Helin'in annesi: Mahkeme salonlarında katlettikleri halkın adı bile geçmeyecek

09:04

Medine Mamedoğlu / JINHA

AMED - Sur'da fırından ekmek almak isterken 3 kurşunla katledilen 13 yaşındaki Helin Şen bugün 14. yaşına giriyor. Kızının doğum gününü onsuz karşılayan Nazine Şen, darbe girişimi nedeniyle tutuklanan 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin her şeyden önce Sur, Cizre ve Nusaybin'de yaptıkları için yargılanmasını isterken, "O mahkeme salonlarında katlettikleri, evlerini yıktıkları halkın adı bile geçmeyecek" diyerek tepki gösterdi.

Soykırım saldırılanının yaşandığı Diyarbakır'ın Sur ilçesinde ekmek almaya giderken kafasından 3 kurşunla vurularak katledilen Helin Şen'in 14. doğum günü. Helin 12 Ekim 2015'te günlerce kapalı olan fırınlar açılınca ekmek almaya gitmiş, panzerden açılan ateşle yaşamını yitirmişti. Helin 13 yaşına girdikten yalnızca birkaç ay katledilmişti. Kızının doğum gününe onsuz giren annesi Nazine'nin ise tek isteği, Sur'da, Cizre,'de Nusaybin'de katliamlara imza atanların yargılanması.

'Her gece kimin öleceğini düşünüyorduk'

Nazine, Sur'da operasyonların bir numaralı ismi olan ve 'kahraman' ilan edilen 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin her şeyden önce Sur, Cizre ve Nusaybin'de yaptıkları için yargılanması gerektiğini belirterek yaşadıklarını şöyle anlattı: "Sur'da Fatihpaşa Mahallesi'nde bir çocuğum devlet güçlerince katledildi. Sokağa çıkma yasağının sürdüğü zaman orada ne elektrik ne de su vardı. İçeride günlerce aç susuz kaldık. Bir gün fırınlar halk ekmek alsın diye 2 saatliğine açıldı. Ben, kızım ve eltim ekmek almak için fırına gittik. Daha sonra kobradan ateş açıldı ve arkama baktığımda kızım kanlar içinde yerlerdeydi. O gün bugündür zaten kendimizi toparlayamadık. Ondan sonra artık her gece uyuduğumuzda 'yarın acaba kimi öldürecekler' korkusuyla uyuyorduk. Sadece Sur'da değil, Cizre'de, Nusaybin'de, Gever'de, Şırnak'ta da annelerimiz, dedelerimiz ve küçük çocuklar katledildi. Kızım öldürüldükten sonra Sur'dan mecburen çıkıp Bağlar'a taşınmak zorunda kaldık, daha sonra burada da olaylar çıktı. Biz evimiz de yıkıldığı için mecburen evlerimizden ayrılmak zorunda kaldık ama evinden çıkmayan onlarca insan da saldırılara maruz kaldı ve birçoğu öldürüldü" dedi.

'Kürtlere kör, sağır olanlar Türkiye'ye yardım için sıraya girdiler'

"Ben sadece kızımın ve Helin gibi yüzlerce çocuğun katilerinin bulunmasını ve yargılanmasını istiyorum" diyen Nazine, "Türkiye'de adalet yok ama benim iki elim onların yakasında olacak" dedi. Kürt halkının bir yıldır darbeyle yaşadığını vurgulayan Nazine, "Evlerimiz yıkıldı, çocuklarımız, yüzlerce insanımız öldürüldü. Küçücük ilçeye tanklarla toplarla girerek üstümüze geldiler. Bizi öldürmeye çalıştılar. Kürt halkı bir senedir darbenin içinde yaşıyor, Türkler ise sadece bir gece yaşadı. Bizim bir senedir yaşadıklarımızın çeyreğini yaşamadılar. Hatta tank toplarla bizi öldürmek, evlerimizi yıkmak onlara az geldi, uçaklardan bile ateş ediyorlardı. Buna rağmen kimseden ses çıkmadı, kimse tepki göstermedi ama Türk halkına dönük bir saldırı olunca bütün dünya ayağa kalktı. Aylarca sesimizi duysunlar diye seslendiğimiz dış devletler bize kör, sağır oldu ama Türkiye'nin çağrısına hemen cevap verdiler" diye ifade etti.

'Türkler için yargılanacaklar, bizim adımız bile geçmeyecek'

Sur, Cizre ve Nusaybin'de yaşanılanları sadece Kürt halkının bildiğini söyleyen Nazine, batıdakilerin o tek bir gecede yaşadıklarından sonra bile Kürt halkına olan kinlerini yitirmediklerini ifade etti. Darbe girişimi yapanlarında sokağa çıkanların da Kürt halkına karşı aynı zihniyetle yaklaştığını belirten Nazine, "Bize ettikleri hala da canımızı yakıyor ama evladı ölmüş bir Kürt bile o askerin başını kesmez. Çünkü bizim vicdanımız, insanlığımız var. Biz ne olursa olsun bir insanı öyle vahşice katledemeyiz. Kızımı öldürmelerine rağmen biz hala adalet karşısında yargılanmalarını istiyoruz. Canlarını istemiyoruz. Bizde ırkçılık yok ama onlarda ırkçılık var. Kürdistan'ın dört bir yanında ki tüm insanlar bunu yaşıyor. Sadece Türk halkına iki saat saldırı olunca buna 'darbe' deniliyor. Sur'u yakan komutanlar tutuklanıyor, vatan haini ilan ediliyor ama onlar yasak esnasında tanklarıyla girdikleri mahalleleri yıktıkları için ödül alıyorlardı. Onlar şu an sadece Türk halkına zarar verdikleri için yargılanacaklar, o mahkeme salonlarında katlettikleri, evlerini yıktıkları halkın adı bile geçmeyecek" diyerek tepki gösterdi.

'Tüm çocuklar için adalet istiyorum'

Asıl katillerin Adem Huduti gibi emir veren 'kahramanlar' olduğunu söyleyen Nazine, "Ne çatışma ne de bir şey vardı benim çocuğumu bile isteye hedef alarak öldürdüler. Sadece benim değil benim çocuğum gibi milyonlarca çocuk öldürüldü. Ne kadar mücadele etsek de üzerinden ne kadar zaman geçse de onlar bizim çocuklarımızı öldürdükleri için cezalarını çekmeyecekler. Askeridir, komutanıdır, subayıdır bunlar sadece darbeden yargılanacak. Türk devletinin Kürdistan'da bir yıl boyunca uyguladığı şey insanlık değildi. Gelip mezarlıklarımızın üstüne basıyorlar, mermerlerini söküp çiçeklerini alıyorlar. Bu askerler, polisler bunların hangi birinden yargılanacak" diye sordu.

'Yaşayacak şeyleri hayalleri vardı'

Helin'in 14 yaşında basacağını belirten anne Nazine, "Kızımın son doğum gününü beraber kutladık ve 3 ay sonra da kaybettik onu. Ben onu ne zorluklarla büyüttüm. Onu öldüren, kızıma bunu yapan rahat uyuyor mu acaba? Her akşam dua ediyorum, 'Allah'ım sen iki cihanda da onun yakasını bırakma, rahat verme' diye. Benim kızım ne yaptı ona, sadece acıkmıştı ve ekmek almaya gidiyorduk. Benim kızımın daha yaşayacak çok şeyi vardı, hayalleri vardı ama onu öldürerek onun hayallerini, geleceğini hepsini aldılar ondan. Yarını düşünüyorum, yüreğim burkuluyor. Nefes alıp veremiyorum" dedi.

(bc/gc)