Manisalı liselilerin 'davası' 21 yıl sonra yeniden yükseliyor

09:01

Ceren Karlıdağ/JINHA

İSTANBUL- Manisa Emniyet Müdürlüğü'nde yıllar önce kısılmaya çalışılan "Demokratik lise istiyoruz" çığlığı, liseli gençlerin yayınladıkları bildirilerde yeniden yükseliyor. 21 yıl önce "demokratik lise" şiarıyla mücadele eden liseliler, bu kez eğitimin dinselleştirilmesine, liselerdeki tacize, cinsiyetçi ve nefret içerikli müfredata karşı isyan ediyor.

AKP hükümetinin ve 'Saray'ın anti-demokratik uygulamalarına tek tek isyan eden liseliler, bundan yıllar önce de farklı bir siyasal iktidarın anti demokratik uygulamalarına karşı "Demokratik lise" taleplerini dile getirmişlerdi. Yeniden isyan eden liseli gençlerin iradesi ise aslında 21 yıl öncesinin Manisa Emniyet Müdürlüğü'nün işkence hanelerinde mayalanırken, adliye koridorlarında işkenceci polislerden hesap sorarak filizlendi.

'Götürmeyin o daha çok küçük!'

1995'te çoğu ortaokul ve lise öğrencisi 16 genç, örgüt üyeliği suçlamasıyla gözaltına alınarak ağır işkenceden geçirildi. Tarihe "Manisalı gençler" ya da "Manisalı liseliler" davası olarak yazılan davada gençler tüm suçlamalardan beraat ederken, polisler işkence suçundan toplam 85 yıl hapis cezası aldı. Liseli gençler, yasa dışı örgüt iddiası ile gözaltına alınarak işkence hanelere götürüldüklerinde ekranlara annelerinin, "Götürmeyin o daha çok küçük" diyerek feryat edişleri yansımıştı.

Feryatlara duyarsız kalmayan isimlerden CHP Milletvekili avukat Sabri Ergül, tüm dünyaya şöyle seslenmişti: "Bir çığlık üzerine girdiğim Manisa Emniyet Müdürlüğünün 4. katında girdiğim büroda 16 yaşındaki liselileri çıplak ve gözleri bağlı gördüm." Sabri Ergül, arkadaşlarıyla birlikte davanın avukatlığını da üstlenerek, "Bu iş yerinde işkence var" pankartlarını emniyet müdürlüğüne astı.

Devlet kendi çocuklarını koruyor

Yıllar sonra yaşadığı işkenceyi kamuoyu ile paylaşan Sema Taşar, cinsel işkenceye uğradıklarını, vücutlarına elektrik verildiğini ve işkence altında ifadelerinin alınmaya zorlandığını anlattı. İşkence altına alınan ifadeler mahkeme heyeti tarafından kabul edildi. Cinsel ve fiziksel işkenceyi görmeyen mahkeme heyeti, yaşları 14 ve 17 arası değişen liselilere ceza yağdırdı. Yargıtay'ın 'eksik soruşturma' gerekçesiyle kararı bozması üzerine çocuklar ceza almazken, kamuoyu baskısı sonucu ceza alan polisler "Polisler bulunamıyor", "Tebligatlar ulaşmıyor" bahanesiyle korundu. Devlet 'kendi çocuklarını' korurken, slogan yazdığı ya da örgüt üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına aldığı liselileri, annelerinin "O daha çok küçük" feryatları eşliğinde işkence tezgâhlarından geçirdi.

Duvarlar demokratik lise taleplerini taşıyor

İşkencelerden geçirilen gençlerin gözaltına alınma nedeni, duvarlara "Demokratik lise istiyoruz" yazmalarıydı. "Demokratik lise istiyoruz" cümlesi kadar net ve yalın bir talep, işkence hanelerde çürütülmek istenmişti. Çürütülmek istenmişti, çünkü devlet asla demokratik eğitimin temsilcisi olamayacağının farkındaydı. Bir daha hiçbir liseli genç demokratik ve özerk eğitim için ses çıkarmasın diye bir grup gencin sesi Manisa Emniyet Müdürlüğünde kısılmak istenmişti.

Aradan tam olarak 21 yıl geçti. 21 yıl boyunca liseli gençler kimi zaman üniversitelilerle birlikte alanlarda oldu, kimi zaman özgün gruplarla taleplerini dile getirmek için meydanlardaydılar. Fakat 21 yılın sonunda, 21 yıl öncesinin işkenceci zihniyetine karşı örgütlü ve domino taşı etkisi yaratan bir şeklide alanlara çıkacakları çok kimsenin aklına gelmedi.

Talepler yeniden yükseldi!

Manisa Emniyet Müdürlüğü'nde yıllar önce kısılmaya çalışılan ses, ilk olarak İstanbul Erkek Lisesi'nde yeniden yükselmeye başladı. Mahkeme salonlarında işkencecilerinin gözlerinin içine bakarak hesap soran liseliler, aynı kararlılığı İstanbul Erkek Lisesi'nde yandaş müdüre sırtlarını dönerek gösterdiler. 21 yıl önce Manisalı liselilerin 'davasını' günümüz liselileri devralıyordu. Ardından Galatasaray Lisesi öğrencileri, geleneksel pilav gününde yayınladıkları 'hiçbir padişaha kölelik yapmamış müdür ilanı' ile orantısız şiddete karşı orantısız zekânın gücünü gösterdi.

Liseliler akın akın geliyor!

"Bizler özgür düşünceden yanayız. Bizler demokrasiden yanayız. Bizler insan haklarından yanayız" diyen İstanbul Erkek Lisesi'nden yükselen sese Galatasaray Lisesi'nin ardından, Cağaloğlu Anadolu Lisesi Nazım'ın, "Ben yanmasam, sen yanmasan biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa" dizeleriyle, Vefa Lisesi ise "Hep beraber karanlığa sırtımızı dönmeye hazırız" diyerek karşılık verdi. Notre Dame De Sion Lisesi'nin "Anti-faşist mücadeleyi kuvvetlendirmek gerekiyor" çağrısı ve Türkiye'nin dört bir yanından liselerin yayınladığı bildiriler peş peşe geldi.

21 yıl sonra yeniden doğan isyan

Yayınlanan bildiriler liselilerin neden isyan ettiğini çok net bir şekilde ortaya koyuyordu. 90'ların tekçi ve milliyetçi eğitim anlayışı 2000'lerde gericilikle harmanlanmış, daha fazla militarizm, daha fazla cinsiyetçilik nüveleriyle karartılmıştı. İmam Hatip Lisesi'ne dönüşen liseler, tayt giyen öğrencisinden tahrik olan öğretmenler, karma eğitime son veren Beyoğlu Anadolu Lisesi, devletin eğitime dayattığı erk'liği öğrencilere dayatan idare, "Dindar nesil yetiştireceğiz" diyen Cumhurbaşkanı'nın pilot okulu olmak için yarışan müdürler.

21 yıl önce demokratik lise talebine elektrik veren, cinsel işkence yapan, çırılçıplak soyan devlet, 21 yıl sonra doğacak isyandan habersizdi. Yıllar önce işkenceleri boşa çıkaran liseliler, bugünse antidemokratik uygulamaları, eşitsiz ve özerk olmayan eğitim sistemini, özgür aklın değil tutsak aklın idarecilerini boşa çıkarmak için akın akın geliyorlar.

(sy)