‘Jineoloji’nin hedefi merkezileşme değil, yerelleşme'
09:12
JINHA
İSTANBUL - İstanbul Jineoloji birimi çalışanı Rojda Yıldız, atölyelerde bir dönemin kapanışını, neler yaşandığını ve önümüzdeki dönemde planladıkları faaliyetleri anlattı. Rojda, Jineoloji atölyeleri ve hedeflerine ilişkin düşüncelerini, ''Atölyeler, kadın- bilim ilişkisini algılarda oluşturabilmek ve farkındalık yaratabilmek için yapılmış bir çalışmaydı. Jineoloji'nin ise merkezileşme değil, yerelleşme gibi bir hedefi var'' sözleriyle dile getirdi.
“Yaşam ve kadın" bilimi olarak tanımlanan Jineoloji atölyeleri dalga dalga yayılarak, tüm kadınlara ulaşmayı amaçlıyor. Yok sayılan kadın tarihine karşı, Jineoloji geçmişten günümüze kadına ve yaşama dair bir ışık tutuyor. İlk olarak Diyarbakır’da başlayan Jineoloji çalışmaları, daha sonrasında İstanbul’da da başladı. İstanbul Jineoloji birimi çalışanı Rojda Yıldız da, JINHA’ya Jineoloji atölyesine dair yaptıkları çalışmalardan ve Jineoloi’den söz etti.
3 ay boyunca ‘Jineoloji’ye Giriş’ kitabının okunduğunu ve bu kapsamda tartışmalar yürütüldüğünü anlatan Rojda, “Kadınlar, Jineoloji ve tartışmaları ile birlikte hayatlarında günlük yaşamlarından tutun da öğrenci arkadaşların kendi derslerine kadar ciddi bir yansıma olduğunu söylediler. Bizim yaratmak istediğimiz etki de bir şekilde yaratılmıştı'' dedi.
'Gerçek sosyolojiyi Jineoloji ile öğreniyorum'
Atölyelerin salt belli bir kesime hitap etmediklerini vurgulayan Rojda, öğrencilerden öğretmenlere, çalışan kadınlardan ev emekçisi kadınlara kadar geniş bir yelpazede kadınların bir araya gelerek kendi ürettikleri bilgi üzerinden tartışmalar yaptıklarını belirtti. Atölyelere ve kadınlara ilişkin gözlemlerini anlatan Rojda, “Sosyoloji okuyan bir kadın arkadaşımız vardı, Asmin Isırgan. Şu an Bakırköy Cezaevinde. Asmin, 'Okulda sosyolojiyi öğreniyordum ama şimdi gerçek sosyolojiyi öğreniyorum. Kadın bakış açısıyla örülmüş bir sosyal yaşamın üniversitelerde öğretilmiş olmaması daha önce gözüme hiç bu kadar batmıyordu. Ama şimdi derslerime bile çok farklı bakabiliyorum' diyordu. Bu bizim için önemli bir adımdı'' diye anlattı.
'Kimya'nın çıkış noktası: Kadının yaptığı hamur'
Atölyelerde özellikle anneler ve ev emekçisi kadınlarda zorlandıklarına dikkat çeken Rojda, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bilim ve kadın kelimesini mahallelerde nasıl anlatacağız diye düşündük. Çünkü algılarda oluşturulmuş olan şey, bilimin sadece üniversitelerde, kapalı ortamlarda özelliklede erkekler tarafından yapılabilen bir şey gibi görüldüğüydü. Hatta birçok arkadaşımızın bilime dahi bir fikriyatı yoktu. En basitinden kimyanın çıkış noktası kadının yaptığı hamurdur. Una suyun değmesi, mayanın katılması kimya denilen bilimin parçalarından biridir.
Kadınlar pratikleriyle külliyat oluşturuyor
''Tıp bilimi, ortaçağda ‘cadı’ denilen kadınların ellerinden çalınan bilgilerin üniversitelere hapsedilmesidir. Bunları anlatmaya çalışıyoruz. Evde yaptıkları o hamur aslında bir bilim, evde yapılan yemekler bir kimya'' diyen Rojda, kadınların bu örnekler ile bir külliyat oluşturduğunu belirtti. Kadınların kapitalizmle tanışmasından sonraki sürece de değinen Rojda, ''Kendileri yaptıkları bilimin buraya geldikten sonra hiçselleştirildiğini görmüşler. Çünkü orada anlamlandırılan değerler buraya geldiklerinde kapitalizmin meta olarak sunduğu şeyler olarak ortaya çıkıyordu. Bu kadınlar bir süre sonra kendilerini değersiz görmeye başlamışlardı. Kapitalizm bu kadınlardan bu bilgileri çalmış'' şeklinde konuştu.
‘ Yereldeki bilgiyi ve potansiyeli açığa çıkarmak istiyoruz’
Jineoloji’nin harekete geçirdiğini söyleyen Rojda, “Salt bir okuyup yazma meselesi ve oturduğun yerden bilgi üretme meselesi de değil. Bilimin topluma faydası olduğu müddetçe aslında bilim olabileceği yönünde bir hareketlendirmeydi” diye belirtti. Önümüzdeki dönemde gidebildikleri pek çok ilçede atölyeler yapmak istediklerinden bahseden Rojda, “Jineoloji'nin merkezileşme değil yerelleşme gibi bir hedefi var. Yereldeki bilgiyi ve potansiyeli açığa çıkarmak istiyoruz” dedi.
Jineoloji'nin eğitim, sağlık, politika, tarih, ekonomi, ekoloji ve demografya gibi 8 kılavuzu olduğundan söz eden Rojda, “ Şu an bu kılavuzlardan sağlık üzerine yoğunlaşıyoruz. Var olan külliyatı Jineoloji perspektifiyle yorumlayıp ele alarak güncelleştirmeyi düşünüyoruz'' diye kaydetti.
(nö/ödk/sy)