Geverli kadınlar acılarını klamlara döküyor
09:11
JINHA
COLEMÊRG- Geverli kadınlar söyledikleri klamlar ile bir yandan duygularını dile getiriyor, bir yandan da birbirlerinin acılarını da yok olmuş evlerinin gölgesinde sohbet ederek sarmaya çalışıyor.
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde 79 günlük sokağa çıkma yasağından sonra devlet güçleri bir çok evi yakıp yıkarken, halka da telafisi olmayan yaralar bıraktı. Yurttaşlar dayanışma içinde bulunarak yaralarını sarmaya başlarken kimisi de halen enkazların arasında yakılan anılarını arıyor. Mısri Aslan (60), Edibe Işık(50), Fehime Işık(60), Piroze Aslan (65) ve Kumru Işık (56) Cumhuriyet Mahallesi'nde yaşayan kadınlardan sadece birkaçı. Kimisi 90'lı yıllarda köyünden göç ettirilmiş, kimisinin evladı Kürt özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirmiş, kimisinin de tek sahip olduğu evi devlet güçlerince yakılmış. Hepsinin hikayesi farklı olsa da onları bir araya getiren ortak acıları ve komşulukları. Hepsinin şimdi oturacak bir evleri yok ve yok olan evlerinde de bıraktıkları anıları var. Yasaktan sonra döndükleri mahallelerinde evlerini bulamayan anneler, her gün yakılıp yıkılmış evlerinin gölgesinde oturarak sohbet ediyor.
'Savunmamız için hendekler açıldı'
Sohbetlerinin yanında klamlarını da eksik etmeyen kadınlar bir yandan duygulu anlar yaşarken, bir yandan da beddualarını eksik etmiyor devlet güçlerinden. İlk olarak Mısri Aslan (60), Yüksekova'da devletin yıllardır yürüttüğü politikalara değinerek şu sözlerle anlatmaya başlıyor: "Devlet halkı sindiremeyeceğini anlayınca her gün birimizin evladını tutukladı. Kimisini öldürdü. Bu yaşananlara sessiz kalmayan Yüksekova gençleri savunmalarını yaptılar mahallelerde. Devlet burada tank topu ile savaştığı için halk gitmek zorunda kaldı. Ortalığı boş bulunca önlerine gelen evlerimizden hırslarını çıkardılar. Biz Gever'den çıkmak istemiyorduk. Zorla çıkarıldık evlerimizden. Ama artık ne olursa olsun hiç bir güç bizi topraklarımızdan uzaklaştıramayacak."
'Yıllar önce yaptıklarını yine yaptılar'
Evi yakılan Edibe Işık (50) ise, yıllardır devletten yana atılan hiç bir olumlu adım olmadığını söylüyor ve zorla çıkarıldıkları evlerini artık bırakmayacaklarının altını çiziyor. Fehime Işık (60) da 90'lı yıllarda Şırnak'a bağlı Feraşin köyünden de göçertildiklerini hatırlatıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Bizi köylerimizden tehdit ederek çıkardılar yıllar önce. Düzenimizi kurduk Gever'de. Ama devlet bunu sindiremedi. Yine halka yöneldi. Buradan çıkmamız için ellerinden geleni yaptılar. Aylarca bizi gaz bombaları ile korkutmaya çalıştılar. Geri adım atmayacağımızı görünce bu sefer tüm askerlerini üstümüze salıp bizleri zorla çıkardılar."
'Gençler barışın gelmesi için savaştı'
Kürt özgürlük mücadelesinde oğlu yaşamını yitiren Piroze Aslan (65), Yüksekova'yı yıllar önce köylerinden göç eden halkın kurduğunu vurgulayarak, halkın birlik içinde olduğunu ve komşuluk ilişkilerini de yaşattıklarını ifade ediyor. Piroze, devletin Yüksekova'daki halkın birliğini bozmak için saldırıya geçtiğini buna karşın halkın da hendekler ile kendilerini savunduğunu belirterek davalarının haklılığını savunuyor. Kumru Işık(56) ise, yasak süresince evlerinde sağlam tek bir eşyalarının kalmadığına dikkat çekerek, "Biz dilimiz ve kimliğimiz için mücadele ediyoruz yıllardır. Ama devlet bunu bir türlü anlamadı. Son olarak yasak ilan ederek tüm varlığımızı da yok etti. Biz her şeye rağmen barış çağrımızı yineliyoruz. Burada savaşan gençler de barışın gelmesi ve halkları için mücadele ediyorlardı" şeklinde konuşuyor.
Geverli anneler söyledikleri klamlar ile duygularını dile getirirken birbirlerinin acılarını da yok olmuş evlerinin gölgesinde sohbet ederek sarmaya çalışıyor.
(ekip/dc/mg)