Cumartesi Anneleri: Baskıcı rejim değil, özgürlük istiyoruz!

14:34

JINHA

İSTANBUL- Cumartesi Anneleri adalet arayışlarının 590. haftasında da bir araya gelerek 22 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen Ramo Tuğuç’u ve Hurşit Külter’in akıbetini sordu. Cumartesi Anneleri, darbe değil demokrasi, baskıcı rejim değil özgürlüklerini istediklerini belirtti.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebi ile sürdürdükleri adalet arayışlarının 590. haftasında da Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. Eylemde kayıpların fotoğrafları taşındı. Anneler bu hafta, 19994 yılında gözaltında kaybedilen Ramo Tuğuç’u ve DBP Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter’in akıbetini sordu. Cumartesi Anneleri adına bu haftanın basın açıklaması Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak tarafından okundu. Maside, kayıpların akıbetini açığa çıkartacak, kaybetme suçunu işleyen görevlilerin, bunlara emir ve talimat veren amirlerin, suçu durdurma yetkisi olduğu halde durdurmayan üst konumdaki görevlilerin, hesap vermesini sağlayacak siyasi ve yargısal bir iradenin olmaması, hakikate ve adalete ulaşma hakkının engellendiğini söyledi.

‘Demokrasiden ve insan haklarından uzaklaştırıyorlar’

Maside, devletin güvenlik güçlerinin dahil olduğu, başta yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı ihlallerinin ortaya çıkarılmasını sağlayacak etkin soruşturulmaların yapılmadığını ifade etti. Hukuk devleti ve insan hakları alanında herhangi bir olumlu gelişmenin sağlanmadığını, aksine hak ve özgürlükler alanında yeni baskıcı yasal düzenlemeler ile karşı karşıya olduklarını söyleyen Maside, “Yurttaşa karşı işlenen suçları kolaylaştıran, hatta özendiren düzenleme ve uygulamalarla ülke hukuktan, demokrasiden, insan haklarından uzaklaştırılıyor” dedi.

'Sormaktan asla vazgeçmeyeceğiz'

Maside, bu hukuksuzluğun yarattığı iklimde, 51 gündür Hurşit Külter’den haber alınamadığını, 51 gündür “Hurşit Külter nerede?” sorusunun devleti yönetenler tarafından cevapsız bırakıldığını söyledi. 51 gündür hükümet, ulusal ve uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve 51 gündür Hurşit Külter ve ailesi hukukun korumasının dışında tutulduğunu söyleyen Maside, bu hukuksuzluğa göz yummayacaklarını “Hurşit Külter nerde?” diye sormaktan asla vazgeçmeyeceklerini ifade etti.

Koruculaştırmak istenen köylüler üzerinde ağır baskı

Eylemlerinin 590. haftasında 22 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen Ramo Tuğuç’u unutmadıklarını belirtmek için bir araya geldiklerini belirten Maside, koruculaştırmak istenen köylüler üzerinde ağır baskının olduğunu ve korucu olmayı reddeden Ramo’nun evinin yakıldığını söyledi. Maside, “64 yaşındaki Ramo Tuğuç Mardin Kızıltepe Yurtderi köyünde yaşıyordu. Ramo 8 Temmuz 1994 tarihinde Kızıltepe Köprübaşı mahallesinde, akrabalarına ait bir bakkal dükkanının önünde, insanlarla sohbet ederken iki sivil polis ve iki korucu tarafından gözaltına alındı. Beyaz bir Toros’a bindirilerek götürüldü. Durumdan haberdar olan ailesi, girişimlerine rağmen onun nereye götürüldüğünü öğrenemedi. 21 Temmuz 1994 tarihinde, Ramo Urfa ili Ceylanpınar ilçesi Mecburiye köyü civarındaki bir kayalıkta, elleri ve ayakları bağlı olan cansız bedeni bulundu. Başında üç, göğsünde dört kurşun yarası vardı” şeklinde konuştu.

Maside son olarak şöyle dedi: “Ramo dosyasındaki hukuksuzluk son bulmalı. Başta dönemin Kızıltepe Jandarma Komutanı Hasan Atilla Uğur olmak üzere, yerelden ulusala tüm sorumluların hesap vermesi sağlanmalıdır. Cezasızlığa son adalet istiyoruz! Darbe değil demokrasi, baskıcı rejim değil özgürlüklerimizi istiyoruz!”

(ga-tm/ck/sy)