Alevi kadınlar: Bütün acılarla ortak yanlarımız var
09:00
JINHA
ANKARA- 2 Temmuz 1993 Madımak Katliamı’nda Türkiye halklarının yeni katliamlarla karşı karşıya kaldığına dikkat çeken ADAD Kadın Sekreteri Sevgi Kişin, “Alevi kadınlar olarak bu coğrafyada yaşanan bütün acılarla ortak yanlarımız vardır. Biz Taybet Anayız, biz satılan Ezîdî kadınlarız, biz 77 yaşında tutuklanan Sisê Anayız. Hepsinde bir parçamız var” dedi.
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilen Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli’nin yakılması sonucu çoğu alevi 33 yazar, şair ve ozanlar ve 2 otel görevlisi yakılarak katledildi. Her dönemde iktidarda olan hükümetlerin katliam ve asimilasyon politikalarına maruz bırakılan Aleviler bugün de coğrafyalarına yerleştirilen IŞİD kampları ile yeni katliamlarla karşı karşıya.
Bir katliamın daha yıl dönümüne yeni katliamlarla girdiklerini ve her ne olursa olsun Kürt halkının yanında olacaklarını belirten Ankara Demokratik Alevi Derneği Kadın Sekreteri Sevgi Kişin “Bugün Ezîdî kadınların yanındayız. Biz Taybet Anayız, biz satılan Ezîdî kadınlarız, biz Koçgiri kadınıyız, biz 77 yaşında tutuklanan Sisê Anayız. Hepsinde bir parçamız var. Her zaman da bunların yanında olacağız” diye konuştu.
‘Osmanlı ile başlayan katliamlar Cumhuriyet ile hızlandı’
Sistemin bu denli saldırmasıyla daha çok katliamlar yaşanacağına dikkat çeken Sevgi, “Aleviler olarak hiçbir zaman kendimizi bu coğrafyada güvende hissetmedik. Bu sadece cumhuriyet ile başlayan bir dönem değildir. Osmanlı’dan bugüne kadar gelen, aslında Alevilerin inandığı cumhuriyette de giderek hızlanmıştır. Özellikle Osmanlı’da kanlı bir asimilasyonla karşılaşan Alevi kitlesi, cumhuriyet döneminde de hem kanlı hem de beyaz ölüm dediğimiz asimilasyonla karşılaşmıştır” diye konuştu.
Sevgi, Alevi halkının cumhuriyet dönemini refah dönemi olarak algıladıklarını, ancak bunun yanlış olduğunu vurgulayarak, bu dönemde de Alevi inancının ve halkının kanlı katliamlar ve asimilasyonlarla karşılaştığını belirtti. Çorum, Malatya, Sivas, Maraş ve Dersim katliamlarının cumhuriyet döneminde gerçekleştiğini hatırlatan Sevgi, 2 Temmuz Madımak Oteli Katliamı’nın da yine bu dönemde gerçekleştiğini ifade etti.
‘IŞİD kampları, Aleviler için ciddi bir tehlike’
Yaşanan bunca katliamlar sonucu sembolik olarak birkaç isimin cezalandırıldığını ancak bunun karşılığında katliamların asıl faillerinin ödüllendirildiği söylen Sevgi, hatta parlamento temsil hakkı kazandırıldıklarına dikkat çekti. Katliam faillerinin bakanlık ve milletvekilliği esnasında da Alevilere yönelik hakaret içerikli söylemlerine devam ettiklerine vurgu yapan Sevgi, Alevi coğrafyasına bugün IŞİD kampları kurulmasına işaret etti. Ortadoğu’daki savaşların bir anlamda da mezhep savaşları olduğuna dikkat çeken Sevgi, mezhebinden dolayı katledilen Aleviler için ciddi bir tehlike olduğunu hatırlattı.
‘Zulme uğrayanın yanında olacağız’
Bugün Kürdistan’da devlet güçleri tarafından başlatılan savaş ve beraberinde gelişen katliamlara dikkat çeken Sevgi, Alevi kadınlar olarak kuşatmaların ve katliamların şiddetlendiği Sur, Cizre, Nusaybin’e giderek acılarını paylaştıklarını belirtti. Sur’da, Cizre’de bugün insanların yakıldığı gibi Sivas’ta da dünyanın gözü önünde insanların yakıldığını söyleyen Sevgi, “Bu coğrafyada yaşanan bütün acılarla ortak yanlarımız vardır Alevi kadınlar olarak. Bu yıkım ve yakımların hiç hız kesmeden sürdüğünü görüyoruz. Biz zulümkârdan yana değiliz. Zulüm edenlerin yanında değiliz” dedi.
Sevgi, zulme uğrayan herkesin yanında olacaklarını belirtti.
‘Yıldönümüne yeni katliamlarla girdik’
Bir katliamın daha yıl dönümüne yeni katliamlarla girdiklerini ve her ne olursa olsun Kürt halkının yanında olacaklarını belirten Sevgi, “Bugün Ezîdî kadınların yanındayız. Biz Taybet Anayız, biz satılan Ezîdî kadınlarız, biz Koçgiri kadınıyız, biz 77 yaşında tutuklanan Sisê Anayız. Hepsinde bir parçamız var. Her zaman da bunların yanında olacağız” diye konuştu.
‘Çorum Katliamı, Dersim Katliamı devam ediyor’
Yine ADAD üyesi olan Hatice Çevik ve Melahat Teke ise dünden bugüne halklar ve inançlar üzerinde hala katliamlar silsilesinin devam ettiğine dikkat çekerek, “Katliamların devam ettiği bir ortamda yaşıyoruz. Çorum Katliamı, Dersim Katliamı devam ediyor. Biz de o nedenle sömürünün, baskının olmadığı bir dünyada yaşamak istiyoruz. Özgürce kimliğimizi, inancımızı ifade etmek istiyoruz. Bugün Kobanê’de binlerce insanın yerinden edilmesi, canlarından olması, inançlarını doğru bir şekilde yaşayamamaları katliamcı zihniyetlerin var olmasından kaynaklanıyor. Bizler savaşın olmadığı sömürünün olmadığı bir dünya istiyoruz” dedi.
(de-mc/sy)