JINHA

İSTANBUL-Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak adına Genel Yayın Yönetmenliği yaptıkları için tutuklanan Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin için başlatılan özgürlük nöbetinde, hiçbir baskının dayanışmayı ve mücadeleyi engelleyemeyeceğine vurgu yapıldı. Avukatı aracılığıyla nöbettekilere mesaj gönderen Şebnem, “Duvarların ardında olmak özgürlüğümüz kısıtlamıyor. Dayanışma ile her an sizinle olduğumu hissediyorum” dedi.

Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak amacıyla başlatılan nöbetçi genel yayın yönetmenliği kampanyasına katıldıkları için tutuklanan Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı (TİHV) akademisyen Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, gazeteci yazar Ahmet Nesin ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü(RSF)Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu için düzenlenen özgürlük nöbeti dördüncü gününe girdi. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde yapılan nöbeti bugün TİHV devraldı. Eyleme barış bildirisine imza attıkları için tutuklanan akademisyenler Meral Camcı, Esra Mungan ve Muzaffer Kaya’nın yanı sıra çok sayıda akademisyen, insan hakları savunucusu, Özgür Gündem gazetesi editörleri ile Şebnem’in tıp fakültesinden öğrencileri katıldı. Öte yandan eyleme katılanlar Şebnem’e iletilmek üzere tutulan dayanışma defterine duygularını yazdılar.

‘Haksız tutuklamalar ile karşı karşıyayız’
İki saat süren nöbetin ardından yapılan açıklamada ilk sözü alan Barış İçin Akademisyenler grubundan Prof. Dr. Tül Akbal, Meral Camcı ve Esra Mungan için aynı yerde yapılan nöbeti hatırlatarak, “Sürekli olarak bir nöbet devri içine girmiş durumdayız. Yine bir haksız tutuklama ile karşıyayız. Bizler bu dayanışma ile gün geçtikçe güçleniyoruz. Hiçbir baskı bizi yıldırmayacak” dedi.

‘Baskılar her gün artıyor’

Ardından konuşan akademisyen Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ise; “Yandaş medya ve tutsak medya dışında memlekette neler olduğunu okuyabileceğimiz basın neredeyse kalmadı. Basına yönelik baskılar her gün daha da artıyor. Bu süreç içinde Özgür Gündem gerçekleri duyurduğu için daha bir baskıya maruz kalıyor. Arkadaşlarımız ülkemizde olmayan basın ve ifade özgürlüğüne katkı susmak amaçlı Özgür Gündem ile dayanıştılar. Yaşam hakkının devlet tarafından ihlal edildiği bir ülkede barış demokrasi özgürlük taleplerimizi yeniden dile getirmek için buradayız” şeklinde konuştu.

‘Cezaevi duvarları mücadelenin simgesidir’

TİHV adına konuşan Metin Bakkalcı da, cezaevi duvarlarının mücadelenin ve hak ihlallerinin simgesi haline geldiğini vurgulayarak, aynı zamanda onurlu insanların olduğunu göstergesi olduğunu belirtti.

‘Özgür Gündem baskı altında’

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Raşit Tükel konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Özgür Gündem ciddi anlamda baskı altında. Gerçeği söyleyenler baskı altında, arkadaşlarımızda bu baskılara dikkat çekmek için dayanışma sergiledi. Bizim şu an en çok ihtiyacımız olan şey medyanın özgürlüğü gerçeğin ne olduğunu bilmek. Fakat bunu baskıları artırarak tutuklamalarla bizi yıldıramayacaklar.”
‘Gazetecilik suç değildir’

Seray Şahiner, “Bu tutuklamalar bizim haber alma hakkımızı engellemeye dönüktür. 90’lı yıllarda özgür basının yaşadıklarının anlatan Press filmi vardı. Biz her gün bu filmi yeniden izliyoruz. Gazetecilik suç değildir, bunun böyle bilinmesini izliyoruz” diye konuştu.


Öte yandan Şebnem, avukatı Meriç Eyüboğlu ile gönderdiği mesajda şöyle dedi: "Duvarların ardında olmak özgürlüğümüz kısıtlamıyor. Dayanışma ile her an sizinle olduğumu hissediyorum. Sadece benim için değil, cezaevinde yaşanan bütün hak ihlalleri için mücadelenin büyütülmesi gerekiyor."

Açıklamanın ardından Şebnem’in fotoğrafının olduğu balonlar şarkılar eşliğinde uçuruldu.

(rt/dc)