İHD'den 30. yılında barış mücadelesini yükseltme çağrısı

19:06

JINHA

İSTANBUL - Kuruluşunun 30. yılında darbeyi kınayan İHD, barış ve demokrasi mücadelesini yükseltme çağrısında bulundu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi kuruluşunun 30. yılında insan hakları savunucularıyla bir araya geldi. Taksim'deki Cezayir Toplantı Salonu'nda yapılan kuruluş etkinliğine Cumartesi Anneleri/İnsanları, çok sayıda gazeteci ve insan hakları savunucusu katıldı.

Etkinlikte ilk olarak insan hakları mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşunun ardından ilk olarak konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Şenel Karataş, İHD'nin 30 yıl önce darbe sonrası sıkıyönetim koşullarında 98 insan hakkı savunucusu tarafından kurulduğunu hatırlatarak, "O günden bugüne birçok şey değişti. Fakat o günden bugüne değişmeyen tek şey insan haklarında yaşanan ihlaller oldu" dedi.

"30 yılda Türkiye'nin geldiği nokta anayasal bir sistem krizidir" diyen Şenel şöyle devam etti: "TBMM'nin generallerin yaptığı anayasayı mülga edip yeni demokratik bir anayasa yapamaması anayasal sistem krizinin temelini oluşturmaktadır. S İdeolojik militarist bir anayasa ile devam etmesi mümkün değildir. Sünni-Müslüman din anlayışının devletleşmiş şeklini benimseyen ideolojik militarist ulus devleti kutsayan bir anayasa ile Türkiye'nin yoluna devam edebilmesi mümkün değildir."

'30 yılda Kürt sorunu bir sonuca varamadı'

Konuşmasında Kürdistan'da yaşanan katliamlara da değinen Şenel, "30 yılda Türkiye'nin önemli sorunu olan Kürt sorunu bir sonuca varmadığı gibi 90'lı yıllarında gerisine gidilmiştir. Bugüne kadar 22 kent ve bölgede sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 338 sivil öldürüldü, devlet güçleri tarafından etrafı sarılan binaların bodrumunda en az 130 sivil ve yaralı savaşçı öldürüldü. Bu bir yıl içinde Türkiye'de 17 kez bombalı saldırı düzenlendi. Saldırılarda 289 insan hayatının kaybetti" şeklinde konuştu.

Şenel, son olarak darbe girişiminde öldürülen ve işkence gören askerlerin ailelerinin İHD'ye başvuru yapmaları için çağrıda bulundu.

'Kürdistan'da devam eden katliamların suç ortağıyız'

Şenel'in ardından konuşan insan hakları savunucusu avukat Eren Keskin de şunları söyledi: "Askeri cumhuriyet kurulduğundan bu yana biz hep zor günler yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. Coğrafyamıza egemen olan cumhuriyet suçlar üzerine kuruldu. Ve kuruluşundan bu yana, demokrasi ve eşitlik isteyen herkesi hep baskı altında tuttu. Ermeni Soykırımı ile başlayan ve Kürdistan'da hala bugün devam eden katliamların bizler kolektif suç ortaklarıyız. Bu anlayış eğitim sistemiyle, okullarda aptal, düşünmeyen, sorgulamayan bireyler yetiştirdi."

'Darbe girişimiyle Kürdistan'da yaşananlar az da olsa anlaşıldı'

Darbe girişimine ilişkinde değerlendirme yapan Eren konuşmasını şöyle sürdürdü: " İki gün önce bir darbe ortamı yaşadık. Ve sadece iki gün bile yaşanan bu korkuyla umarım Kürdistan'da yaşanan katliamlar biraz da olsa anlaşılmıştır. Şu asla unutulmamalı, İslamcılar ve Kemalistler her zaman kardeştir. Onlar Ermeni Soykırımı'nda da, Kürdistan'da katliamlar yapılırken de hep aynı duruyorlar. Bize düşen bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da barış ve demokrasi mücadelesini yükseltmektir."

'İHD ile evlat acısıyla baş edebilmeyi öğrendim'

Cumartesi Annelerinden Hanefi Yıldız ise; "Ben oğlumu kaybettikten sonra İHD ile tanıştım. Ve insan hakları savunucularından mücadele etmeyi, evlat acısıyla baş edebilmeyi öğrendim, onlar sayesinde yol buldum" dedi.

Konuşmaların ardından etkinlik Cumartesi Annelerine, Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan'a, Suruç Ailelerine karanfiller verildi.

(ekip/dk)