‘Muhtara evlendirme yetkisi kadın düşmanı politikaların ardılı’
09:05
JINHA
ANKARA - Başbakan Binali Yıldırım’ın il, ilçe müftüleri ve muhtarlara evlendirme yetkisi verileceğine dair konuşmasına kadın kurumlarından tepkiler geliyor. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan kadınlar, bu yetkinin AKP hükümetinin iktidara geldiği dönemden beri başlattığı kadın düşmanı politikaların bir ardılı olduğuna dikkat çekti.
Partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım il, ilçe müftüleri ve muhtarlara evlendirme yetkisi verileceğini bildirdi. Müftü ve muhtarlara verilecek bu yetkiyle beraber çocuk yaşta evlendirilmelerin ve çok eşliliğin önünün açılacağı endişesi taşınırken, kadınların uzun yıllar mücadele sonucu elde ettikleri kazanımlara da bir müdahale söz konusu. Konuya ilişkin konuşan kadınlar ise verilecek olan bu yetki ile kadınlar ve çocukların haklarına yönelik bir ihmalin söz konusu olacağını belirtti.
Muhtarlara ve müftülere verilen yetki neyi kapsıyor?
Muhtarlara ve müftülere evlendirme yetkisi verilmesi düzenlemesi ilk olarak dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu döneminde sunulan ve meclisten geçen İç Güvenlik Paketi’nde yer almıştı. Buna göre, muhtarlara evlendireme yetkisi verilmesi amacıyla kanunda “Bakanlık, 14 ilde büyükşehir belediyesi ve 27 ilçe kurulmasına dair kanunla köyken mahalleye dönüştürülen mahalle muhtarlıklarına, evlendirme memurluğu yetki ve görevi verebilir” şeklinde bir düzenlemeye gidilecek. Muhtarların yanı sıra müftülere de benzer bir yetki verilerek, resmi nikâh ve imam nikâhı ayrımı kaldırılacak. Düzenleme ile müftünün kıyacağı nikâh resmi nikâh kabul edilecek
Verilen yetki neyi hedef alıyor?
AKP hükümetinin 14 yıllık iktidarı boyunca kadın düşmanlığı, milletvekillerinin ve bakanların gerek söylemleriyle, gerekse de kadın politikaları ile her alanda karşımıza çıkmıştı. AKP iktidarı boyunca başbakanlar Tayyip Erdoğan’ın “ Kız mıdır kadın mıdır bilemem”, “Her Kürtaj bir Uludere’dir” söylemiyle, Ahmet Davutoğlu ise, “Doğum yapan kadınlar vatani görevini yerine getiriyor” söylemiyle kadın politikalarını dile getirdiler.
Bugüne geldiğimizde ise yeni Başbakan Binali Yıldırım daha da ileri giderek, kadınları ve kadın mücadelesini, söylemlerle değil de yıllarca mücadele ile kazanılmış haklarına direkt müdahale ederek hedef alıyor.
Müftülere ve muhtarlara verilecek olan evlendirme yetkisi ile tahminlere göre evlilik yaşı 16’nında altına düşecekken, çok eşliliğin de önü açılacak. Bununla birlikte, istismarda ve tecavüzde bulunanların cezalandırılmasının önü kapatılacak ve çocuklar ile kadınlar bu erkeklerle evlendirilecek.
‘Kadın düşmanı politikalarının ardılı’
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Ankara Feminist Kolektif üyesi Gökçe Avcıoğlu, “Kadınların, mücadeleleri sonucu medeni kanunla ile elde ettiği boşanma, velayet, mal paylaşımında eşitlik ve miras hakkına saldırı bu. Müftülere ve muhtarlara nikah kıyma yetkisinin verilmesi, AKP hükümetinin iktidara geldiği ilk yıllardan itibaren yürüttüğü kadın düşmanı politikalarının ardılı. Bu yetkiyle, medeni kanunu etkisiz kılmaya, çocuk yaşta, zorla ve erkeğin birden çok kadınla birlikte yaşamasını meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Biz, dünyanın her yerinde, erkeklerle eşit olmak istediği için meydanlarda diri diri cadı diye yakılan kadınların torunlarıyız” şeklinde konuştu. Gökçe, kadınların bıraktığı yerden hayatlarına ve özgürlüklerini kazanana kadar mücadelelerine devam edeceklerini belirtti.
‘Kadınlar lehine yasa getireceğine inanmıyoruz’
Yasanın tam olarak neleri kapsadığını bilmediklerini belirten KJA Ankara İl Koordinasyonu üyesi Sevgi Kişin, bu belirsizliğin kadınlar olarak kendilerini endişelendirdiğini dile getirdi. Daha önce eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun taşeron bir yasayı “Müjde, müjde” diyerek halka duyurduğunu, ancak daha sonra işçilere yönelik birçok kısıtlamanın getirildiğini hatırlatan Sevgi, “Bu hükümetin biz kadınlar lehine bir yasa getireceğine inanmıyoruz ve bu yüzden temkinli yaklaşıyoruz. Bizi en çok endişelendiren ise ülkede yeteri kadar küçük yaşta evliliklerin olması. Ve biz müftülere bu yetkinin verilmesinin bu oranı daha çok arttıracağına inanıyoruz. Bu ülkenin tamamının Müslüman olmadığını biliyoruz. Müftülerin nikah kıyması bir baskı oluşturacaktır” diye konuştu.
‘Hakların ihlaline yol açar’
Kadın Özgürlük Meclisi (KÖM) üyesi Hatice Kapusuz ise, “Yıllardır kadın hareketinin resmi nikahı savunması, öncelikle kadınların haklarını korumayı temel alır. Nikah sisteminin merkezileşmesi erken evliliklerin, evlilik içinde hakların ve boşanma sonrasında haklarının korumasını sağlar” diye konuşarak, merkezileşmeyi ortadan kaldıracak her şeyin kadınların ve çocukların haklarının ihlaline yol açacağına vurgu yaptı.
(de/sy)