‘Hayatın her yerinde kadın olarak var olmanın örneği’
09:01
Duygu Erol / JINHA
ANKARA - Kardeşiyle beraber 32 yoldaşını Suruç’ta kaybeden SGDF Eşbaşkanı Özgen Sadet, Hatice Ezgi’nin cins bilincini geliştirme noktasında kendi değişiminin kapılarını sonuna kadar açtığını dile getirdi. Özgen, “Evde de, sokakta da, mücadelenin içinde de bir kadın, bir kadın devrimci olarak ve hayatının her yerinde bir kadın olarak var olmanın örneği. 20 yaşında genç, kadın bir devrimci” dedi.
20 Temmuz 2015 yılında IŞİD çetelerinin saldırısı sonucu yıkılan Kobanê’ye, “Yeniden İnşa Ediyoruz” kampanyası için yola çıkan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’ndan (SGDF) gençlere yönelik Amara Kültür Merkezi önünde gerçekleşen bombalı saldırı sonucu 33 sosyalist hayatını kaybederken yüzü aşkın kişi de yaralandı.
Hatice Ezgi Sadet, Suruç’ta gerçekleşen patlamada hayatını kaybetmeden önce en son röportajının ajansımız JINHA’ya vermişti. Suruç katliamı birinci yılını doldururken, Ezgi’nin ablası SGDF Eşbaşkanı Özgen Sadet, bu katliamla beraber sadece kardeşini değil, aynı kentte beraber mücadele ettiği yoldaşlarını da kaybettiğini belirtti.
‘Aynı duyguyu, yaşamı paylaşmak bizi biz yapandı’
Ezgi’nin kendisinin 20 yıllık hayatının özü olarak nitelendiren Özgen, çocukluğunun, gençliğinin ve mücadelesinin en güzel yıllarının her anında beraber olduğunu ve Ezgi’siz bir anısının olmadığını belirtti. Ezgi için, “Her daim aynı odayı, aynı kıyafetleri paylaştığım kişi” diye bahseden Özgen, şöyle devam etti: “Suruç’tan sonra kıyafetleri ayırmaya çalışırken en çok zorlandığım andı. Çünkü hangisi benim hangisi onun bilemez bir vaziyetteydik. Sadece odayı ve eşyaları paylaşmak üzerinden değildi. Aynı duyguyu paylaşmak, aynı yaşamı paylaşmak; bunlar da bizi biz yapanlardandı.”
‘Neşesini daim kılabileceği mutlaka bir şeyler bulurdu’
Ezgi’nin çok neşeli bir kadın olduğunu, zaten Suruç’tan sonra da herkesin onu gülen fotoğrafları ile hatırladığını belirten Özgen, Ezgi’nin hayata dair her zaman gülebileceği, eğlenebileceği ve neşesini daim kılabileceği bir şeyler bulabildiğini dile getirdi. “Bu aynı biçimde, mücadele içerisinde de böyleydi. Belki bu zamana kadar gelebilseydi, yaşamını daha fazla devam ettirebilseydi, karşımıza mutlu devrimcilik örneklerinden bir tanesi olarak çıkabilirdi” diye anlatmaya devam eden Özgen, Ezgi’nin çok kısa bir süre SGDF’de örgütlü kalabildiğini ifade etti.
‘En değer verdiği kadın özgürlük mücadelesiydi’
Ezgi’nin kısa örgütlü mücadelesinde barikatların, mücadelenin, eylemlerin ve kendini değiştirme iradesinin en önünde bulunan bir kadın devrimci olduğunu belirten Özgen, Ezgi’nin sokakta da evde de aynı kişi olduğunu dile getirdi. “Evde nasılsa sokakta da aynıydı, mücadele içerisinde de aynıydı. En değer verdiği şey ise kadın özgürlük mücadelesi idi. Her zaman, lise yıllarından üniversite yıllarına kadar politik bir insandı. Ama örgütlü mücadeleye daha geç atılmıştı. Ama onun dışında yaşamında örgütlü bir insandı” diyen Özgen, Ezgi’nin arkadaşlarıyla kurduğu ilişkiye kadar hayatını her şekilde ideolojik düşüncesi çerçevesinde şekillendirdiğini belirtti.
‘Hayatın her yerinde kadın olarak var olmanın örneği’
Özgen, “Ezgi kimdi diye sorarsanız kuşkusuz onu cins bilinci ile kurduğu bağdan ele almamız gerekiyor. Evde de, sokakta da, mücadelenin içinde de bir kadın olarak, bir kadın devrimci olarak ve hayatının her yerinde bir kadın olarak var olmanın örneği olarak bulundurabiliriz. Çok genç, 20 yaşında genç, kadın bir devrimci” dedi.
Özgen, Ezgi’nin cins bilincini geliştirme noktasında, toplumsal kadınlık rolleriyle ve erk zihniyet ile çatışma noktasında kendi değişiminin kapılarını sonuna kadar açtığını dile getirdi.
‘Suruç’tan sonra kadın yoldaşlığımız daha da belirginleşti’
Hayatında sadece kardeşinin değil yoldaşlarını kaybettiğini belirten Özgen, “Sadece Ezgi’de gitmedi. Biz bu kampanyaya başladığımızdan beri kimlerle yan yanaysak, pek çoğu şehit düştü yoldaşlarımızın. Ben Ezgi ile daha öncesinde yoldaşlaşmaya başlamıştım ama aynı kentte çalışma yürüttüğüm Polen ve Büşra da, yine aynı şekilde Cebrail, Çağdaş ve Ece de aynı şekildeydi” diye konuştu.
Özgen, Suruç’tan sonra Ezgi ile aslında kadın yoldaşlığı üzerinde kurduğu ilişkinin ise daha da belirginleştiğini belirtti.
‘Rojava Devrimi’nde kendimizi görüyoruz’
Kobanê’ye IŞİD çetelerinin açtığı yarayı beraber sarmaya, ancak daha da önemlisi oraya gerçekleşen ‘Kadın Devrimi’ne dokunmaya gittiklerini belirten Özgen, Ezgi’nin en son JINHA’ya verdiği röportajı hatırlatarak, şu sözlerini yineledi: “Biz Rojava Devrimi’nde kendimizi görüyoruz. Kadınlar olarak da bu duyguyla hareket ederek yola çıkmıştık.”
(sy)