JINHA

AMED - TİHV Diyarbakır Şubesi, "örgüt propagandası" gerekçesiyle Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve Erol Önderoğlu'nun tutuklanmasına tepki göstererek basın açıklaması gerçekleştirdi. Dayanışma çağrısının yapıldığı açıklamada tutuklananların var ettikleri mücadeleye sahip çıkılacağı söylendi.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Şubesi, Vakıf Başkanı Şebnem Korur Fincancı, yazar Ahmet Nesin ve RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu'nun tutuklanmasını protesto etmek amacıyla TİHV Diyarbakır temsilciliğinde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Barosu ve Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) destek amacıyla katılırken, açıklamanın düzenlendiği salona ise "Buradayız, dayanışıyoruz, çalışıyoruz" yazılı ve üzerinde tutuklananların fotoğraflarının basılı olduğu pankart asıldı.

'Şebnem Hoca hiç bir zaman yalnız kalmayacak'

Açıklamada söz alan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Türkiye'de var edilen hukuk dışı uygulamalara karşı olduklarını göstermek için burada olduklarını söyleyerek, "Amed'de bulunan sivil toplum örgütleri olarak bu hukuk dışı uygulamaya tepkimizi ortaya koymak için bir araya geldik. İnsan hakları dayanışması veren onurlu bir barış mücadelesi veren kişileriz. Şebnem Konur Fincancı her zaman hakları ihlale uğrayan insanların yanında oldu. Dünyanın her yerinde hep barış mücadelesi verdi. Bilimsel çalışmalar yaptı. İnsanlığa karşı yapılan işkenceleri ortaya çıkardı. Biz onunla birlikte çalıştığımız için onur ve gurur duyuyorduk. Şebnem hiç bir zaman yalnız kalmayacaktır. Bizler her koşulda yoldaşlarımızın yanında olacağız. Onların yaptığı her şeyi bizde yaptık. Bizler onurlu ve özgür bir yaşam mücadelesi verdik ve bunu sürdüreceğiz. Bunla birlikte iktidarın gerçek yüzünü ortaya çıkaracağız. Bizler cezaevlerinde bulunan bütün gazetecilerin yanındayız ve sesimizi dünyanın her yerine ulaştıracağız" dedi.

'Hukuk dışı uygulamaların hep karşısında olacağız'

Ardından Diyarbakır Barosu adına konuşan Cihan Çelik, Tahir Elçi'den bahsederek onun da bir insan hakları savunucusu olduğunu ve bu yüzden katledildiğini hatırlattı. "Bizler evvelden beri insan hakları ve hak ihlalleri için mücadele ediyoruz. Türkiye'de insan haklarını savunmak da onlara göre suç oldu. Devletin perspektifi dışında olan her düşünce onlar tarafından suç sayılıyor. Bu hukuk dışı uygulamaların hep karşısında olacağız ve bunlara karşı mücadele edeceğiz" diye konuştu.

'Dayanışmadan vazgeçmeyeceğiz'

TTB Merkez Kurulu Üyesi Şehymuz Gökalp de şunları kaydetti: "Kötü günlerden geçiyoruz. Gazeteciler ve akademisyenler dayanışma nöbetleri tuttukları için tutuklanıyor ve cezaevlerine konuluyor. Bizler Türk Tabipler Birliği olarak hep kardeşlikten ve dayanışmadan yana olduk. Ve bunun cezası ne olursa olsun duruşumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Bu tutuklanan 3 arkadaşımızda onurumuzdur."

'Tutuklu arkadaşlarımızla dayanışmaya devam edeceğiz'

KESK Dönem Sözcüsü Saliha Zorlu ise tutuklanan 3 arkadaşı için burada olduğunu söyledi. Saliha, 90lı yıllarda yaşananlarla aynı durumun yaşandığını anımsatarak, "Her alanda devlete karşı yapılan mücadelelerin sonucu tutuklamalar oluyor. Arkadaşlarımız Devletin gözünde muhalif sayılan bir gazeteye nöbette gittikleri için tutuklandı. Ama dayanışmanın suç olmadığını biz buradan söylüyoruz ve içerideki arkadaşlarımızın da hep yanında olacağız. Gazeteciler, aydınlar ve akademisyenler alınıyor, bu da gösteriyor ki demek ki bizden korkuyorlar. Bizde bunun için tutuklu arkadaşlarımızla dayanışmaya devam edeceğiz" dedi.

TUHAD-FED Eş Başkanı Mehmet Temizyöz, MHD Başkanı Zeynep Işık ve TİHV Üyesi Semih Ölçer dayanışma çağrısı yaparak arkadaşlarının yanında olduklarını söyledi.

(mm\dk)