Suruç'tan Kobanê'ye devrime uzanan kadınlar

09:31

JINHA

İSTANBUL- Bir kadın devrimi olan Rojava devrimine dokunmak ve Kobanê'nin inşasında yer almak için yola çıkan 10 kadın, hala sorumluların yargılanmadığı Suruç katliamında yaşamını yitirdi. Tüm insanlarda büyük bir acı ve öfke yaratan katliamda yaşamını yitiren kadınlar, cins mücadelesi yürüten, kadın yoldaşlığının somutlaşmış karakterleriydi.

Kobanê'nin yeniden inşası çalışmalarına destek olmak üzere yola çıkan SGDF'li 33 düş yolcusu Suruç'ta bulunan Amara Kültür Merkezi'nde basın açıklaması yaptıkları sırada canlı bomba saldırısıyla katledildi. 100'den fazla kişinin yaralandığı saldırı sonrası çözüm süreci yerini çatışma ortamına bırakırken katliama ilişkin etkin soruşturma da yürütülmedi. Kobanê'ye oyuncak götürmek üzere yola çıkan ve katledilen 33 düş yolcusunun 10'u kadınlardan oluşuyordu. Birbirlerine yoldaşlık eden, dönüştürücü ruhu yaşam pratiklerine yansıtan bu kadınların hikayeleri geride kalanlar için kadın yoldaşlığının ve mücadelesinin taşlarını döşüyor.

Aydan Ezgi Şalcı

Liseye başladığı yıllarda SDP ile tanışan Aydan Ezgi Şalcı daha sonra Kemalizm'den etkilenir. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin adresini sormak üzere girdiği DEV-LİS'ten örgütlenerek çıkar. Sosyalist mücadele ile olan ilişkisi bu şekilde başlayan Aydan, ailesinin gerici baskılarıyla karşı karşıya kalır. Lise son sınıfta mevcut mücadele ortamından uzaklaştırılmak üzere babası tarafından Samsun'a gönderilir ve bu dönemde babasıyla olan her türlü ilişkisini sonlandırır. "Ne kadar çok anlatırsam çirkinlikleri, o kadar çok güzelleşecek dünya sanki" diyen Aydan, özgürlüğün ancak özgürlük mücadelesi ile elde edileceği bilincindedir.

Kalıplaşmış toplumsal rolleri sorgulamaktan, toplumsal cinsiyet rolleriyle mücadele etmekten mutluluk duyan Aydan, ailesiyle yaşadığı ciddi çatışmaları dahi gülerek anlatır. Aydan, LGBTİ mücadelesine önem vermiş ve kendi öğretilmiş rolleriyle yüzleşmek için çaba sarf etmiştir. Samsun'da ilk Onur Yürüyüşü'nün örgütleyicilerinden olan Aydan, öğretilmiş kadınlık rolleriyle de mücadele eder. Cins bilinci güçlü bir kadın olan Aydan, Rojava Kadın Devrimi'ne dokunmakta tereddüt etmez. Aydan, Amara Kültür Merkezinde patlamadan yaklaşık 10 dakika önce "Eğer ben burada ölürsem, geri dönemezsem arkamdan kapalı bir tören yapmayın, büyük, sokakların dolup taşacağı bir tören yapın" der. Fakat ailesinin tutumu nedeniyle istediği gibi bir törenle uğurlanamaz Aydan, cenazesi yoldaşlarından kaçırılarak Ordu'da bir köye defnedildi.

Polen Ünlü

Polen oldukça duyarlı bir çevrede büyür, mücadele ruhuna aşinadır. İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünü kazandıktan hemen sonra SGDF ile örgütlü mücadeleye başlar. Örgütlü mücadelenin daha ilk anlarından itibaren ön plana çıkar. Polen'i Okmeydanı'ndaki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan protestosundan yasaklı 1 Mayıslara ve 90 kuşağının damgasını vurduğu Gezi Ayaklanması'na kadar barikat başlarına görebilirdiniz.

Gezi Ayaklanması sonucu devletin artan saldırıları Polen'de kimi kırılmalara sebep olur ve Polen örgütlü ortamın dışına çekilir. Fakat bir süre sonra kendisiyle iç hesaplaşmaya girer ve daha kararlı biçimde döner. Polen yazılarıyla mizahıyla da sevilir. Yazdıklarıyla Ira Maya'dır Polen Ünlü. Kendisine bu takma ismi seçmiştir. İsmi seçtiği kişi Ira Maya Sophia, Endonezya Jakarta doğumlu bir oyuncudur. Ne gariptir ki Ira Maya Sophia'da oyuncunun takma adıdır. Asıl doğum adı ise Hyra Maya Sophia olarak kayıtlıdır. Polen'in kendisi için seçtiği bu takma ad Hyra'nın da takma adıdır.

Yaşamını yitirmeden üç hafta önce bir sohbet esnasında söylediği "Ben normal ölmeyeceğim, ben şehit düşeceğim" cümlesi de onun bu mücadeleyi sürdürmede ne kadar net ve kararlı olduğunun göstergesidir. Nitekim dediği gibi olur normal ölmez Polen, Kobane Kadın Devrimi'nin çocuklarına giderken Suruç'ta katledilir. Uğurlaması binler tarafından sahiplenilen Polen en yakın arkadaşı ve yoldaşı Ezgi Sadet'le yan yana defnedilir.

Ferdane Kılıç

1960 doğumlu Abhaz bir kadın olan Ferdane Kılıç, evlenene kadar geleneksel bir kadın olarak yetişir ardından politik, devrimci biriyle hayatını birleştirir. Ardından sol-sosyalist çevreleri daha yakından tanıyarak belirli değişimler yaşar. İnsancıl yanları gelişkin olan Ferdane'nin evi gençlerin ve yoldaşlarının uğrak yeridir. Paylaşımcı ve naif olmasıyla bilinen Ferdane, 7 Haziran öncesinden itibaren politik mücadeleye daha aktif katılmaya başlar. Çalışmalarını HDP üzerinden sürdürür ve gecesini gündüzüne katarak seçim çalışmalarında rol alır. SGDF'nin çağrısına kulak vererek oğlu ve kızıyla beraber Kobanê'ye gitmek için Bursa'dan yola çıkan Ferdane oğlu Nartan ile beraber Suruç katliamında yaşamını yitirdi. Ferdane'nin kızı Sinem ise patlamadan yaralı olarak kurtuldu.

Nazlı Akyürek

1994 yılında Diyarbakır'da doğan Nazlı, Lice katliamında birçok tanıdığını kaybetmiştir. Buradan gelen bir duyarlılığa sahip olan Nazlı'nın ailesi devletin baskıları sonucu Sakarya'ya taşınmak zorunda kalır. Lise eğitimini tamamlayan Nazlı, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanır. Suruç'ta birlikte yaşamını yitirdiği Nuray Koçan Nazlı'nın çok yakın arkadaşıdır. Birlikte SGDF'nin Kobanê inşa çalışmalarına katılmak için yola düşen bu iki genç kadın devrimci mücadeleyle yeni tanışmışken Suruç'ta ölümsüzleşir. Diyarbakır'da kitlesel bir katılım ile defnedilen Nazlı'nın cenazesi siyah giyen kadınların omuzlarında taşınır.

Nuray Koçan

1993 yılında yoksul, emekçi ailenin çocuğu olarak Bursa'da dünyaya gelen Nuray, tercih ettiği hayatın aksine milliyetçi, muhafazakar bir çevrede büyür. Lise yıllarında okumaya, araştırmaya çevresindekileri sorgulamaya başlamasıyla birlikte onunda hayatında değişim başlar.

Kocaeli Üniversitesi'ni kazanan Nuray, Nazlı ile beraber aynı sınıfta okur. Yakın arkadaş olan ve birlikte aynı yola çıkan bu iki genç kadın, beraber okurlar, araştırırlar devrimci mücadeleyi, yakından takip ederler. Nuray, Nazlı'nın anlattıklarıyla Kürt halkını yakından tanımaya başlar ve bu konuda derinleşir. Düzenlediği güzel paneller ile anılan bu hukuk öğrencisi aynı zamanda feminist bakış açısıyla da bilinir. SGDF'nin çağrısını yaptığı Kobanê inşa kampanyasına Rojava Kadın Devrimi'ni daha yakından tanımak için yola çıkan Nuray, arkadaşı Nazlı ile beraber katledilir. Kadın yoldaşlığını pratiğe dökerek Kobanê yoluna düşen bu iki genç kadın birlikte ölümsüzleşir.

Büşra Mete

Büşra politik bir okul olan Maltepe Ertuğrulgazi Lisesi'nde Liseli Öğrenci Birliği'yle tanışır. Lise döneminde devrimcilikle daha esnek bir ilişki kurar. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Gazetecilik bölümünü kazanır. Üniversiteye ilk gittiği yıl örgütlü mücadeleye atılır. Eski SGDF'li, Sinan Sağır'ın yaşamını yitirmesi Büşra'yı derinden etkiler ve olduğu yeri, konumunu, mücadeleyle ilişkisini sorgulamaya başlar. Kendi sınırlarını yıkmak, kendisini güçlendirmek için yaptığı tartışmalarda cins bilinci ve kadın özgürleşmesi gündeminde olur. Ailesiyle, sevgilisiyle, kadın yoldaşlarıyla kurduğu ilişkiyi devrimcileştirmeye dönük kimi adımlar atar.

HDP Beşiktaş Gençlik Örgütü üyesi Büşra "Yaşamda vazgeçemeyeceğin bir şey var mı?" sorusuna "Eğlenmekten, gülmekten vazgeçemem" yanıtı vermiştir. Büşra, Rojava Kadın Devrimi ile bağlarını güçlendirmek, Kobanê devriminin tanıklarından olmak amacıyla çıktığı yolda ölümsüzleşir.

Duygu Tuna

Duygu 1979 yılında Dersimli emekçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir ve 2000'li yılların başında sosyalist kadınlarla tanışır. Bu tanışmadan üzerine yüklenen klasik kadınlık rollerini reddederek kendini yeniden yaratmaya başlar. Önce sistematik şiddet gördüğü eşinden boşanır, ekonomik olarak ayakta kalmak için pek çok iş yapar. ESP- SKM çalışmalarında aktif rol oynar. Duygu'nun şiddet gören kadınlarla iletişimi çok güçlüdür. Onlarla çok samimi bir iletişim kurar ve onların tek başına ayakta kalabilmeleri için elinden geleni yapar.

Militan özellikleriyle de ön plana çıkar Duygu, tavrı çok nettir, asla taviz vermez. ESP-SKM çalışmasından sonra HDP Maltepe İlçe Eşbaşkanlığı görevini de yapar. Parti içerisinde karşılaştığı erkek tavırlarla mücadele eder. SGDF'nin çağrısıyla yola çıktığı Kobanê yolunda hayatını kaybeder. Ailesinin Antep'ten cenazesini aldığı Duygu İstanbul'da defnedilir.

Fikriye Ece Dinç

Düzceli orta sınıf bir ailenin tek çocuğu olarak 1995 yılında dünyaya gelen Ece, demokrat bir lise olan Kadıköy Anadolu Lisesi'nde siyasi mücadeleyle tanışır. HDP Kadıköy Kadın Meclisi'nde aktif rol oynar ve burada tanıştığı ESP'de örgütlenmeye karar verir.

Cins bilinci güçlü olan Ece'yi hem özsavunma eylemlerinde hem de Özgecan eylemlerinde kızıl sopasıyla en önlerde görebilirsiniz. Mütevaziliği öne çıkan Ece, sanki hiç emek harcamıyormuşçasına işlerini yapar ve bununla övünmez. Ece, bir yandan devrimci mücadele yürütürken diğer yandan üniversite sınavına hazırlanır ve İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası ilişkiler bölümünü kazanır. Fakat kazandığını göremeden Suruç'ta yaşamını yitirir. Kadıköy'de yapılan kitlesel bir yürüyüş ile uğurlanan Ece, Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilir. Ertesi gün ise Ece'nin mezarı faşist bir grup tarafından tahrip edildi.

Hatice Ezgi Sadet

Ezgi, Sivaslı bir ailenin üçüncü çocuğu olarak İstanbul'da doğar. Demokrat bir çevrede yetiştiğinden devrimci mücadeleye aşinadır. Gezi Ayaklanması'nda birçok genç kadın gibi Ezgi de yer alır. Yeryüzü sofralarından İstiklal sokaklarına kadar Gezi direnişinin şahitlerinden, yaratıcılarındandır. Ardından bir süre kendini dinler, okur, araştırır, biriktirir. Çok güçlü bir cins bilinci vardır. Erkek egemen baskıların, kıskançlığın yoğunlaştığı bir dönemde durumunu bilince çıkartır ve Özgür Genç Kadın çalışmalarına katılır.

Erkek egemenliğiyle her alanda mücadele eder. Erkek yoldaşlarıyla iç ideolojik mücadele yürütmede sürekli yeni arayışlar içerisinde olur. Kendisine benzediğini düşündüğü bir kadın yoldaşına sürekli "Ya biz karşılaştığımız erkekliklerde doğru noktalara değiniyoruz; fakat yanlış bir üslupla anlatıyoruz. Bunu nasıl aşacağız?" diye kendini aşma çabası içerisine girer örneğin. Ezgi, Beşiktaşlı olmasıyla lise yıllarındaki geometri başarısıyla, sorumluluk sahibi, bencilliği kökten reddetmiş olması gibi yönleriyle de tanınıyor.

Ezgi, SGDF'nin Kobanê inşa çalışmalarına büyük emek verir, stantların örgütlenmesinden oyuncakların toplanmasına kadar her yerde emeği vardır. Kobanê'ye gitmenin, Rojava Kadın Devrimi'ne dokunacak olmanın verdiği heyecanla yola çıkan Ezgi, Suruç'ta yaşamını yitirenler arasındadır ve yakın arkadaşı Polen ile uğurlaması beraber yapılır, yan yana defnedilirler.

Nazegül Boyraz

Gençlerin Bahar annesi, dört çocuklu ev emekçisi bir kadındır. CHP üyesi Nazegül emekçi ve özverilidir. Mahallesindeki gençlerin Rojava Devriminde yaşamını yitirmesi derinden etkiler Bahar'ı. Böylelikle Rojava Devrimi'ni daha yakından takip etmeye başlar. SGDF'nin çağrısını duyunca heyecanlanır ve ailesiyle Kobanê'ye gidip bir daha geri dönmemek üzerine konuşma yapar. Tüm sağlık sorunlarına rağmen yola düşer gençlerle. Suruç'ta yaşamını yitiren Bahar da evlatlarının omuzlarında son yolculuğuna uğurlanır.

(nö/gc)