Şerife'nin tutuklanmasında her şey planlanmış

11:38

JINHA

ELÎH - DİHA muhabiri Şerife Oruç'un avukatı Mesut Aydın, Şerife'nin dosyasındaki çelişkilere ve ana akım medya ve Batman Valiliği tarafından doğrudan PKK'li olarak ilan edilmesine dikkat çekerek, planlı ve programlı bir yakalama olduğunu vurguladı.

Batman'a giderken bulunduğu araç durdurularak gözaltına alınan ve ardından "örgüt üyeliği" iddiasıyla tutuklanan DİHA muhabiri Şerife Oruç'un avukatı Mesut Aydın, Şerife'nin tutuklanmasından her şeyin önceden planlanmış olduğuna dikkat çekti. DİHA'ya konuşan avukat Mesut Aydın, ana akım medya ve Batman Valiliği'nin Şerife ve yanındaki iki kişiyi doğrudan PKK'li ilan etmesinin planlı ve programlı bir yakalama olduğunu ortaya çıkardığını söyledi.

'Fotoğraflar ve teşhis tutanağı bize gösterilmedi'

Polisin kendilerine Emniyet Müdürlüğü'nde sadece yakalama tutanağı gösterdiğini, dosyanın hazır olmadığını söylediklerini aktaran Mesut, "Fakat müvekkillerimize fotoğraflar ve teşhis tutanakları gösterilmişti ve avukatlarına bunlar hiçbir şekilde gösterilmedi. Bu hukuksuz durumu savcıya bildirmemize rağmen bir sonuç elde edemedik" dedi.

'Arama' adı altında cinsel işkenceye maruz kaldı

Teşhis tutanaklarının çelişkilerle dolu olduğunu belirten Mesut, Şerife'yi tanımayan kişiler tarafından teşhisinin yapıldığını ve bu teşhis tutanaklarının polisler tarafından da onlara doğrudan imzalatıldığını söyledi. Yine Şerife'nin "arama" adı altında cinsel işkenceye maruz kaldığına dikkat çeken Mesut, çıplak aramanın sadece kadınlara yapılmasının amacının psikolojik baskı altına almak olduğunu vurguladı.

'Vali ve ana akım medya tutuklamanın zeminini oluşturdu'

"Ana akım medyanın gözaltına alınan üç kişiyi doğrudan PKK'li ilan etmesi bunun planlı ve programlı bir yakalama olduğunun göstergesidir. Nitekim Batman Valiliği'nin yaptığı açıklama da bu doğrultuda. Daha iddianamesi hazırlanmamış, sadece sorgular yapılmış ve savcılık ifadesi alınmış bir dosyada insanların mahkeme yerine geçip hüküm vererek ve bu hükmü de kamuoyuna sunması hukukla hiçbir şekilde bağdaşmıyor. Yargılama yetkisi bağımsız mahkemelere verilmiştir" diyen Mesut, müvekkillerinin adli kontrol şartıyla serbest bırakılma talebine karşılık mahkeme heyetinin kendilerine skandal gerekçeler sunduğunu söyledi. Sunulan gerekçelerin peşin hüküm olduğunu belirten Mesut, "Şahısların adli kontrol şartına uymayacağı, kendi inisiyatiflerinde olduğu ve verilmesi muhtemel ceza göz önünde bulundurularak adli kontrol şartından vazgeçildi" dedi.

'Çok ceza alacaklar adli kontrol şartı uygulanmasın'

"Eğer verilmesi muhtemel cezayı gerekçe olarak gösterirseniz, yargılamayı tamamen usulden yaptığınızın göstergesidir" diyen Mesut, "Mahkemenin, tamamen bazı iş ve işlemleri yapmış olmak için yargılamayı yaptıkları burada ortaya çıktı. Maalesef mahkeme heyeti ortada herhangi bir iddianame olmadan, verilecek ceza miktarının çok yüksek olacağını hesap ettiği için adli kontrol şartını uygulamadı" şeklinde konuştu.

'Çelişkili ifadeler var'

Ali Yaşar A. isimli bir şahsın Şerife üzerine ifade verdiğini belirten Mesut, "Söz konusu şahsın verdiği bilgiler çelişkilerle doludur. Oruç'un 'Mart ayında Sur'da nöbet tuttuğunu' söylemiş. Fakat Oruç Mart ayında Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde çalışıyordu ve oradan ajansa haber geçiyordu" dedi.

Öte yandan ifade tutanağında Şerife, gözaltına alındığında ailesine ve avukatına haber vermek istemesine rağmen polislerin sert üslubuyla karşılaştığını ve yaklaşık 3 saat sonra avukatları ve ailesine haber verildiğini söyledi.

(gc)