Lice ve Dicle'den kadınlar: Dün korkmadık bugün de korkmayacağız

09:01

Şehriban Aslan/JINHA

AMED - Bundan 26 yıl önce devletin imha ve inkar politikalarına karşı direnen Kürt halkı, bugün aynı politikaların devreye konulmasıyla yeniden direnişi giyindi. 'Sokağa çıkma yasağı' ve 'özel güvenlik bölgesi' ilan edilen Lice ve Dicle'de yaşayan kadınlar, "Gün oturma günü değil ayaklanma günüdür. Dün korkmadık bugün de korkmuyoruz" diyor.

Kuzey Kürdistan'da 90'lı yıllarda devletin Kürt halkına yönelik imha, inkar ve asimilasyon politikası aradan geçen 26 yılın ardından devam ediyor. Diyarbakır'ın Lice, Kocaköy, Hani, Dicle, Hazro ve diğer kırsal alanları 'özel güvenlik bölgesi' ve 'sokağa çıkma yasağı' ilan edilmesinin ardından orman yangınları başladı. İlçelere tüm giriş çıkışlar yasaklanırken, yayılan yangınlara da müdahale edilmesine izin verilmiyor. 90'lı yıllarda Lice ve Dicle'de yaşayan kadınlar, geçmiş yıllarda da bu politikaların uygulandığını fakat işe yaramadığını söyledi.

'Korkmuyoruz'

Lice'de yaşayan Lamia Dolan, "Bizim kimseden korkumuz yok. Ne yasakla, ne ölümle ne de göçle biteriz. Yıllar önce köylerden çıkıp nasıl geri gelindiyse bugün de aynısı olur" dedi. Yasaklara tepki gösteren Lamia, hiç bir şeyden korkmadıklarını ve mücadele yürüten çocuklarının peşini bırakmayacaklarına vurgu yaparak, "Biz sürekli çocuklarımızın peşindeyiz asla peşlerini ve mücadelelerini bırakmayacağız. Biz hep varız ne ölümle ne yasakla nede göçle biteriz. Erdoğan bilsin ki, en küçük çocuğumuz konuşmaya yeni başladığında 'Bijî Serok Apo' diyor. Yasaklarını ortadan kaldırsın zaten yasakları tanımıyoruz. Ne kadar yasak olursa olsun biz korkmuyoruz. Bakın yasak var ama biz yine de işimizin gücümüzün içindeyiz. Bizi değil yasak, hiç bir şey engelleyemez" ifadelerinde bulundu.

'Kazanacağımızı biliyoruz'

"Devlet ne kadar üzerimize gelirse gelsin bir o kadar güçleniriz" diyen Lamia, "Ne kadar zindanlara da atsa biz o kadar güçlenir onun üstüne gideriz. Buradan Heval Karayılan'a sesleniyorum: O sarayı onun başına yıksınlar. O nasıl ki evlerimizi yıkıp talana çeviriyor onun başına da yıksınlar. Asla moralimizi bozmuyoruz çünkü kazanacağımızı biliyoruz. Erdoğan bizi iki kuruş parasıyla kandıracağını sanmasın. Kendisini padişah ilan etmiş. Kalkıp Kürtlerin başkanı olurum diyor sen hiç bir zaman bizi temsil edemezsin. Hem bizi öldürüp hem de başkan olamazsın" şeklinde konuştu.

'Ayaklanmanın zamanı geldi'

Kürtlerin hiçbir zaman bitmeyeceğini ve verdikleri mücadeleyi kazanacaklarını belirten Lamia, "Başarıyoruz ve başarmaya devam edeceğiz. Yasakları dinlemiyoruz. Tüm Kürtlere özellikle Kürt kadınlarına sesleniyorum. Bugün oturma günü değildir. Korksak da korkmasak da savaşmak zorundayız, ayaklanmanın zamanı geldi. Biz var oldukça ve kanımız aktıkça Serok Apo'nun ve gerillalarımızın peşindeyiz, mücadelelerinin takipçisiyiz" dedi.

'Devlet eşimi katletti'

Öte yandan Dicle'de de birçok alan 'Özel güvenlik bölgesi' ilan edildi. Dicle'nin Elosekê (Gelinlik) köyünde yaşayan yurttaşlar, 90'lı yıllarda da aynı şeyleri yaşadıklarını söyledi. İsminin açık verilmesini istemeyen kadınlardan M.Y., 90'lı yıllarda köyde yaşadığını ve eşinin devlet güçleri tarafından katledildiğini dile getirdi. 90'lı yıllarda yaşananları aktaran M.Y., "Eşim 20 yıl önce askerler tarafından katledildi. Eşimi katlettikleri yetmemiş gibi beni her gün evden alıp sorguya götürüyorlardı. Her sabah tüm köylüleri köyün ortasına toplayıp gece yarısına kadar güneşin altında aç-susuz bekletiyorlardı" diye belirtti.


'Köyümüzü terk etmeyeceğiz'

Yaşadıklarını anlatmaya devam eden M.Y., "Askerler bizi köyde bulunan okula götürüyorlardı. Ellerimize, tırnaklarımıza sopayla vurup duruyorlardı. Kayınbiraderimi alıp Diyarbakır'a götürdüler. Elektriğe vermiştiler, çok fazla işkence yapılmıştı. Bir şey yapmadığını anladıklarında serbest bıraktılar fakat kayınbiraderim hala hastalıklarıyla uğraşıyor. Yapılanların etkisini üzerinden atmış değil. Daha sonra köyden çıkmak zorunda kaldık. Çıktıktan sonra başka yerde yapamayacağımızı anladık ve köyümüze geri döndük. Bugünde bize aynı şey yapılmak isteniyor ama biz hiçbir şekilde ne evimizi ne de köyümüzü terk etmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

(mg)