JINHA

İSTANBUL - DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in polis tarafından ölümle tehdit edilmesine tepki gösteren yazar, siyasetçi ve feminist kadınlar, Sebahat Tuncel'in yanında olduklarını belirterek, "Sebahat'a yönelen tehdit hepimize yapılmıştır. Bu nedenle kadın dayanışması yükseltilmeli" dedi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in geçtiğimiz günlerde Şırnak'ın İdil ilçesinde devlet güçleri tarafından ölümle tehdit edilmesine yönelik tepkiler devam ediyor. Feminist Hülya Osmanağaoğlu, Yazar Ayşe Düzkan ile CHP'nin eski milletvekillerinden Melda Onur ve Binnaz Toprak, Sebahat Tuncel'e yönelik saldırıyı değerlendirdi.

'Sebahat kadın direnişinin önemli isimlerinden biri'

"Savaş artık kadınlara ve kadınların savaşta gösterdiği direnişe yöneliyor" diye konuşmasına başlayan feminist Hülya Osmanağaoğlu, "Tek tek infaz edilen kadınları, bedenleri teşhir edilen kadınları görüyoruz. Ve bunlar bu düşüncemizdeki haklılığımızı da ortaya koyan somut durumlar. Sebahat Tuncel de kadın mücadelesindeki direnişin en önemli isimlerinden biri olmakla beraber, Kürt özgürlük mücadelesinin de önemli bir sesi. Feminist mücadeleye katkı sunmuş ve mecliste kadın mücadelesinin yükselmesini sağlamış bir isim" diye belirtti.

'Kadın dayanışması yükseltilmeli'

İdil'de ağır katliamların yaşandığı bir süreçte Sebahat'ın oraya gitmesinin direnişi yükseltmek açısından bir anlamı olduğunu kaydeden Hülya, "Devlette bunu görüp tehditle yıldırmaya çalıştı. Fakat, Sebahat yıllardır bu mücadele içinde olan bir arkadaşımız ve ne Kürt mücadelesinden ne de kadın mücadelesinden geri atmayacak bir isim. Buna rağmen şunu vurgulamak gerekir: Sebahat'a yönelen tehdit aslında bu topraklarda kadın mücadelesinde ve halkların kardeşliğinde direnen her kadına yönelen bir tehdittir. Sebahat'a yönelen tehdit hepimize yapılmıştır. Bu nedenle kadın dayanışması yükseltilmeli diyorum" şeklinde konuştu.

'Siyasetçileri polise kimin hedef gösterdiği ortada'

CHP eski Milletvekili Melda Onur, Sebahat Tuncel'e yönelik saldırının ilk olmadığını hatırlattı. "Siyasetçileri polise kimin hedef gösterdiği zaten ortada" ifadesinde bulunan Melda, şunları belirtti: "En tepedeki kişinin, onun ardından giden siyasetçilerin ve bürokratların 'Milletvekilini de saymam, sizi de saymam' tavrı poliste bu şekilde tehdit ve şiddet biçiminde açığa çıkıyor. İktidar ya da polis kendinden olmayan siyasetçilerin kişiliklerine saygı duymasa dahi o insanlara oy veren yüzbinlere saygı duymak zorundadır. Yani bu tek başına polis meselesi değil, bu bir genel anlayışın; alt kadrolara yansımasıdır. Fakat biz bu anlayışa karşı her zaman mücadele edeceğiz."

'Polis benden aldığı maaşla kimseyi tehdit edemez'

Sebahat'a yönelik polisin tavrını çok üzücü bulduğunu kaydeden CHP eski Milletvekili Binnaz Toprak ise, "Bir eski milletvekiline, bir polisin böyle davranması kabul edilebilir bir şey değil" dedi.

Yazar Ayşe Düzkan da, "Güvenlik görevlisi benim ödediğim vergilerimle maaş alıyor ve bir insanı tehdit edemez. Tehdit savurduğu kişinin ne iş yaptığının, isminin önünde hangi sıfatın bulunduğunun bir önemi yok. Polis maaşını benden alıyor ve böyle bir hakkı kendinde göremez" sözleriyle tepkisini gösterdi.

(rt/mg)