Saliha Bakır: Tecridi direnişimizle kıracağız
09:07
Beritan Canözer/JINHA
AMED - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin amacına ulaşamayacağını söyleyen Diyar TUHAD-DER Eşbaşkanı Saliha Bakır, tecrit ve baskıları direniş ve mücadele ile kıracaklarını ifade etti. Siyasi tutsaklar üzerindeki saldırılara da dikkat çeken Saliha, halkı tecride ve baskılara karşı tepki göstermeye çağırdı.
27 Temmuz 2011'den bu yana avukatları ile 5 Nisan 2015'ten bu yana da ailesi ile görüştürülmeyen PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecrit uygulanıyor. Türkiye ve Kürdistan'da devlet güçleri tarafından saldırılar gerçekleşirken, tek çözüm noktası olarak görülen Abdullah Öcalan ile hiçbir görüşmenin yapılmasına ise izin verilmiyor. Bunun yanı sıra son zamanlarda siyasi tutsaklara dönük yoğun baskılar da gerçekleşiyor. Abdullah Öcalan ve tüm siyasi tutsaklar üzerinde gelişen tecrit sürecini değerlendiren Diyar TUHAD-DER Eşbaşkanı Saliha Bakır, bu tecritlere ve baskılara boyun eğmeyeceklerini söyledi.
'Tutsaklar üzerinden halk sindirilmek isteniyor'
Siyasi tutsaklar üzerindeki baskıları değerlendiren Saliha, devletin tutsaklar üzerinde halkı sindirmeye çalıştığını ve bunun devletin ayrı bir politikası olduğunu söyledi. Saliha özgürlüğünden alıkonulan tutsakların tutsaklık içinde tutsaklık yaşadığını söyleyerek, "Bizler dernek olarak şiddetin ve baskının yoğun olduğu cezaevlerini araştırıyoruz ve tutsak aileleri ile görüşüyoruz. Yaptığımız görüşmelerde tutsakların saldırıya uğradığını, tecride alındıklarını, görüşe giden ailelerin darp edildiğini, tutsaklara yemek verilmediğini ve cezaevi yönetimi ile ilgili daha birçok bilgi aldık. Dışarıda özyönetim ilanlarının yapıldığı yerler nasıl ki ablukaya alınıyorsa ve saldırı yapılıyorsa aslında aynı saldırı ve politika cezaevlerinde de uygulanıyor" ifadelerinde bulundu.
'Son 6 ayda 700 tutsak açlık sürgün edildi'
Tutsakların bu uygulamalara karşı açlık grevine girdiğini belirten Saliha, cezaevi yönetiminin açlık grevindeki tutsaklara da saldırdığını ve onları farklı uygulamalar ile sindirmeye çalıştığına dikkat çekti. Saliha, son 6 ayda neredeyse 700 tutsağın farklı gerekçeler ile sürgün edildiğini ifade ederek, "Sürgün edilen tüm tutsaklar batı illerine sürgün edildi. Birçoğuna iletişim cezası, görüş cezası, etkinlik cezası verildi ve tecride alındı. Bazı tutsaklardan günlerce haber alamadığımız oldu. Avukatların bile görüşmesi engelleniyor. Biz bu tür uygulamaları 1980-1990 dönemlerinden biliyoruz, hatırlıyoruz. Devlet tutsaklar üzerinden her zaman farklı bir sindirme politikası uygulamıştır. Çocuk tutsaklardan, yaşlı ve hasta tutsaklara kadar hak ihlali yaşatılıyor" diye belirtti.
'Dünyanın saygı gösterdiği bir lider Türkiye'de tecrit altında'
Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin siyasi tutsaklar üzerinde uygulanan baskılardan ayrı ele alınamayacağına değinen Saliha, "Sayın Öcalan sanki yeni tecride alınmış gibi gözükse de ya da öyle bir algı oluşsa da aslında yıllardır süren bir tecrit bu. Bir halk liderinin komplo sonucu tutsak alınması ve avukatlarıyla, ailesiyle iletişiminin kesilmesi tutsak hakları başta olmak üzerine hak ve yaşam hakkına da aykırıdır. Kaldı ki tüm dünyanın saygıyla bahsettiği bir lider Türkiye'de 'terörist' olarak tanıtılıyor ve tecrit meşrulaştırılmaya çalışıyor. Onun şahsında ona bağlı olan halka ve tutsaklara da aynı yöntem ve zihniyetle baskı uygulanıyor. Biz bu zihniyeti de bu uygulamaları da ve tecridi kınıyoruz ve uluslararası örgütlere bu konuda çağrıda bulunuyoruz" diyerek, halkı da tecride karşı tepki göstermeye çağırdı.
'Direnmeye devam edeceğiz'
Tutsaklara karşı yapılan baskılara dönük hem dernek hem de federasyon olarak ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Saliha, son olarak şöyle konuştu: "Sayın Öcalan İmralı'da tek gözlü bir odada tek başına bir direniş sergiliyor. Tecrit altında olmasına rağmen hala tek bir sözü ile barışı sağlayabiliyor. Kendisiyle görüşmeler yapıldığı süreçte halk huzurluydu ve barış ortamı hakimdi. Sayın Öcalan ile görüşmeler kesildiği gibi savaş başladı ve neredeyse Türkiye ve Kürdistan'da evladını kaybeden yüzlerce aile oldu. Artık herkesin tek çözüm adresinin İmralı olduğunu anlaması gerekiyor. Hem Sayın Öcalan için hem de yüzlerce siyasi tutsak için özgürlük istemeye devam edeceğiz. Tecridi ve baskıları direnişimizle kıracağız."
(mg)