Ankara'da kurulan Feminizm Derneği

09:01

JINHA

ANKARA - Türkiye'de ilk defa Ankara'da bir Feminizm Derneği kuruldu. "Eril adalet değil gerçek adalet" sloganıyla mücadele hayatına başlayan derneğin genel başkanlığını yürüten Hazel Ecem Kılıç, "Feminizm tamamen kadın haklarını üste çıkarıp erkek düşmanlığı olarak bilinen bir olgu haline geldi. Biz bunu da yıkmaya çalışıyoruz. Bizim amacımız sadece kadın değil, mağduriyeti olan kadın, erkek, LGBTİ fark etmeksizin birleşmeyi amaçlıyoruz" diyor.

Erkek egemen sisteme karşı yaşamın birçok alanında eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren kadınlar, alanlarını genişletiyor. Ankara'da yeni kurulan Feminizm Derneği de mücadele hayatına dernekleşerek başladı. "Feminizm erkek düşmanlığı değildir. Kadınların üstün olduğunu savunmak da değildir. Salt bir kadın hareketi de değildir. Hakkındaki yaygın yanlış kanılar ne olursa olsun feminizm, her türlü cinsiyet ayrımına karşı çıkan, insanların cinsiyetlerine göre değerlendirilmesini reddeden, her cinsiyetin birbiriyle eşit sosyal, siyasal, hukuki ve ekonomik haklara sahip olması için mücadele eden bir ideolojidir. Feminizm Derneği de bu amaç için, kadın-erkek-LGBTİ tüm bireylerin omuz omuza birlikte mücadele ederek eşitlik anlayışını toplumun her alanına yayılmasıdır" diyen dernek, birçok kişiyi aralarında görmek için birlikte hareket etmeye çağırıyor.

'Şu ana kadar bir feminizm derneği yoktu'

Derneğin Genel Başkanı Hazel Ecem Kılıç, biraraya gelme ve derneğin oluşum sürecini anlatırken, resmi olarak bir Feminizm derneği olmadığını belirtiyor. Son zamanlarda Türkiye'de kadın cinayetleri, taciz ve tecavüzlerin artarak devam ettiğini belirten Hazal, bu sebeple sokak hareketleri üzerine toplandıklarını daha sonra ise resmileşmeye karar verdiklerini söyledi. Şu an dernek üyelerinin sayısının 30 olduğunu kaydeden Hazel, bunun 5'inin erkek ve LGBTİ'lerden oluştuğunu dile getirdi.

'Birleşmeyi amaçlıyoruz'

Türkiye'de yanlış bir feminizm algısı olduğuna dikkat çeken Hazel, "Feminizm tamamen kadın haklarını üste çıkarıp erkek düşmanlığı olarak bilinen bir olgu haline geldi. Biz bunu da yıkmaya çalışıyoruz. Bizim amacımız sadece kadın değil, mağduriyeti olan kadın, erkek, LGBTİ fark etmeksizin birleşmeyi amaçlıyoruz" şeklinde konuştu.

Türkiye'deki ilk feminizm derneği

İlk olarak sosyal medya üzerinden örgütlenmeye başlayan dernek üyeleri daha sonra eylemlerde bir araya geliyor. İlk önce birbirlerini tanımadıklarını söyleyen Hazel, bu sayede ara ara bir araya gelerek toplandıklarını belirtiyor. Daha önceden diğer örgüt ve derneklerin eylemlerine destek olarak bu işi yaptıklarını şimdi ise dernekleşme sürecine girdiklerini kaydeden Hazel, "Türkiye'de ilk kez Feminizm derneğinin kuruluşunu gerçekleştirdik" dedi.

'Değiştirmeye çalışacağımız konu çok fazla'

Derneğin bir diğer üyesi Esin Turanlı ise dernekleşmedeki amaçlarını daha "kontrollü ve ulaşabilir" olarak açıkladı. İnsanları cins olarak ayırt etmediklerini; kadın, erkek, LGBTİ bireylerin hepsine ulaşmak istediklerini vurgulayan Esin, "Bize ulaşabilir olmanın en baştaki şeyi dernek olmaktı zaten. Yeni bir derneğiz. Şu anda eksiklerimiz çok ama onları gün geçtikçe tamamlayacağız. Tüm insanlara yardım etmek istiyoruz. Herkes her sebeple başvurabilir. Türkiye'de adaletle ilgili çok büyük sıkıntılar var. Başta adalet olmak üzere değiştirmeye çalışacağımız konu çok fazla" diye belirtti. Zamanla davalara müdahil olacaklarını ve bu süreçte avukat, psikolog yardımları olanlara ücretsiz olanak sağlayacaklarını ifade eden Esin, "Zamanla kadın sığınma evleri ile alakalı çalışmalarımız olacak. Günden güne büyüyerek çoğalacak" ifadelerini kullandı.

'Kadın ve LGBTİ cinayetleri politiktir'

Derneğin kurucu üyesi Özlem Taşkesen ise, siyasetler üzeri çalıştıklarını belirterek, "Biz kadın ve LGBTİ bireylerine yapılan işkence ve cinayetlerin politik olduğunu düşünüyoruz. Doğuda yaşanan olaylar bizim için ne kadar önemliyse Batıda yaşananlarda bir o kadar önemli. Her ikisi birbirinden farklı hareketler olduğu için onlara uygun hareket etmeye çalışıyoruz" dedi.

'Roller yoktur herkes her şeyi yapabilir'

Feminizmde 1. 2. ve 3. dalga akımını hatırlatan Özlem, konuşmasına şöyle devam etti: "Şu an ülkemizde 3. dalga feminizm devam ettiği için Avrupa'da dahil olmak üzere bir erkek düşmanlığı giden bir harekete gelmiş vaziyette. Biz işin açıkçası bu 3. dalganın yanlış olduğunu düşünerek, kadın veya erkeğin herhangi bir üstünlüğü değil, her iki cinsiyetinde eşit olduğunu savunuyoruz. Bu nedenle de mücadelemizde erkek görünürlüğü de istiyoruz. Çünkü bizimle beraber feminizme destek veren çok fazla erkek var. Kadın tabi ki doğal olarak ezilen bir sınıf olmasına rağmen toplumsal dayatılan rollerden dolayı erkeklerde ezilen sınıftadır. 'Kadın yemek yapması gerekiyorsa erkeğinde para getirmesi gerekiyor.' Biz bunlara karşı çıkıyoruz. Roller yoktur herkes her şeyi yapabilir. Bu yüzdende hem erkeğin hem kadının birlikte hareket etmesini istiyoruz. Biz eğer ki eril sisteme karşıysak ve bundan kurtulmak istiyorsak erkeklerle beraber savaşmak durumundayız."

(he/de/mg)