada bir tarih yazdılar. Bizim için mücadele etme gerekçelerimizden biri oldu. Bütün Türkiye halklarının unutmaması gereklidir. Savaş gerçekliğinin hiç kimseye kar getirmediğinin, can acıtmak dışında bir şey getirmediğini unutmamak gerekli."
(ht/gc)