'Bireysel silahlanma iç savaş ve cinayete teşviktir'

09:46

JINHA

İSTANBUL - Cumhurbaşkanı başdanışmanını bireysel silahlanma çağrısını değerlendiren kadınlar, AKP'nin kendi milis gücünü yaratmak istediğini, bu çağrının cinayete teşvik olduğunu belirterek, "Şiddetle ilk olarak yüzleşen ve buna göğüs germek zorunda olanın kadınlardır. Buna karşı yapılması gereken güçlü bir örgütlülüktür" dedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) darbe girişiminin ardından AKP kadroları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "sokağa çıkma" çağrısı devam ediyor. Sokağa çıkanların gösterileri ise adeta linç girişimlerine dönüştü. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç ise yaptığı açıklamayla şiddet sarmalının genişletileceğinin sinyalini verdi. Şeref açıklamasında, "Milletimizin ruhsatlı silah almasının önü açılacak. Ha Türkiye'de olay oluyor birbirini vurmalar bakın çoğu ruhsatsız silahlarla oluyor. Ama darbeye teşebbüs edenlere karşı milletin meşru müdafaa hakkını korumak için silah ruhsatı vermenin önünün açılması lazım" ifadelerinde bulundu. Bireysel silah kullanan 74 bin 404 hükümlüden 71 bin 349'u, yüzde 95'inin erkek olduğunu belirten kadın örgütleri ise açıklamanın ardından bireysel silahlanmanın kadınları ve kız çocuklarını hedef alacağını belirtti.

'Silahlanma çağrısı kabul edilemez'

Emekçi Kadınlar (EKA) aktivisti Nurten Karahancı, söz konusu uygulamanın mevcut şartlar altında yalnızca devletin suça ve cinayete teşvik etmesi olarak yorumlanabileceğini belirtti. Devletin darbe girişimi esnasında halk adı altında kendi paramiliter güçlerini sokağa çağırdığının altını çizen Nurten, Cuma gecesi sokağa çıkanların arasında Gezi'deki veya 6-8 Ekim'deki kitlenin ne kadarının orada olduğunun sorulması gerektiğini söyledi.

Devletin demokratik olmayan mevcut ortamda kendi güçlerine yine demokratik olmayan bir silahlanma çağrısını yaptığını ve bunun kabul edilemez bir tavır olduğunu belirten Nurten, mevcut iktidarın çürüyüp yok olmaya mahkum olduğuna, bu durumda işçi ve emekçilerin de silahlanması gerektiğine işaret etti.

'Kendi milislerini oluşturmayı hedefliyor'

Uygulamanın toplumdaki şiddeti artırmayı ve suça teşvik etmeyi hedeflediğini söyleyen Nurten, AKP hükümetinin bu yolla kendi milislerini oluşturmayı hedeflediğini belirtti. Bu tür uygulamaların daima ilk etapta kadını ve çocuğu hedef aldığının altını çizen Nurten, AKP iktidarı boyunca artan kadına yönelik şiddeti hatırlattı. Kadınların faşist baskıya karşı çıktığını ve "hayır" dediğini belirten Nurten, kadınların bu defa da ruhsatlı silahlarla tehdit edildiğini belirtti. Kaçak yerine ruhsatlı silahla cinayet işlemeye teşvik etmenin, suç işlemeyi ve eril şiddeti meşrulaştırmayı ve yasallaştırmayı hedef aldığını dile getiren Nurten, kadınların şimdi her zamankinden daha sıkı ve bilinçli bir örgütlenmeye, kadın cephesinden daha fazla güç toplamaya ihtiyacı olduğunun altını çizdi. İşçi ve emekçi halkları hedef alan baskı ve şiddet döngüsünü yalnızca örgütlülüğün kırabileceğini belirten Nurten, bu anlamda kadınlara çok fazla iş düştüğünü söyledi.

'Tek yol çelikten bir öz örgütlülük'

Trabzonspor Basketbol Takımı Kulüp Başkanı Veysel Taşkın'ın "Darbeci gavur piçlerinin malları ve karıları artık milletin ganimetidir" şeklinde cinsiyetçi ve şiddet içerikli cümlesini hatırlatan Nurten, mevcut linç kültürünün, gerici IŞİD zihniyetinin topluma yüklediği misyon olduğunu belirtti. Kadınların toplumda ezilenlerin de ezileni olduğunun altını çizen Nurten, şiddetle ilk olarak yüzleşen ve buna göğüs germek zorunda olanın kadınlar olduğunu dile getirdi. Sokaktaki şiddetin meşrulaştırılarak daha da artacağının altını çizen Nurten, bununla başa çıkılabilmesinin tek yolunun çelikten bir öz örgütlülük olduğunu söyledi. Emekçiler, işçiler ve Kürt halkının üçüncü taraf olduğunu ve böyle de kalması gerektiğini belirten Nurten, bu sebeple öz savunmanın kurulması ve var olan baskının söz konusu kesimlere dönük olduğunun kavranması gerektiğinin altını çizdi.

'İç savaş ortamı isteniyor'

Silahlanma açıklamasını açık bir iç savaş çağrısı olarak okuduğunu belirten Kongreya Jinên Azad (KJA) üyesi Hülya Avşar ise hükümetin, toplumun tüm mekanizmalarını ele geçirdiği halde yaptığı bu çağrının Türkiye ve gelecek açısından son derece endişe verici bir durum olduğunu ifade etti. Silahlanmanın halkların birbirlerine açıkça düşman edilmesinin önünü açacağını ifade eden Hülya, hükümet yetkililerinin bir an önce akıllarını başlarına almaları gerektiğini söyledi. Bireysel silahlanmanın kabul edilemezliğinin ve devletin güvenlik güçlerinin halkların güvenliğinden sorumlu olduğunun da altını çizen Hülya, hükümetin silahlanma çağrısı yoluyla bu sorumluluktan kaçtığını ve gelişmenin, Türkiye'yi iç savaş ortamına çekilmeye çalışıldığı şeklinde okunması gerektiğini belirtti.

'Tüm katliamlar meşrulaştırılacak'

Bireysel silahlanmanın tüm katliamları meşrulaştıracağını söyleyen Hülya, bundan böyle herkesin kendine göre rengini, giyimini, davranışını beğenmediği kişiyi herhangi bir gerekçeyle öldürmesinin önünün açılacağını belirtti. Kadınların büyük bir risk altında olduğunun altını çizen Hülya, bireysel silahlanmayı, gelişi güzel saldırıları meşrulaştıracağından dolayı kaygı verici bulduğunu ve buna karşı herkesin demokratik tepkisini ortaya koyması gerektiğini söyledi. En çok da kadınlar cephesinden çok güçlü bir tepkinin ortaya konması gerektiğini belirten Hülya, "Geleceğimizi karartmaya yönelik çabalara karşı ülkemizin demokratikleştirilmesi talebimizi net biçimde ortaya koymak ve bu yönde politikalar üretmek zorundayız" dedi.

(ss/ck/gc)