'Bu Cemre ille de baharı getirecek'

09:05

Duygu Erol/JINHA

ANKARA - "Gecelerinde aç yatılmayan, sabahlarında işsiz gezilmeyen bir dünya" hayaliyle Minbic'te ölümsüzleşen Kadın Özgürlük Gücü savaşçısı Eylem Ataş (Cemre Heval)'ı anlatan mücadele arkadaşları Özge Can Özgenç ve Nazlı Buket Yazıcı, "Cemre olduğu toprağa düştü. Bu Cemre ille de baharı getirecek" dedi.

Kadın Özgürlük Gücü savaşçısı Eylem Ataş (Cemre Heval), Minbic'i özgürleştirme hamlesinde DAİŞ ile girdiği çatışmada hayatını kaybetti. Mücadeleye lise yıllarında Adana'da Devrimci Liseliler (Dev-Lis) ile başlayan ve Sosyalist Demokrasi Partisi, Yeryüzü Kadınları ile devam eden Eylem, son olarak yönünü Rojava'ya çevirerek, Kadın Özgürlük Gücü savaşçısı oldu. Rojava'ya en sevdiği ve yıllarca yoldaşları ile attığı, "Gecelerinde aç yatılmayan, sabahlarında işsiz gezilmeyen bir dünya" sloganındaki dünya hayalini gerçekleştirmek için giden Eylem, ismini de Çukurova sokaklarında çocukluğunu geçirdiği ve Dersim Dağları'nda hava bombardımanı sonucu hayatını kaybeden PKK'li Heval Yeşilgöz'den (Dersim Awaşin) aldı. Yıllarca Ankara sokaklarında beraber mücadele ettiği ve aynı evi paylaştığı yoldaşları Özge Can Özgenç ve Nazlı Buket Yazıcı, Eylem'i hep kavgacı, hırçın ve öfkeli kişiliği ile anlatıyor.

'Politik bir aileden geliyordu'

Yüzünde bir tebessümle Eylem'le ilk tanışmalarını anlatan Özge Can, Eylem'in politik bir ailesi olmasından kaynaklı zaten liseden örgütlü bir genç olarak Ankara'ya geldiğini belirterek, şöyle devam ediyor: "Liseden mezun olduktan sonra da Ankara'da üniversite okumak istiyordu. Abisi Ankara'daydı, üniversiteye hazırlanmak için Ankara'ya geldi. Eylem'le ders çalıştığımız zamanları hatırlıyorum. Daha doğrusu ders çalışmak için buluştuğumuz ama çalışamadığımız zamanları. O Hacettepe Üniversitesi bense Ankara Üniversitesi istiyorduk. Sonuçlar bir açıklandı o Ankara Üniversitesi bende Hacettepe'yi kazanmışım."

'Ankara sokaklarında güzel bir dünya hayalini haykırdık'

"Çok okulu önemseyen bir öğrenci değildi. Daha büyük dertleri vardı. Eline silah alıp Rojava'ya gitmesinden de Eylem'in dertlerinin ne olduğunu da anlıyoruz, az çok. Bir dünya hayali vardı, çok daha güzel bir dünya hayali vardı. Ve onun için Eylem iyi yerlere gelelim, okulumuzu okuyalım, diplomamızı çerçeveletelim, diyen bir kadın olmadı hiçbir zaman" diyen Özge Can, Eylem'in daha güzel dünya hayalini Ankara sokaklarında, işgallerde ve eylemlerde defalarca beraber haykırdıkları "Gecelerinde aç yatılmayan, gündüzlerinde işsiz gezilmeyen bir dünya" sloganı ile anlatmaya devam ediyor.

'Hayal ettiği dünya için Rojava'ya gitti'

Eylem'in hayalinin bu slogandan ve Rojava'da gerçekleşen kadın eyleminden bağımsız, uzak olmadığını belirten Özge Can, Eylem'in sık sık kadın eylemlerinde, işgallerde mücadele ettiğini dile getiriyor. Özge Can, Eylem'in Türkiye illerinde mücadele ettikten sonra Rojava'ya, DAİŞ çeteleri ile mücadele etmeye gittiğini anlatarak şöyle devam ediyor: "Rojava, Eylem'in hayal ettiği dünyanın vücut bulmuş haliydi. Eşit kadın yasaları, insanın insan olduğu için değerli olduğu, bütün halklara eşit haklar tanınan özgür bir dünya bizim kafamızda. Eylem'in hayal ettiği dünya için Rojava'da savaşılıyordu ve Eylem hayal ettiği dünya için Rojava'ya gitti. Rojava Eylem'in hayal ettiği dünyanın bir parçasıydı."

'Mücadelenin en ön saflarında yerini aldı'

Eylem'in aslında AKP-DAİŞ zihniyetine karşı mücadele ettiğine vurgu yapan Özge Can, Rojava'ya gitmeden önce sokağa çıkma yasakları ile abluka altına alınan Cizre'ye, "Kobanê düştü düşecek" denildiği zamanlarda Suruç'a, gittiğini, Eylem'in hiçbir zaman mücadelenin bir adım gerisinde dahi olmadığını en ciddi haliyle mücadelenin en ön saflarda yerini aldığını dile getirdi. Eylem'in Rojava'da olduğunu, hayatını kaybettiğinde öğrendiklerini belirten Özge Can, Eylem'in Rojava'da olmasına şaşırmadıklarını, zaten kavga, mücadele nerede varsa Eylem'in orada, en ön saflarda yerini alacağını bildiklerini dile getiriyor.

'Sisteme karşı öfkeli bir kadındı'

Eylem'in sisteme karşı hırçın, kavgacı ve öfkeli bir kadın olduğunu anlatan Nazlı Buket, Özge Can'dan sözü alarak şöyle devam ediyor: "Sisteme olan o öfkesinden kaynaklı Rojava topraklarına gitti. Direk düşmanla birebir mücadele etmek istedi. Bizim hayatımızda da öyle öfkeliydi. Ya partide birine kızıyordu, ya eylem anında ya da sokakta biriyle sürekli kavga ediyordu. Ben Eylem ile sakin bir anım olduğunu hatırlamıyorum."

'Heval'den çok etkilenmişti'

Eylem ile Dersim'de bir çatışmada hayatını kaybeden Heval Yeşilgöz'ün Çukurova'dan gelen dostluklarından çok etkilendiğini belirten Nazlı, "Heval şehit düştüğünde Dersim'e gitti Eylem, eşyalarını almıştı, odasında Heval'e ait birçok fotoğraf, eşya vardı. Heval'i sadece 'Heval gitti, çok özlüyorum' üzerinden anlatmıyordu. Biz her konuştuğumuzda Heval'in ölüme gittiğini, ölmeden bu yoldan dönmeyeceğini söylüyordu. Kendisi için hiçbir zaman böyle bir şey söylemedi. Rojava'daki görevimiz tamamlandıktan sonra Türkiye topraklarına gelecekti aslında. Eylem Dersim'e ilk gittiğinde çok duygusaldı, ama döndüğünde karşımızda çok öfkeli, sert bir kadın vardı" diyen Nazlı, Heval'in kendisini çok etkilediğini, Heval ile beraber bir adanmışlığı daha da yakından hissettiklerini, anladıklarını belirtti.

'İlle de bahar gelecek'

Eylem'in aslında bir yandan Heval'in intikamını almak için bir yandan da AKP-DAİŞ faşizmine karşı gelmek için mücadelesini yükselttiğini belirten Nazlı, Eylem'in Heval'in ismini yaşatmak içinde onun ismini alarak Rojava'ya gittiğini anlattı. Ardından söz alan Özge Can ise, "Cemre olduğu toprağa düştü. Bu Cemre ille de baharı getirecek diyoruz biz. Biz baharın başlangıcına inanıyoruz. Cemre Hevallerle, Heval Yeşilgözlerle, Azizlerle, Bedrettinlerle, toprağa düşen kadın yoldaşlarımızla baharın geleceğine inanıyoruz" diye konuştu.

(mg)