'14 Temmuz direnişi özgür toplumu yaratma ruhudur'

14:01

JINHA

AMED - 14 Temmuz büyük ölüm orucu direnişinin 34. yıldönümü nedeniyle Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, "14 Temmuz direnişi özgür toplumu yaratma ruhudur" pankartı açılarak, "Amed zindanında ölüm oruçlarıyla başlayan direniş her geçen gün genişliyor" denildi.

14 Temmuz büyük ölüm orucu direnişinin 34. yıldönümü nedeniyle MEYADER, 78'liler Derneği ve Diyar TUHAD - DER tarafından Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde basın açıklaması yapıldı. Yapılan açıklamaya Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı, DTK Eş Başkanı Leyla Güven, HDP kadın milletvekilleri, Amed Barış Anneleri Meclisi, MEYA-DER, DBP ve HDP il ve ilçe yöneticileri katıldı. Kitle tarafından sık sık "Şehit namırın", "Biji berxwedana zindana" sloganları atılırken, Diyarbakır cezaevinde yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının yanı sıra, "14 Temmuz direnişi özgür toplumu yaratma ruhudur" pankartı açıldı. Açıklama yapılmadan önce Demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı. Açıklamayı yapan Tuhad-Der Eş Başkanı Cahit Kıran, 14 Temmuz'da yapılan ölüm orucu eyleminin öncülerinin kararlığı ve yaratıcılığı ile gerçekleştiğine dikkat çekti.

'İnsanlık dışı yöntemlerle işkenceler uygulanmış'

Kemal Pir'in Kürdistan'ı kendinse mücadele alanı olarak belirttiğine değinen Cahit, "Kürt, Türk ve Ortadoğu halkları için mücadelede öncülük yapmış. Karalı bir duruşla büyük ölüm orucuna başlayarak öncülük görevini yerine getirmiştir. 12 Eylül askeri darbesi tutsakların şahsında Kürt halkının iradesini Amed zindanında boğmak için insanlık dışı yöntemlerle işkenceler uygulanmış. Fakat bu uygulamalar tutsakların çelikten iradesine çarparak, uygulayıcılarına geri dönmüş ve başarıya ulaşmıştır" dedi.

'Yol gösterici olmuştur'

12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 36 yıl geçtiğini ve fakat devletin Kürt halkına karşı hala aynı zihniyete olduğunu söyleyen Cahit, "AKP hükümeti cezaevlerindeki tutsakların üzerinde her geçen gün baskı ve işkencelerin dozunu artırıyor. Cezaevleri intikam alanları olarak kullanılıyor. Tüm baskı ve zulme karşı Amed zindanında direniş kıvılcımı ile başlayan direniş her geçen gün genişliyor. Rojava devriminin devriminde moral ve motivasyonun yol haritasına dönüşerek, her alanda devrim direnişinin yol gösterici olmuştur" dedi.

Ardından konuşan ve Diyarbakır cezaevinde işkencelere maruz kalan Gültan Kışanak, "Üzerinden 36 yıl geçmiş olmasına rağmen Amed zindanında yaşanan vahşet hala en güncel konu olarak konuşulması gerekiyor. Vahşetin en katmerlisi ile devlet teslim olabileceğini zannetti. Dünyanın en vahşi işkenceleri ile 10 cezaevi arasına giren cezaevlerinden biri arkamızdadır. İnsanlığın onuru ve özgürlük arayışını bitireceklerini sandılar ama yaşanan direniş bunu çürüttü. Bugün yeniden konuşmaya ve ne anlama geldiğini herkesin tartışmaya ihtiyacı var. Hala bugün cezaevi vahşetini konuştuğumuz kadar direnişini ve umudunu konuşmamız gerekmektedir" dedi.

'Siyasi rant olsun diye bir laf söylemeyin'

"Korku ile bir imparatorluk yarattıklarını zannedebilirler" diyen Gültan, "Fakat yakılan üç kibrit çöpü bunun amacına ulaşmadığını gösterdi. Diyarbakır cezaevinin siyasetini yaparak bir yerlere gelmeye çalışan siyasetçiler oldu. Siyasi rant olsun diye bir laf söylemeyin zaten gerçek tüm çıplak ve yalın haliyle bir hakikat olduğu ortadadır. İnsanlığın doğasında her zaman üç kibrit ateşini çakacak umut vardır. Amed cezaevinde yaşamını yitirenleri saygı ve minnetle ile yad ediyoruz" diye konuştu.

'Zulme karşı başkaldırdılar'

Amed zindanında çok tarih yazıldığını ifade eden HDP Grup başkanvekili Çağlar Demirel, "Tutsaklar onurlu bir yaşam isteyerek, zulme karşı başkaldırdılar. Direnişi gerçekleştiren ve faşizmin çok yoğun yaşandığı Amed zindanın da yaşanan işkencelere karşı asla boyun eğmediler. Tarihe baktığımızda ise günden bugüne direnişler aynı amaç için mücadele yürütüyor. AKP ve sarayın politikalarının nasıl alt üst edildiğini görmekteyiz. Devletin zihniyetinde bir şey değişmeyeceğini gördük. Halkın baş eğmediğini de gördük ve halkımız tekrar tarih yazdı" diye kaydetti.

Yapılan konuşmaların ardından cezaevinin kapısına karanfiller bırakıldı.

(şa-be/dk)