Direniş çınarı Meryem Külter: 7'den 70'e dik durduk
09:15
JINHA
ŞIRNEX - 105 yaşındaki Meryem Külter, 90'lardan bu yana olan devlet zulmünü ve aile direnişini anlattı. Meryem'in ailesinden Şırnak'ta özyönetim direnişinde 4 kişi yaşamını yitirirken, yeğeni Hurşit Külter'dense 38 gündür haber alınamıyor. Meryem, "Bizim ailenin geçmişini devlet çok iyi biliyor, biz 7'den 70'e devlet karşısında dik durduk şimdi de aynı şekilde devam edeceğiz" diyor.
Kürdistan halkının her ailesi bir şekilde devlet zulmüne tanıklık etmiş bir şekilde bedel ödemiştir. Bu ailelerden birisi olan Külter ailesi de 90lardan bu yana devletin zulmü ve zorbacı yüzüyle karşılaşmış ve buna karşı direniş içerisinde olmuştur. Her ailenin anlatımı bir bütün Kürt halkının yaşadıklarının özeti niteliğinde. 105 yaşındaki Meryem Külter'in de ailesi 90lardan bu yana direniş içinde olan ve bedel ödeyen ailelerden. Aileden M. Sait Külter, Cemil Külter, Abdullah Külter, Hediye Külter Şırnak'ta özyönetim direnişlerinde yaşamını yitirirken, yine mahallesini terk etmeyerek soykırım saldırılarının içinde kalan DBP Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter ise 27 Mayıs tarihinde gözaltına alındı ancak kendisinden 38 gündür haber alınamıyor, akıbeti belli değil.
Ailenin 105'lik çınarı Meryem Külter, 90lardan bu yana yaşadıkları devlet zulmünü anlatıyor. Meryem, 90larda devletin ailesine koruculuk dayatmasına karşı çıkarak yaşadıkları Besta'dan ayrılmak durumunda kalarak Şırnak Kent Merkezi'ne yerleştiklerini belirtiyor. Meryem, "Biz 7'den 70'e devlet karşısında dik durduk şimdi de aynı şekilde devam edeceğiz" diyor.
'3 ay boyunca evden çıkamadık'
Meryem, ailesinin devlet karşında hep dik duruşundan söz ederken, devletin kirli zihniyetinin de hiç değişmediğini aksine daha çok kötüleştiğine vurgu yapıyor. Meryem, Besta'daki yaşamlarından şu şekilde söz ediyor: "Asker memleketimize geldi halka büyük işkenceler etti. O baskıdan kaynaklı çoğu insan göç etti. Büyük zulüm yaptılar. Kış ayıydı askerler köye geldi, halkın evden çıkmamaları yönünden tehdit ettiler. 3 ay boyunca biz evimizden çıkamadık. Komşularımızdan haber alamıyorduk. Tedirginliklerimiz artmıştı. Bir gün köy muhtarı bizleri köyün çeşmesinde topladı. Askerler geldi, bize hayvanlara ağaç yüklememizi ve başka köye götürmemizi istedi. Bu böyle bir ay sürdü. Sürekli köyün orta yerinde erkekleri toplayarak işkence ediyordu."
'Koruculuğu kabul etmedik'
Devletin zorla koruculuk sitemini dayattığını fakat ailesinin kabul etmediğini söyleyen Meryam Ana, "İşkenceler bir süre öyle devam etti. Daha sonra askerler ev ev gelerek korucu olmamızı istedi. Bize olmamız halinde köyümüzden çıkaracaklarını söylüyordu. Bizde buna karşılık olmayacağımızı söyledik. Sabah uyandığımızda bağ bahçelerimizi ateşe vermişlerdi. Ama biz boyun eğmeyeceğimizi ve ne olursa olsun korucu olmayacağımızın kararını almıştık. Köyde kalmamıza da izin vermiyorlardı. Bizde Besta'dan çıkarak Şırnak Merkeze taşındık" diye anlattı.
'Devlet Şırnak'ta da peşimizi bırakmadı'
Meryem, Şırnak merkezine taşındıktan sonra da devletin peşlerini bırakmadığını ifade ederek, "Her gün erkekleri karakola alarak işkence ediyorlardı. Hürşit'in babasını iki hafta boyunca devlet aldı. Günlerce işkence etti. Eve geldiğinde ev ve parmak uçları morarmıştı. Bizim bütün aile bu işkenceden geçti. Devlet hiç peşimizi bırakmadı. Ben 105 yaşındayım. Bu yaşıma kadar hep devletin zulmüne şahit oldum. Ama Kürtler bu zulme karşı hep direndi direnmeye devam da edecek. Kürtler öldürülmekle bitmez. Aksine daha çok direniyorlar" şeklinde konuştu.
'7'den 70'e direndik'
Meryem, 90lardan bugüne devletin kendilerini tekrar göçertmek istediklerini ifade ederek son olarak şunları kaydetti: "105 yaşımdan sonra yine bu dönemde devlet tekrar bizi göçertmeye çalıştı. Önce köylerimizden şimdi de şehirlerimizden çıkarıyor. Ama biz yine topraklarımızı terk etmedik. 90'lı yıllarda insanları kaçırıyorlardı ve kaybettiriyorlardı. Şimdi de aynı zihniyet devrede. Yeğenim Hurşit bir aydır kayıp devlet kirli zihniyetini devam ettiriyor. Bizim ailenin geçmişini devlet çok iyi biliyor biz 7'den 70'e devlet karşısında dik durduk şimdi de aynı şekilde devam edeceğiz."
(aı-sg/dk)