Lice için çağrı: Operasyonlar duruncaya kadar ayrılmayacağız

12:16

JINHA

AMED - Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nde yapılan Belediye Eşbaşkanlar toplantısı başladı. Toplantıda konuşan DTK Eş Başkanı Leyla Güven, Lice'de 4 gündür devam eden operasyonlara ve halkın evlerinden çıkarılmalarına karşı dur demek için Lice'ye gideceklerini duyurdu. Çağrıda bulunan Leyla, "Şu an bizim için en önemli gündem Lice'dir. Herkesi Lice'ye gitmeye ve operasyonlar duruncaya kadar oradan ayrılmamaya çağırıyoruz" dedi.

HDP, DBP ve Belediyesi çalışanlarına dönük baskılar, gözaltılar, tutuklamalar ile belediyelere dönük gerçekleşen keyfi baskılar ve kayyum atamalarına dönük Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda eşbaşkanlar toplantısı gerçekleşiyor. Toplantı salonuna DBP bayrakları ve "Türkiye'de demokrasiyi, Kürdistan'da Özerkliği inşa ediyoruz" pankartı asıldı. Toplantıya HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DTK Eş Başkanları Leyla Güven ve Hatip Dicle, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit, Diyarbakır Belediyeleri Eş Başkanları, DBP-HDP il ve ilçe yöneticileri ile DBP MYK üyeleri katıldı. Kentlerde ve ilçelerde özel harekat polisleri tarafından yaşam alanlarının yerle bir edilmesi, Nusaybin, Sur, Gever ve Şırnak'ta devam eden ablukalar ile sürece dair değerlendirmeler yapıldı.

'Mesele halkın iradesine dönük saldırı'

Toplantının açılış konuşmasını yapan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, "Eşbaşkan Kamuran Yüksek hala tutuklu ve hukuksuzca devam eden bir tutukluluk süreci bu. Partimize karşı sistematik bir baskının olduğunu belirtmek istiyoruz. Hurşit arkadaşımız hala kayıp ve hiçbir haber alamıyoruz. Devletle bağlantısı olan kişiler Hurşit'in ellerinde olduğunu söylediler ama sonra kendisinin nerede olduğunu bilmediklerini söylediler. Bu toplantımızda belediyemizin çalışmalarını, yerel yönetimlerin çalışmalarını tartışacağız ve konuşacağız beraber. Mesele sadece kayyum atamaları değil, mesele sadece tutuklamalar da değil, mesele halkın iradesine dönük bir saldırı meselesidir. Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'ın binbir zorlukla başlattığı müzkere süreci herkes için bir umudu temsil ediyordu. Ülkenin her yerinde barış iklimi yaşandı. Herkes barışı konuşurken dönemin başbakanı erdoğan masa yok süreç yok diyerek çöktürme planını devreye soktu" diye konuştu.

'Asıl amaçları Kürtleri yok etmek'

Çöktürme planında var olan noktalara işaret eden Sebahat, "10 bin Kürdün tutuklanması, 15 bin Kürdün ölmesi var. 13 bin Kürdün yerinden göç ettirilmesi var. Hala herkesin terör örgütü olarak gördüğü EL-Nusra'yı akjlamak peşindeler. Demokrasiyi temsil eden HDP'yi parlemantodan atarak kendi soykırım politikalarını devreye sokmak istiyor. Bugüne kadar AKP faşizmi yönetimi nedeniyle 175 arkadaşımız gözaltına alınmış birçoğu da tutuklanmıştır. 21 belediye eşbaşkanımız tutuklu. Son 2 yıldır müfettişler beldiyelerimizden çıkmıyor, 2 yıldır belediye eşbaşkanlarımız üzerinde bir baskı ve saldırı var. Kendi politikalarını devreye sokmak için, Kürt düşmanlığını yaymak için katliamlar gerçekleştiriyor. Asıl amacı Kürtleri yok etmektir. AKP'nin en güvendiği belediye başkanı kimse getirsin, bizim belediye eşbaşkanımızla çıksınlar canlı yayına, kim terörizme hizmet ediyor çıksın ortaya" diye belirtti.

'Halkın iradesini onların eline vermeyeceğiz'

4 bin yıl önce gençlerin ölümünü reva görenlerin bugün Tayyip Erdoğan şahsında bir kez daha canlandığını söyleyen Sebahat, "Erdoğan tarihi çok seviyor ya, yatıp kalkıp Osmanlı döneminden bahsediyor ya gitsin biraz da Ortadoğu tarihini araştırsın. Bu halkın kaç bin yıldır direndiğini bir görsün. Bu halk tarih boyunca boyun eğmedi, bundan sonra da eğmeyecektir. Bizim bu mücadeleden vazgeçeceğimizi düşünüyorlarsa boşuna hayal kurmasınlar. Biz devletin bütün şiddet politikalarına karşı direnerek bugüne geldik. 'Biz istediğimizi yaparız kayyum atarız' diye düşünmesinler. O belediyeler halkın belediyeleridir ve biz halkın iradesini ölümüne dahi olsa koruyacağız. Hiç kimse heveslenmesin. Biz halkın iradesini onların eline bırakmayacağız. Sen hesap ver önce. Yaptıklarının hesabını sen vereceksin, er ya da geç yargılanacaksın" dedi.

''Güçlü bir başlangıç yapmanın zamanı geldi'

Mutlaka bu olanların sorumlusu olanları yargılatacaklarına vurgu yapan Sebahat, "Mücadelemiz asıl şimdi başlıyor. Bugün Lice, Silvan, Hani bombalanıyor. Halkımız evlerinden atılııyor ve göç politikası uygulanıyor. Ben buradan tüm eşbaşkanlarımıza, meclis üyelerimize ve halkımıza çağrıda bulunuyorum. Lice'ye, Silvan'a sahip çıkalım ve buna karşı demokratik tepkimizi gösterelim. Kürdün evini başına yıkarak, Kürtlere devlete bia ettireceklerini düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Kürtler her şeyin farkında ve buna göz yummayacaktır. AKP bu ülkeyi bölünmeye götürüyor. AKP ile bu saatten sonra bir çözüm gelişmez. Arkadaşlarımızın morallerini bozmadan zafere inanması gerekiyor. Bir omuz verirsek zafer bizimdir. Kürdistan halkı için yebni bir dönem başlıyor ve bizler de Kuzey Kürdistan'daki halkın öncüleri olarak bu omuz vermeye hazırız. Halkımızın özlem duyduğu yeni yaşamı kurmak için önemli sorumluluklar var ve bizlere de önemli görevler düşüyor. Güçlü bir başlangıç yapmanın zamanı geldi" ifadelerini kullandı.

'Mesele hendek meselesi değil, statü meselesidir'

Binlerce askerin Lice'ye getirildiğini belirten DTK Eşbaşkanı Leyla Güven süreci ve yaşanılanları şöyle değerlendirdi: "Dönemin suçluları yargılanması gerekirken bugün tekrar Lice'de yeni katliamlar peşindeler. Buna karşı Türkiye halkları ise sessizliğini koruyor. İnsnalar canlı bir şekilde bodrumlarda katledildi. Mesele hendek meselesi değil, statü meselesidir. Seyit Rıca ve Şex Said de hendek kazmışlardı. Tarihe baktığımızda buna karşı ne vardı. Belki konumlar ve tarihler farklıydı ama sebep aynıydı. Onlar için stratejisiz olan yerleri değiştirmek istiyorlar. Bu onların planıdır, ama onlar da iyi bilsinler ki biz bu planı bozacağız. Halkı yerinden göç ettirmelerine izin vermeyeceğiz. Biz Gever'den, Czre'den, Sur'dan iyi biliyoruz ki çatışmlalar yoktu ama yasağı devam ettirdiler. Evleri, sokakları bilerek yakıp yıktılar. Böyle yaparak halkı şehirleren çıkarabileceklerini düşündüler ama halkımızı hala tanıyamamışlar. Bu halk 90'larda terk etmedi bu toprakları, şimdi mi terk edecekler?"

Lice'ye gidilecek

AKP planlarının amacına ulaşmasına izin vermeyeceklerini belirten Leyla, "Sanıyorlar ki kayyum atayınca belediyeler onların olacak. Onların hizmeti halkımıza lazım değil. Halkımız şuan sessiz diye teslim aldıklarını sanıyorlar ama halkımız nerede nasıl ses çıkaracağını iyi biliyor. Biz kayyumu da sadece bir yönden ele almıyoruz. Bu saatten sonra kayyum gelecek diye tedirgin olup çalışmalarımızı aksatmayacağız. Tam tersi çalışmaları daha çok artıracağız ve halka hizmet etmeye devam edeceğiz. Arkadaşlarımız büyük bir heyecan ile çalışmalarını yürütüyor ve biz de bunu görüyoruz. Biz de öncüler olarak omuzlarımıza ne düşüyorsa kaldıracağız ve hizmette kusur etmeyeceğiz. Kayyum ne kadar önemliyse bile gündemimizde olan Lice'dir ve bizim için en önemli olan şey odur. Lice'yi kimsesizleştirmek istiyorlar ama biz buna izin vermeyeceğiz . Yarın da toplu bir şekilde Lice'ye gideceğiz ve bu bombardımanlar durana kadar oradan ayrılmayacağız" diyerek çağrıda bulundu.

'Her yol Amed'ten geçer'

İktidarın hiçbir ötekiye tahammül edemediğini ifade eden HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, "Bugün karar vermesi gerekenlerin Türkiye halkları olduğunu söyleyen Gülistan, "Bugün kaybedecek olan sadece Kürdistan halkları değildir. Bugün Diyarbakır belediyesine kayyum atayan iktidar yarın İzmir belediyesine de atayacaktır. Bugün HDP'nin vekilini tutuklayanlar, yarın CHP'nin vekilini hatta en küçük çatırmada MHP'nin de vekilini tutuklayacaktır. Halkın bütün itirazlarını bastırmaya çalışıyorlar. Bugün Kürdistan'daki belediyelere el koyma meselesine en başta İstanbul Belediyesi kıyametler koparmalıdır. Bizim belediyelerimizin kardeş belediyeleri ayaklanmalıdır, sokapa dökülmelidir 'siz naısl kardeş belediyelerimize kayyum atarsınız' demelidir. Bir zamanlar Avrupa Birliği'nin yolu Amed'ten geçer diyorduk. Sadece Avrupa'nın değil, her yol Amed'ten geçer" ifadesinde bulundu.

(ekip/sy)