Mülteci kadınların fuhuşa sürüklenmesine karşı tavır alma çağrısı
13:05
JINHA
SİLÊMANÎ - Federal Kürdistan Bölgesi yöneticilerinin de aralarında bulunduğu bir şebeke tarafından mülteci kamplarında kalan kadınların fuhuşa sürüklendiği ile ilgili ABD Dışişleri tarafından hazırlanan rapora dikkat çeken RJAK Koordinasyon Üyesi Berivan Mihemed, kadınlar üzerinde çok kirli bir siyasetin yürütüldüğünü söyleyerek, toplumun tüm kesimlerini ortak tutum almaya çağırdı.
ABD Dışişleri Bakanlığı 'İnsan Kaçakçılığı' ismiyle geçtiğimiz günlerde yayınladığı 2016 yılı raporunda, Federal Kürdistan Bölgesi'nde fuhuşa sürüklenen kadınlara dikkat çekerek, bu suçun Federal Kürdistan Bölgesi yöneticilerinin de içinde olduğu bir şebeke tarafından yönetildiği bilgisi paylaşılmıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı raporu kadın örgütleri ve aktivistlerinin Kürdistan Bölgesi yöneticilerine karşı tepkilerinin artmasına neden oldu. Konuyla ilgili Rojnews'e konuşan Kürdistan Özgür Kadın Hareketi RJAK Koordinasyon Üyesi Berivan Mihemed, "Kürdistan Bölgesinde hazırlanan kadın ticareti hakkındaki durum çok ilginç. ABD Dişişleri Bakanlığı'nın hazırladığı rapora göre, Kürdistan Bölgesi'nde kadın ticaretinin mülteci kamplarındaki göçmen kadınlar üzerinden yapıldığını ortaya koyuyor" diye konuştu.
'Kadınlar üzerinde çok tehlikeli bir siyaset yürütülüyor'
Raporda Federal Kürdistan Bölgesi hükümetinden bazı yöneticilerin de kadınların fuhuşa sürüklenmesi konusunda yönlendirme yaptığı bilgisinin paylaşıldığını kaydeden Berivan, "Bu rapor bize şunu gösteriyor ki, kadın üzerinde çok tehlikeli bir siyaset yürütülüyor, özellikle de Kürdistan Bölgesi'ndeki mülteci kamplarında kalan kadınlara karşı. Bu raporun sonuçları üzerinden ciddi girişimlerin olması gerekir. İster uluslararası ister bölgesel her halükarda üzerinde durulması gerekmektedir" ifadelerinde bulundu.
'Günlük olarak onlarca vaka bize geliyor'
Uluslararası ve bölgesel çapta sivil toplum örgütlerinin kadınların fuhuşa sürüklenmesine karşı yoğun bir eylemlilik içinde olduğu ve bu eylemlerin halen devam ettiğini hatırlatan Berivan, "Kadın ticareti devam ediyor ve gittikçe de genişliyor. Bazı görüntüler yayınlandı, bu görüntülerde küçük yaştaki kızlar üç kuruş paraya satılıyor. Kim daha fazla para verirse ona satılıyor. Mülteci kamplarında kadının satılması ve taciz edilmesi gibi durumlar deşifre edilmişti. Bu konuda şimdiye kadar ciddi bir çalışma yapılmadığı için bu durum durdurulamıyor. Kadın çalışmaları yürüttüğümüz için bu konuda günlük olarak onlarca vaka bize bildiriliyor. Çok sayıdaki siyasetçinin kullandığı dil, kadın karşıtı bir zihniyetle kullanılıyor. Topluma kötü şeyler empoze etmeyi bırakmak yerine, bunlar kendileri yapıyor. Örneğin kadın ticareti… Maalesef PDK eliyle yürütülen bu eril siyasete karşı şimdiye kadar ciddi bir tutum gelişmedi. Kürdistan Bölgesi'nde kadın ticaretinin yapılabilmesi için onlarca yer hazırlanmış ve bunun yürütülmesi için her türlü yol sunulmuş durumda" diye belirtti.
'Ciddi bir tutum içine girilmeli'
Kürdistan'ı sözde yönetenlerin durumuna dikkat çeken Berivan, son olarak şu ifadelerde bulundu: "Belki de Kürdistan Bölgesini yönetenler bir ticari gruptur. Bu tüccarlar Kürdistan Bölgesi halkının tüm ticaretini yürütüyorlar. Kadın ticareti yapmak bunlar için çok kolay bir iştir. Kürdistan Bölgesi'nde her gün kadınlar çaresizlikten dolayı canına kıyıyor veya bedenini ateşe veriyor. Ya da öldürülüyorlar. Rojava Kürdistan'ında kadınlar öncülükte tecrübe sahibi olup başarıdan başarıya uzanıyor, dünyada ise mücadele ve kahramanlıkta örnek düzeydeler. Haklarını kendi elleriyle kazanıyorlar. Ama Güney Kürdistan'daki mülteci kamplarındaki kadınların durumu da ortadadır. Bundan dolayı tüm örgütler bir araya gelip bu soruna karşı ortak ve ciddi bir tutum içine girmeliler. Egemenlere karşı tutum geliştirmelidir."
(mg)