SGDF: Adalet mücadelemiz devam edecek

18:08

JINHA

İSTANBUL- 'Suruç için adalet, özgür basın için adalet' şiarıyla, Özgür Gündem gazetesi önünde bir araya gelen SGDF'liler, saldırı ve baskılara rağmen adalet mücadelesinin devam edeceğini belirtti.

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Suruç Katliamı'nın yıl dönümüne sayılı günler kala, 33 noktada eylem yaptı. İstanbul'da yapılan eylem yeri olarak basın üzerindeki baskıya dikkat çekmek için Özgür Gündem gazetesinin önünü tercih eden SGDF'lilere Özgür Gündem çalışanları, Etkin Haber Ajansı (ETHA) ve Meydan Gazetesi çalışanlarının yanı sıra çok sayıda kişi destek verdi. "Suruç için adalet, herkes için adalet" sloganlarının atıldığı eylemde açıklamayı yapan SDGF üyesi Ali Deniz Esen, Diyarbakır, Suruç, Ankara katliamlarının aydınlatılmasını, Suruç Katliam dosyası üzerindeki gizliliğin kaldırılması, sorumlularının yargılanmasını, belgelerinin açıklanmasını istediklerini söyledi.

'Apê Musa'ya sıkılan kurşunlar Kadri Bağdu'nun bedeninde'

"Musa Anter'i katledenler hala dışarıda ve bugün aynı şehirde Tahir Elçi'yi katlettiler" diyen Ali Deniz, "Bugün burada Metin Göktepe'ye, Apê Musa'ya ve 33 yoldaşımıza her türlü saldırıya ve baskıya rağmen adalet mücadelesine devam edeceğimize dair verdiğimiz sözü bir kez daha yinelemek için geldik. Biz çok iyi biliyoruz ki dün Metin Göktepe'ye işkence edenler bugün Can Dündar'a suikast düzenleyenlerdir. Apê Musa'ya sıkılan mermiler bugün Kadri Bağdu'nun bedenindedir'' dedi.

'Bu toprakların en güzel çocuklarını öldürdüler'

Suruç katliamının üzerinden 11 ay geçtiğini hatırlatan Ali Deniz, sözlerine şöyle devam etti: ''Suruç'ta bu toprakların en güzel çocuklarından 33'ünü öldürdüler ve yeni bir savaşın başlangıcını gerçekleştirdiler. Öyle ki Suruç'tan yana Ankara, İstanbul, Havalimanı, Cizre, Sur Nusaybin ve diğer Kürt illerinde yüzlerce insanımız katledildi. Katiller Paris, Brüksel ve son olarak Orlando'ya kadar dünya halklarına büyük acılar yaşattı."

'Hükümetin hiç bir muhalif sese tahammülü yok'

Yapılan basın açıklamasında DİHA muhabiri Şerife Oruç'un hiç bir delil olmaksızın 'örgüte yardım etmek' iddiasıyla tutuklanmasına dikkat çekildi ve hükümetin neredeyse hiç bir muhalif sese tahammülü kalmadığı, 90'lı yıllardaki uygulamaları tekrar hayata geçirdiği belirtildi.

(nö-tm/rt/mg)