Ev işçileri: Mobinge ve cinsel saldırıya maruz bırakılıyoruz

09:02

Rojda Oğuz/JINHA

İSTANBUL- Emek sömürüsünün en ağırını yaşayan, sendikal hakları yok sayılan ev işçisi kadınlar yaşadıkları sorunları anlattı. Bu kadınlardan Sema Zeren, cinsel tacizin ve emek sömürüsünün yanı sıra ev işçisi kadınların ırkçı saldırılara da maruz kaldığını belirtti.

Genellikle küçük şehirlerden metropollere göç eden kadınların oluşturduğu ev işçilerinin büyük bölümü kayıt dışı ve iş güvencesi olmadan çalışıyor. Ekonomik çarpıklığın ülkenin farklı bölgelerinde ağır yaşanmasıyla kentlere göç etmek zorunda kalan kadınlar, zor şartlarda temizlik, hasta bakımı, çocuk bakımı gibi alanlarda çalışıyor. Çocuk bakıcısı olarak çalışan Sema Zeren de bu kadınlardan yalnızca biri. Sema, haksız yere defalarca işten çıkarıldığını söyleyerek, ev işçisi kadınların karşılaştığı cinsel tacize kendisinin maruz bırakıldığı anlattı.

'Tacize uğrar mıyım' korkusu!

Sema, yaşadığı tacizin ardından psikolojisinin bozulduğunu ve sürekli işe giderken, "Tacize uğrar mıyım?" korkusu yaşadığını belirtti. Cinsel tacizin ve emek sömürüsünün yanı sıra ev işçisi kadınların ırkçı saldırılara da uğradığını ifade eden Sema, "İş için bir yere başvurdum ve kabul edildim. Bir kaç gün sonra benden kimlik istediler. Ben çalıştığım yere başvururken özel sıkıntılarımdan söz etmemiştim. Kimliğimi istediklerinde eşimden ayrı olduğumu söyledim ve beni kabul etmediler. Burada aynı zamanda Alevi Kürt olduğum için de ırkçı yaklaşımlar sergilediler" dedi.

'Dersimli olduğumu öğrenir öğrenmez bakışları değişti'

En son çalıştığı yerde ise sigara içtiği gerekçesiyle işten çıkarıldığını dile getiren Sema, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Burada da çocuk bakıcılığı yapacaktım. Sabah bana '08.00'da gel' dediler ama ben sorun olmasın diye saat 07.00'da gittim. Çünkü kaygılarım var. Çalışmak istiyorum, işimi kaybetme korkusu da var. Aileyle tanışmaya başlayınca benim Dersimli olduğumu öğrenir öğrenmez bakışları değişti. Eşimden ayrı olduğumu da söyleyince bir kez daha bir tedirginlik oluştu iş sahibinde. Sanki kötü bir şey yapmışım gibi. O gün çocuk, diğer bakıcı ve ben havuza indiğimde kimsenin beni görmediği bir yerde sigara içtim. Beni bu yüzden işten çıkardılar ama aile bireyleri de zaten sürekli sigara kullanıyorlardı."

Son olarak kadınlara seslenen Sema, "Ben de bütün kadınların bir olmasından yanayım. Bu şekilde sorunlarımız son bulacaktır. Bütün ev işçileri kadınlar sendikalı olsun" dedi.

'Sendikalaşmayı önlemeye çalışıyorlar'

Yasal düzenlemelerin sendikalaşmanın önünde bir tehdit oluşturduğunu söyleyen Ev İşçileri Dayanışma Sendikası (EVİD-SEN) Başkanı ve ev işçisi Gülhan Benli ise, ev işçilerinin yaşadığı sorunları değerlendirdi. Gülhan, Özel İstihdam Bürolarıyla devam eden süreçte güvencesizliğin resmileştirildiğini, sorunu çözmek için işçilerden taraf yasaların çıkarılması gerektiğini belirtti.

'Tacize maruz kaldım!'

Ev işçilerinin kanunen işçi olarak görülmediğini hatırlatan Gülhan, "Oysaki Borçlar Yasasına tabiyiz" dedi. Gülhan, ev işçisi kadınlarının bir diğer sorunun ise mobing ve cinsel saldırı olduğunu belirterek, "Her türlü psikolojik şiddete maruz kalıyoruz. Mobinge, tacize, tecavüze maruz kalan arkadaşlarımız var. Ben kendim bizzat tacize de maruz kaldım. Temizliğe gittiğim bir evde evin sahibi bana, 'Acelen ne? Otur bir konuşalım' dedi. Ben de evin temizlenecek bölümlerini anlatacak sandım. Oysaki adamın niyeti çok daha başkaymış ki bana, 'Başka bir iş daha yapıyor musun?' gibi iğrenç bir teklifte bulundu. Evde sadece ben ve ev sahibi vardı ve benim başıma her türlü şey gelebilirdi" sözleriyle yaşadığı kaygıyı anlattı.

(ck/mg)